Sabrın taşsa ne olur?
- GİRİŞ17.02.2010 10:39
- GÜNCELLEME17.02.2010 10:39
Askeri dikta özlemcileri, ulusalcılar ve bilumum postala selam duran taifenin yüreğine su serpildi bu sert söylemlerle.
Başbakan Erdoğan sade, anlaşılır, umursamaz ancak kurşun kadar ağır sözlerle geçiştirmeyi tercih etti Başbuğ’un açıklamalarını.
Gazetecilerin “ne düşünüyorsunuz?” sorusuna “sizin kadar önemsemiyorum” diyerek cevapladı Erdoğan.
Türkiye’de hala bir şeylerin değiştiğinin farkında olmayanlar var.
Genelkurmay Başkanı Başbuğ bu değişimi anlamayanların başında geliyor.
Geçen hafta sarfettiği sözler bir devlet adamına yakışan laflar değil.
“Sabrımızı taşırmayın, bildiklerimizi açıklarız.”
Düpedüz şantaj kokan bu cümle; sorumluluk makamındaki bir kişiye yakışan sözler mi Allah aşkına?
Eğer birisi, bir kurum veya tüzel kişilik, kimi kastediyorsan elinde onunla ilgili yasadışı işler yaptığını gösteren bir şeyler varsa gereğini yaparsın.
Senin alanına giren bir konu değilse ilgili alandaki devlet görevlilerine teslim eder, gereğinin yapılması için beklersin.
Ergenekon süreci başladığından beri TSK’ya bir şeyler oldu.
Her şey ortada ayan beyan dururken muvazzaf subaylar bilinmeyen bir korunma çemberine alındı.
Soruşturma safhasında hakkında en ufak bir söylenti çıkan memurlar veya emniyet görevlilerine bile el çektirilirken, darbe planının altında imzası olan (adli tıp tarafından iki ayrı raporla kanıtlandı) Albay Dursun Çiçek elini kolunu sallayarak aramızda dolaşabiliyor hala.
Sadece Dursun Çiçek, değil hiçbir subaya el çektirilmedi tutuklananlar dışında.
Çiçek çok ağır bir iddia ile yargılanıyor. Ve hala orduda görevde kalabiliyor.
Bu ne yaman çelişki.
Bu mu TSK’nın demokrasiye inancının göstergesi.
Hukukta masumiyet karinesi var elbet. Haberdarız, kimseyi de peşinen suçlu ilan etmiyoruz. Ancak yargı sonuçlanana kadar da görevde kalmaları anlaşılır gelmiyor açıkcası.
Başbuğ, geçen hafta, son günlerde artan subay intiharları karşısında alttan da gelen tazyikle kükremek zorunda kaldı anlaşılan. Ancak cümlelerini doğru seçmeyi beceremedi.
Sözleri sorumluluk sahibi bir devlet adamına yakışmadı.
Devlet adamı şantaj kokan cümlelerle, aba altından sopa göstermez varsa bildikleri, belgeleri gereğini yapar bu kadar basit.
Yıllardır akredite olmadığımız için TSK’nın hiçbir basın açıklamasına alınmıyoruz.
Akredite gazetecilerde sağolsunlar Başbuğ’a saygıda kusur etmeyelim diye en can alıcı soruları sormaktan bile imtina ediyorlar.
Başbuğ’un karşısında dilleri damakları kuruyor, soru sorarken bile ses tellerinin titrediğini hissediyorsunuz.
Paşamla başlayan soru cümlelerinde (kelimeleri dikkatle seçeceğiz diye) ne sorduklarını bile unutuyorlar.
Eğer bir gün akredite denen ve bazı gazetecileri düşman gören (arasında bende varım) anlayış sona ererse ve sağlığımızda el verirse sormak isterdim Başbuğ’a o sözlerini.
Tabi görev süresi bitmeden!
Sabrınız taşsa ne olur diye? Sahi ne olur?
Ahmet Gemici\ Haber7.com
gemici@kanal7.com
Yorumlar8