Adana'da tuz koktu!
- GİRİŞ17.03.2010 15:15
- GÜNCELLEME17.03.2010 15:15
Adana’daki yolsuzluk yazılarımıza ikincisi ile devam edelim.
Başlık biraz klasik.,
Ancak Adana’da yaşananları en çarpıcı özeti…
MHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, artık dönüşü olmayan bir yola girdi.
“Dönülmez akşamın ufkundayız” şarkıları söylüyor şimdi.
Önce İçişleri Bakanı harekete geçti, ardından savcılık ve en son MHP Lideri Bahçeli..
Devamı da gelecek gibi görünüyor.
Aytaç Durak tüm pişkinliğiyle iddialara cevap vermek için televizyon televizyon dolaşıyor.
Kendini savunurken kullandığı tek argüman ise 1980’li yıllarda Adana’da yerel bir gazeteye verdiği ilan.
O ilanları kameraların tam odağına nişanlayarak “Bakın ben o yıllarda müteahhittim, evlerimi satmak için ilan bile verdim” diyor.
Sizce de komik değil mi?
Yerel bir gazeteye verilen üç kuruşluk ilan iddiaya göre 2 milyar dolarlık servetin delili olarak gösteriliyor.
Bende diyorum ki ; hayır Aytaç Durak doğruları söylemiyor.
Nereden mi biliyorum?
Hemen anlatayım.
Aytaç Durak 2001 yılında da yine bir yolsuzluk soruşturması geçiriyor.
İçişleri Bakanlığı iddiaları araştırmak üzere Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Uysal’ı görevlendiriyor.
Başmüfettiş Mustafa Uysal aylar süren araştırma sonunda Adana‘da yaşanan yolsuzluk gerçeğini tüm yönleriyle 15.08.2001 tarihinde bir rapor haline getirip bir örneğini suc duyurusunda bulunulmak üzere Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na diğer ikisini ise bakanlığa sunuyor.
Rapor da Aytaç Durak’ın edindiği mal varlığının anormal artışının kaynağının belirsizliğinden sözediliyor.
Raporda Aytaç Durak’ın 1984 yılından önce 5 parası olmayan müflis bir müteahhit olduğu ve hakkında 8 ayrı haciz işleminin gerçekleştirildiğine de dikkat çekiliyor.
Aytaç Durak servetinin kaynağı olarak eşinin zenginliğini de gösteriyor.
Doğrudur, eşi Adana’nın en zengini olmasa da varlıklı ailelerinden birinin kızı.
Ancak eşinin ailesinden kaldığını iddia ettiği gayrımenkuller, Adana şehir merkezinde değil, şehrin yaklaşık 40 kilometre dışındaki bir köyde.
Yani tarla vasfındaki para etmeyen araziler.
Adana’daki 1 milyon 700 bin metrekare arazinin Durak Ailesi’ne geçişi hep imar oyunlarıyla…
Örnek Adana’yı tepeden gören 73 dönümlük Menekşe Arazisi…
Arazi ilk olarak hazineye ait.
Ardından bu arazi Aytaç Durak tarafından fakir fukaraya ev yapmak gerekçesiyle belediyeye alınmak isteniyor.
Hazinede bu masum istek karşısında hiç düşünmeden çok cüzi fiyata araziyi belediyeye satıyor.
Aytaç Durak, araziye konut yapmak için Gölbaşı Yapı Kooperatifi’yle anlaşıyor.
Sıkı durun kooperatifin kurucuları Adana Büyükşehir Meclis üyeleri ve Durak Ailesi
Kooperatif bu kıymetli araziye bir süre sonra ev yapamayacağına karar veriyor.
Ve arsa satışa çıkıyor.
Arazinin kime satıldığını tahmin edebilirsiniz.
Fahriye Durak yani Aytaç Durak’ın eşi.
73 dönümlük arazi hülle yoluyla işte böyle el değiştiriyor.
Arazi şimdi Adana’nın en kıymetli gayrımenkulllerinden biri.
Adana’da böylesi yüzlerce şaibeli satış var.
Raporda bir başka iddia ise gizlenen mal varlığı.
Başmüfettiş Mustafa Uysal bu malvarlığını da ortaya çıkarıyor.
Dikkat edin! Gizlenen mal varlığının içinde sadece 583 bin metrekare arazi var.
Arazi soruluyor o dönemde Aytaç Durak’a.
Cevabı “ Çoçuğu olmayan halamdan miras kaldı” oluyor.
Müfettiş araştırmada arazinin miras yoluyla değil, şaibeli satış yoluyla el değiştirdiğini ortaya çıkarıyor.
Gelelim raporun sonucuna .
Yargıya giden raporda 1985 yılından sonra yani Aytaç Durak belediye başkanı olduktan sonra Durak Ailesi’nin servetinin anormal biçimde arttığından söz ediliyor, haksız mal edinme suçlaması yöneltiliyor.
Savcılık iddianame hazırlıyor.
Mahkeme yargılama başlatıyor.
Yargıdan çıkan karar servetini müteahhitlik yaptığı dönemde edindiğinden, şüpheli bir duruma rastlanmadığı oluyor.
Adana’da Aytaç Durak’la ilgili iddiaları ortaya atan MHP’li Meclis Başkanvekili Mustafa Tuncel’le 2 saate yakın süre görüştüm.
Konu Adana’da görev yapan hakim ve savcılara gelince Tuncel’in yüzünü müstehzi bir ifade kapladı.
Aytaç Durak’ın “Adana’da yargı benim emrimde” laflarını dillendirdiğini söyleyen Tuncel, bu sözlerin arkasındaki kirli ilişkiler ağını da deşifre etti.
Adana’da bazı hakim ve savcılara belediye imkanlarıyla kılıfına uydurularak arsa tahsisi yapıldığı, bu arsaların üzerine lüks konutların inşa edildiğini öne sürdü.
Bir diğer iddia ise hakim ve savcıların çocuk ve yakınlarının bankamatik memuru olarak işe alınmış olması.
Ve hakim ve savcılarla ilgili en son iddia ise, emekli olduktan sonra yargı mensuplarıyla ilişkilerin koparılmaması.
Bazı hakim ve savcılar belediyeye danışman adı altında alınıyor ve Aytaç Durak’ın hem Adana’da hem de başkentte yargıdaki sorunlu işlerinde kullanılıyor.
Adana’da tuz koktu demiştik ya.
Bu anlattıklarımız Adana fotoğrafının sadece bir bölümü diğer kirli ilişkilere inşallah vakit kalır!
Ahmet Gemici -Haber 7
gemici@haber7.com
Yorumlar8