Skolyoz

  • GİRİŞ17.11.2014 10:04
  • GÜNCELLEME18.11.2014 09:52

Erdoğan’ın ve onun yönettiği partinin, hükümetin ne kadar kötü, tehlikeli ve zararlı olduğunu iddia ederek medya aracılığı ile yaydı. Bunu Türkiye içinde yapmak yetmedi, bir de Afrika’da, Asya’da ve Balkanlarda okulları aracılığı ile oradaki kanaat önderlerine hükümeti kötüledi. Bunlardan da hıncını alamayan Cemaat, hükümeti bırakıp bu kez bizzat Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisine ve tüm stratejik kurumlarına saldırdı. Amerika ve Avrupa’da ilişkide olduğu tüm medya organlarına, Türkiye’yi kötülemek için elinden gelen her şeyi yaptı. Ülkelerin parlamentolarında milletvekillerini, senatörleri kıskaca alıp hazırladığı zehirli broşürleri okuttu, ağzından Türkiye’yi kötüleyecek bir cümle çıkması için neredeyse yalvardı. Nerede ve kim olursa olsun, Türkiye aleyhine bir karar almışsa, bir kötü söz söylemişse, eleştirmişse onu gazetelerine manşet, televizyonlarına son dakika, sosyal medyalarına da etiket yaptılar.

Peki Türkiye’de doğmuş, büyümüş, suyunu içmiş bir insan nasıl olur da kendi ülkesini, milletini ve hükümetini yabancılara şikayet eder?

Kürt sorunu ve çözüm sürecini neredeyse sırtında yumurta taşırcasına yürüten hükümete karşın, HDP/PKK ve Kürt diasporası hükümeti ve devleti sıkıştırmak için yabancı ülkelerde son derece aktif. Kobani olayı kurtarıcı bir bahane oldu ve bunu kullanarak Türkiye’yi her yere şikayet ettiler. Amerika’ya giderek Kongre ve Beyaz Saray’da yaptıkları görüşmelerde kendilerinin ne yapmadığını değil, hükümetin ne kadar kötü olduğunu, ne kadar ırkçı davrandığını ve aslında Türkiye’de Kürtlerin ezildiğini iddia ettiler. Onlardan Türkiye’yi sıkıştıracak açıklamalar yapmalarını ve ticari ilişkilerini bu yönde koz olarak kullanmalarını istediler. Almanya, Fransa başta Avrupa’nın önemli ülkeleri buna hemen sarıldılar ve Türkiye’yi sıkıştırmak için her şeyi yaptılar. Amerika gözümüzün önünde PKK’ya silah bile verdi. Çok hevesle yardım ettiler zira PKK onları değil, onlar yıllardır PKK’yı kullanıyorlardı. HDP/PKK ekibi ise onların soruna müdahil olmalarında büyük sevinçle alkış tuttular. 

Peki neden kendi yaşadıkları ülkelerinin yabancılar tarafından kötülenmesini ve hırpalanmasını istediler?

Aleviler içinde sol radikal gruplar özellikle Gezi, Suriye ve Kobani olaylarında görülmemiş bir şiddete başvurdular. Çıkan çatışmalarda ölen Alevi gençleri suiistimal ederek Avrupa’da propagandaya başladılar. Türkiye’nin, onu yöneten Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın ne kadar “zalim, hain ve cani” olduğunu ölen gençler üzerinden Batı’ya empoze ettiler. Şikayet etmedikleri yer, gitmedikleri kapı  kalmadı. Avrupa basınında çıkardıkları aleyhte haberleri hemen Türk basınına taşıdılar. Başta Almanya Avrupa bu fırsatı da kaçımadı ve Türkiye aleyhine çalışmaya başladılar.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat