Mısır’da bir darbe olduğunu, Rabia meydanında 5 binden fazla insanı silahla, tankla, zırhlı araçlarla öldürdüklerini, oradaki camiyi içindekilerle birlikte yaktıklarını unuttun sen.

Başörtülü kadınlar, temiz traşlı insanlar, sakallı yaşlılar...

Sandığınız gibi, son polis operasyonunu öğrenen Fuat Avni ve sonrasında Cemaatin yaptığı sokak gösterilerini kast etmiyorum. Daha derinlerde bir konudan bahsedeceğim.

Özeleştiri yapmak cesaret, güven ve dürüstlük ister.

Bizim kadar tarihiyle karmaşık ilişkide olan kimse var mıdır acaba?

Cemaatin iki önemli Twitter hesabı var: Biri @fuatavnifuat, diğeri de @sosyalpencere. Bu iki hesap cemaatin iki ayrı “hesabını” ve ruh halini temsil ediyor.

Hepimiz fakirken ve rutubetli bodrum katı evlerde yaşarken bu davaya adamıştık kendimizi.

Sonunda sahalara geri döndük.

Unutma, mazlumun derdiyle dertlenmeyi unutma sakın.

Cemaat hükümetle kavga ettikten sonra bir yıpratma kampanyası başlattı.

Kobani, adeta bir turnusol kağıdı gibi her şeyi ayrıştırdı ve aydınlattı.

Biraz canımızı acıtacak uzun bir yazı.

Sabah akşam Kobani uzmanlarının yorumlarını televizyonlarda dinliyorsunuz, sabah da gazetelerde okuyorsunuz.

Bazı insanları bulmak ve onlara aklımda bir türlü cevabını bulamadığım sorular sormak isterdim.

Kobani'yi bahane edip ülkeyi ateşe vermek isteyen erkek eylemcilerin etek giyme görüntüsünü hatırlayın.

3 Mart 2014'de sana hitaben yazdığım ilk yazının üzerinden 8 ay geçmiş neredeyse

Gezi olaylarında şiddet, nefret, yakma, yıkma çok yaşadık şimdi aynısını yine yaşıyoruz.

'Nietzsche Ağladığında' kitabı beni çok etkileyen kitaplardan biridir.