Cemaat nereden öğrendi?

  • GİRİŞ14.12.2014 10:52
  • GÜNCELLEME15.12.2014 10:26

Her zaman söylüyorum, sonucu tartışmaktan asıl nedeni bir türlü tartışamıyoruz diye. Cemaat krizi patladığı günden bugüne kafamı kurcalayan bir sorunun peşindeyim, Cemaat tüm bu taktikleri, yöntemleri, istihbarat operasyonlarını, yargıda kumpas kurmasını, uluslararası operasyon yapmasını nereden öğrendi? 

Üst akıl Türk ve Müslüman aklı değil

Cumhurbaşkanı Erdoğan sürekli olarak bir üst akıldan bahsediyor. Gezi’yi, Cemaati, Kobanicileri yönlendiren bu üst aklın kim olduğu konusunda olağan şüpheliler var ama kesin bilgi yok. Gezi ve Kobanicileri yönlendiren üst aklın çok üzerinde durulacak akıllar olduğu kanaatinde değilim. 
Ben Cemaatin ilişkide olduğu üst aklın çok etkileyici ve sofistike olduğunu düşünüyorum. Cemaatin örgütlenme biçimi, yaptıkları ve taktikleri kesinlikle bir Türk aklının üreteceği şeyler değil. Hatta bir Müslüman aklın üreteceği şeyler de değil. Bizler, ne kadar kriminal işlere bulaşırsak bulaşalım, bazı şeylere engel olacak İslami kurallarımız, reflekslerimiz var. Örneğin içki içmek gibi, İslam’ın en büyük günahlarını gerekirse hizmet için işleyebilmek herkesin aklına gelebilecek bir şey değil.

İslam tarihinde bir benzeri yok

İslam tarihi içerisinde Cemaatin yöntem ve usullerini kullanan başka bir yapıya rastlanmaz. Hep benzetilen Hasan Sabbah örgütü belki biraz benzeyebilir ama yine de Cemaatin kendine has, eşsiz sayılabilecek yöntemleri var. Şunu da belirteyim, Cemaatin tüm örgütlenme biçimi ve yaptıklarının tam anlamıyla çözüldüğü kanaatinde de değilim. Şu anda kadar öğrendiklerimiz bizi şok ediyor, tümünü öğrendiğimizde ne olacak bilemiyorum.

Sadece İzmir’deki casusluk ve fuhuş dosyasının detayları ortaya çıksa, akıllara durgunluk veren suç oluşturma taktiklerini görmüş oluruz. Bunu araştıran üst düzey emniyet yöneticilerinin bana söylediği cümle şuydu: “Bu, bütün polis tarihinde karşılaştığımız en tuhaf ve akıl almaz suçlu üretme biçimi.”

Bence en büyük şoku yaşayanlar şu anda İstanbul Adliyesi’ndeki usulsüz dinlemeleri araştıran savcılar. Onlar, Cemaatin hukuk içerinde suç oluşturma, suçlu üretme ve buradan örgüt çıkarma konularına vakıf oluyor. Öğrendikçe de ne büyük şok yaşadıklarını etrafındakilerle paylaşıyorlar. Onların da söylediği, bugüne kadar yargı ve hukuk tarihi içinde böyle akıl almaz bir suç ve suçlu üretme taktikleri görmedikleri yönünde.

Eğer Milli Eğitim Bakanlığı’nda Müsteşar Sayın Yusuf Tekin rahat konuşacağı bir ortam oluşsa, bakanlık içinde Cemaatin yaptıklarını kamuoyu ile paylaşır sanırım. O da sınavlarda ve terfilerde gördüğü akıl almaz usulsüzlüklere şaşırıyor. TSK, TÜBİTAK, Maliye gibi kurumlarda olanları siz düşünün artık.  

“Akıl Almaz”

Polis, yargı ve bürokrasi içerisinde Cemaatin yaptıkları konusunda sürekli “akıl almaz” tabirini kullanıyorum dikkat ettiyseniz. Gerçekten de en çok duyduğum kelime bu çünkü. Hiçbirimizin aklı almıyor yapılanları. Cemaatten bazılarının da aklı almıyor bunları, çünkü bilmiyorlar. Bu sofistike işlerin, sahadaki elemandan Hocaya kadar uzanan direk bir bağlantı hattı var ve kimse araya giremiyor, etraftakilerin de haberi olmuyor doğal olarak. 
Bütün bu okuduklarınıza bir de medyadaki karmaşık ilişkileri, algı operasyonlarını, iletişim taktiklerini, sosyal medya çalışmalarını, sivil toplum kuruluşlarını, yardım organizasyonlarını ve finans hareketlerini eklerseniz daha çok “akıl almaz” kavramını kullanırız.

Çok kritik bir eğitim

Soruya hala cevap bulmadık, Cemaat nereden öğrendi bu taktikleri? Bir konuşmasında Cemaatin eski yöneticilerinden Latif Erdoğan, Cemaatin CIA bağlantısından ve CIA içindeki Yahudi damarıyla olan ilişkisinden bahsetmişti. Hoca’nın bu ekiple görüştüğünü, zaman zaman hesap verme durumunda kaldığını söylemişti. Diyelim ki Latif Bey duruma vakıf değil ya da kızgınlıkla böyle şeyler söylemiş olsun. 

Türk polis teşkilatı resmi olarak FBI ile iş birliği yapar. Uzun yıllar FBI bazı Türk polislerine kriminal suçlar, suç delilleri, suçlu profilleri, suçluya ulaşma taktikleri konusunda önemli eğitimler verdi. Burada mesleki olarak çok kritik bir şey öğrendiler: “Kimsenin fark etmediği ipuçlarından suçluya ulaşmak ve bu ipuçlarını yargıda kullanılabilir delil haline getirmek.” Şimdi bu eşsiz bilgiyi kötü amaçlı kullanmak istersek şu cümleyi kurmalıyız: : “Kimsenin fark etmediği ipuçlarından suçlu üretmek ve bu ipuçlarını yargıda kullanılabilir delil haline getirmek.”
Bu çok özel eğitime gönderilenler ve dünyadaki en ileri taktikleri öğrenen polislerin Cemaatten polisler olup olmadığını acaba İçişleri Bakanı Efkan Ala araştırmış mıdır?
Eminim, “evet neredeyse hepsi Cemaatten polislermiş” diyecektir Bakan Bey. Bence daha önemli olan şey şudur, bunların da üzerinde olan bir üst akıl, bu polislere öğrendiği stratejik bilgileri farklı şekilde kullandırıyor.

Üst akıl sahipleri kimler?

Yazının devamını okumak için tıklayın

Ali Nur Kutlu - Yeni Şafak

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat