2. Cumhuriyet ve AB
- GİRİŞ26.02.2009 09:52
- GÜNCELLEME26.02.2009 09:52
Tarhan Erdem’in yönetimindeki Konda’nın 12 bölgeyi kapsayan 44 ilde 7000 denekle, Hürriyet için yaptığı “Biz kimiz” araştırması, İngilizlerin ünlü Guardian gazetesine pek de iftihar edebileceğimiz bir biçimde yansımadı.
51 milyon yetişkinin durumunu açıklayan araştırmayı, Guardian “Türk erkeği kitap okumaz, yabancı düşmanı ve kıskanç” diye özetledi.
Bu betimleme üzerine elin keferesine kızmak yerine kendi halimize bakmak daha doğru.
Ülke insanının üçte ikisini aşkın bölümünün hiçbir zaman kitap okumadığı, İngilizlerin uydurması değil araştırmadan çıkan sonuç.
Araştırmadan çıkan ilginç ve çoğunluğun bildiği sonuçlar da alt alta konunca pek iç açıcı olmayan bir görünüm çıkıyor ortaya. Her şeyden önce nüfusun yüzde 45’i 15 - 34 yaşlarında, yani çok iftihar ettiğimiz gibi genç bir nüfusumuz var.
Evet genç ama aynı zamanda da cahil bir kalabalık. Yani nüfusun yarıdan çoğu, ilkokul ve daha altı eğitim düzeyinde. Üniversite mezunlarının oranı yüzde 8.5. O üniversitelerin de düzeyleri ayrı bir tartışma konusu.
Yani genç ama eğitimsiz, okumayan, kadını ikinci sınıf vatandaş olarak görüp horlayan bir toplum olduğumuz görüntüsü çıkıyor ortaya. Üstelik de eğitimsiz, okumayan kadını ikinci sınıf görüp bu toplum geleneklerinden kopmaktan yani değişmekten korkuyor. Ayrıca da kafası fena halde karışık, yüzde 57’si kadınların kısa kollu giysiyle sokağa çıkmasına karşıyken yüzde 88’i demokrasiyi istediğini söylüyor ama yüzde 48’i de ordunun gerektiğinde müdahale etmesinden yana. Tabii çoğunluğu da kadınların başını örtmesini savunuyor ve uyguluyor.
***
Bu kadar cahil, okumaya kapalı, kadın düşmanı ve kavram kargaşası içinde şaşkın bir toplumu, verdiği cevaplara bakarak okumak da son derecede güç.
Kadını dışlayan, ikinci sınıf gören, eğitimsiz ve okumayan bir toplumun yüzde 88’inin istediği demokrasi ne menem bir demokrasi olabilir ki?...
Zaten toplumun yarısının gerektiğinde asker müdahalesinden yana olması da kendi demokrasisine inanmadığının bir kanıtı.
Görüntü gerçekten korkunç ve ülkemizde artık 1. Cumhuriyetin bitip 2. Cumhuriyet döneminin açıldığının en güzel göstergesi.
29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyet, arkasında bir sanayileşme ve burjuvazi olmadan, elden geldiğince etapları yakarak, sanayileşmeyi sermaye birikimi olmadan, kendi kıt imkânlarıyla ve devlet eliyle gerçekleştirerek, temeldeki boşlukları aydınlanmanın ışığını yurt düzeyine yayarak (Köy Enstitüleri bu çerçeve içinde ele alınmalıdır), çağın uygarlık düzeyini yakalamayı amaçlamıştı.
Milli Eğitim, Cumhuriyetin en büyük silahıydı.
Konda anketi, O cumhuriyetin amacına ulaşamadığını gayet güzel gösteriyor.
Artık o amaçlara ulaşmaya çalışanların da geriye itildikleri, bugünün mimarlarının öne çıktıkları yeni bir Cumhuriyeti yaşıyoruz.
***
Herhalde “İkinci Cumhuriyet” dedikleri, kadına, yabancıya karşı hoşgörüsüz, eğitimsiz, cahil kitlelerin kutsandığı bu yönetim olsa gerek.
Türkiye Cumhuriyeti tek partililikten çok partililiğe geçmeyi becermiş, ama demokrasiyle karıştırdığı, demokrasi sandığı, aslında ise demokrasi benzeri “quasi democratie”den başka bir şey olmayan çok partili rejimiyle, ne çağdaş bir toplum yaratmayı ne de çağdaşlaşma alanında rejimin ilk yıllarında elde ettiği kazanımları korumayı başarabilmiştir.
Araştırmanın bir ilginç yönü de yabancıya karşı hoşgörülü olmayan toplumun üçte ikiye yakın bölümünün (yüzde 63.6’sı) AB’ye girmekten yana olması.
Ancak yukarıdaki tabloyu ve onun Guardian örneğinde de olduğu gibi Avrupalılar tarafından algılanış biçimini gördükten sonra, böyle bir toplumun AB’ye nasıl olup da tam üye olabileceğine verilebilecek yanıt bulmak zordur.
AB bu Türkiye’yi kendi içine almaz.
İzan sahibi hiç kimse de AB’yi, bu Türkiye’yi üyeliğe almıyor diye kınayamaz.
Ali Sirmen - Cumhuriyet
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Yorumlar11
-
taylan
16 yıl önce
Şikayet Et
"Milli Eğitim, Cumhuriyetin en büyük silahıydı". "Milli Eğitim, Cumhuriyetin en büyük silahıydı"
bunun için fettullah hocaya bu kadar düşman bu cumhuriyet gazetesi diye yazmıştı birisi biryerde
Beğen
Cevapla
-
Kenan Kaplan
16 yıl önce
Şikayet Et
Araştırma sonuçlarını destekleyen en büyük gerçekte. sizsiniz.Ancak sizin gibi halk düşmanları böylesi bir ülkede laik veya sosyal demokrat veya özgürlükçü diye yıllardır kendilerini yutturabildiler. Okumayan gençliği birbirine saldırtabilirler. İnsanlar okumaya başlamasalar bile yurt dışında akrabaları gidip geldikçe, internet çıkınca okumadan bile sizin gibilerin ne mal olduğunu görmeye başladılar bir de okusalar düşünün başınıza gelecekleri sizin gibiler olmayınca bizim AB'ye girmemize gerek kalmaz bu ülkede herkes için özgürlük gelir
Beğen
Cevapla
-
sercan oguz
16 yıl önce
Şikayet Et
Bu yazının özeti. Bu yazının özeti şudur ki:"Demokrasi dediğin benim gibi düşünmektir. Benim gibi insan sayısı azaldıkça bu milletten bir halt olmaz. Ben de istediğimi söylerim içim rahatlar." Evet Sirmen Bey, millet artık eskisinden çok okuyor, ama üzgünüm sizi değil. Bir de herkes korsan kitap aldığımız için rakamlar resmiyete yansımıyor:) Eyvallah...
Beğen
Cevapla
-
necati kıdıman
16 yıl önce
Şikayet Et
devam. Ama şunu sormadan edemiyeceğim. As.düşmanlığını cumhuriyet gazetesi yaptı. Bugün çete ve mafya ile iş birli
ği içinde olduğu kuvvetli ihtimali olan ve kendi avlusuna bomba atan ve silah sıkan bir gazete okunur mu? çok şey yazmak lazım ama yazarlık çok zor sanat ve ekmek kapısı.Düzgün insanlara saygıyla.
Beğen
Cevapla
-
necati kıdıman
16 yıl önce
Şikayet Et
siz okuyormusunuz?devam. larını da okumanın ve değer vermenin insanlık olduğunu yazardı. köşesinde Zira Rahmetli Salah Bilsel 'hocanın inançlı kesimin çok güzel şiirler yazdığını' hatırlatarak değinmişti. Şiz hala karalamak ve aşalamak niyeti güdüyorsunuz. Bi prg. yapıyardunuz bir bayan sanatcı ile O hanım 'Çiller' olrdu işçi olurdu ve bu günki iktidar için iyidüşünce besliyordu 6yıl kadar önce siz karalıyordunuz. Siz bu ülkenin insanı değilmisiniz? Yazarlıgın zor oldugunu gördüm.Vazgeçtim.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle