Bir ilahi güç toplumun bütün kesimleri bir araya gelip, AKP’nin eline böyle bir anayasa tutuştursalar, siz Tayyip Bey’in bu sorunu birden hiçbir engelle karşılaşmadan çözebileceğine inanabilir misiniz?

Charles Aznavour’un çıkışının çok yürekli olduğunu görmek ve yeni bir yaklaşım dönemini açacak makul bir girişimde bulunmanın zamanı gelmiştir sanırım.

Dikkatinizi çekmek isterim, Kürt sanatçı Aynur’un kendi anadilinden şarkı söylemesinden çıkmamış karışıklık. Mehmet Yılmaz’ın da belirttiği gibi, ilk şarkı alkış almış, ikinci şarkı da keza...

Başka bir deyişle sorun, bir tedbir olan tutukluluk kurumunun CMK 100. maddesindeki düzenlemesi ve maalesef yargıçların da yanlış uygulamaları yüzünden tutukluluk kurumunda düğümlenmektedir.

Küçük çocuklar, duyup da ayıp olduğunu da bildikleri küfürleri tekrar ettikleri zaman şöyle durup bir etrafa bakarlar, çevreden ne tepki gelecek diye. Onay görürlerse devam ederler...

Ergenekon üyeliğini anladık, ama demokrasilerde “halk arasında kin ve düşmanlığa neden olacak yayın yapmak” diye bir suç olur mu? Olursa basın özgürlüğü kalır mı?

Askeri Yargıtay ise, aylar sonra TCK 141 – 142. maddelerden mahkûmiyetlerimizi yerinde bulmayarak bozdu. Bu karar üzerine, biz başta olmak üzere, çevremizde herkes aynı soruyu sordu: - Şimdi ne olacak?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy verememesi olayında da görüldüğü gibi, örgüt yeterince dinamik değil, kimilerinin azmi ve disiplini genele yansımıyor.

Aslında insanlığın yok olması tehdidini içeren her iki tehlikenin ardında da aynı saikler bulunduğuna göre, dünün barışçıları, bugünün çevrecileriyle kol kola, birlikte mücadeleyi sürdürmek zorundadırlar.

Eğer Menderes - Bayar yönetiminin antidemokratik uygulamaları, baskıları olmasaydı, hiç kuşkusuz 27 Mayıs darbesi, girişimcileri ne kadar istemiş olurlarsa olsunlar, yaşama geçirilemezdi.

Ama o konudaki güvenim, ilk kez Türk vatandaşı olduğu halde, yaptığı haber beğenilmediği için sürülen Erol Güney’in öyküsünü öğrendiğimde sarsıldı.

Uğur Mumcu, önünde can verdiği son evine taşınmadan önce, Ayten Sokak’ta otururken kiracılardan birisi, arabasını, apartmanın otopark olarak kullanılan bahçesine koymamasını rica etmiş. Gerekçesi de şu:

Kemal Tahir'in Mehmet Barlas’ın evinde, Mete Tuncay ile sert ve nahoş bir tartışmada söylediği şu sözleri hiç unutmam: Hayatta yanılgılarım olmuş olabilir, yanılmış olabilirim, ama kanmadım.

Azınlık vakıfları hakkındaki yargı kararlarımız yüzümüzü ağartıyor mu, bunlar AİHM tarafından da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun bulunuyorlar mı?

PKK tümüyle görmezden gelinerek Kürt sorunu irdelenemez, ama Kürt sorununun PKK’yi aşan, ondan ayrı, sosyal, psikolojik, siyasal, etnik, politik yönleri vardır; ekonomiden eğitime uzanan geniş skala içindeki bu sorunun bütünüyle ele alınması gerekir.

Büyükerşen ve Batum gibi isimlerin orta sağa katılmaları etkili bir sonuç doğurmaz. Nitekim onlar da bu duruma görüyorlar ki, Sayın Cindoruk’u daha verimli bir işbirliğine davet ederek yanıtlıyorlar çağrıyı...

"...Unutulmaması gereken nokta, Türklerin bugünkü statüde bir arada yaşamaya “evet” dedikleridir..."

Kurtuluşun model yerine adamda aranması nafile olacaktır, çünkü bu modelle CHP’yi kurtarabilecek kimse yoktur, olamaz da...