- Seni de Alırlar mı?

  • GİRİŞ18.02.2011 06:34
  • GÜNCELLEME18.02.2011 06:34

- Seni de Alırlar mı?

- Hepimizi Aldılar Bile

Ne zaman gazetecilere yönelik bir operasyon olsa, ne zaman Ergenekon veya Balyoz etiketi altında insanlar toplu halde gözaltına alınıp tutuklansalar, şu soruyla karşılaşıyorum:

- Seni de alırlar mı?

Yanıtım kesin oluyor:

- Yok canım, ne münasebet!..

Karşımdakiler kimi zaman kuşku ve biraz da alaycı bir ifadeyle gülümsüyorlar.

- Sen yine de dikkat et, diyorlar

O kadar önemli olmadığımı söylüyorum.

İkna oluyorlar. Ama bu kez de bakışlarında bir küçümseme beliriyor, sanki suratıma sessizce şöyle haykırıyorlar:

- İşe yaramaz, beceriksiz seni!

Telefon dinleme haberleri yeni yeni yayılmaya başlamıştı. Herkeste bir telaş, Acaba beni de dinliyorlar mı?” diye.

Bir gün bir toplulukta biri sordu:

- Seni de dinliyorlar mı?

- Yok canım beni neden dinlesinler ki, dedim.

Karım biraz düş kırıklığı, biraz da öfkeyle atıldı:

- Neden dinlemesinlermiş, sen adam değil misin?..

***

Bu durumda içeri alınmak mı zor, yoksa alınmamak mı? Dinlenmek mi evla yoksa dinlenmemek mi, kestirmek güç.

İnsan ya zulme maruz kalacak ya da işe yaramaz gibi hissedecek kendini.

Tam bir ikilem.

Soner Yalçın ve arkadaşlarının içeri alınmalarında yayınlamaya hazırlandıkları bilgelerin etkisi olduğu söyleniyor.

Bir gazeteci önemli bir bilgiye ulaştığı zaman sevinir.

Ama bizde öyle olmuyor.

Elinde önemli bir bilgi olmayan seviniyor:

- Oh çok şükür, elimde, iktidarı rahatsız,iyi saatte olsunları tedirgin edecek bilgi yok, başıma bir şey gelmez.

Soner Yalçının ve Oda TV yöneticilerinin evlerinde, ayrıca iş merkezinde yapılan aramalar, hem iktidarı rahatsız edecek, hem de Ergenekon ve Balyoz davalarına daha da gölge düşürecek, bilgi ve belgeler yüzünden arandığı belirtiliyor.

Soner Yalçının ayrıca, yeni bir TV kanalı oluşturma çabası içinde bulunduğu da ekleniyor.

Etkili muhalif kanalların sahiplerinin başlarına gelenleri gördük Ergenekon davasıyla. Soner Yalçın olayı da onlardan biri işte.

***

Esasında, yazının başındaki soru, soranın telaffuz etmekten çekindiği bir endişeyi de dile getiriyor. Seni de alırlar mısorusu aslında dile getirilmeyen şu soruyu içeriyor:

- Beni de alırlar mı?

Bu sorunun doğru yanıtı, Soner Yalçın ve arkadaşlarına yöneltilen suçlamada yatıyor.

- Nedir Oda TVcilere yöneltilen suçlama?

- Ergenekon üyeliği ve halk arasında kin ve düşmanlığa neden olacak yayın yapmak.

- Ergenekon üyeliğini anladık, ama demokrasilerde halk arasında kin ve düşmanlığa neden olacak yayın yapmakdiye bir suç olur mu? Olursa basın özgürlüğü kalır mı?

Bu suçlama,seni de alırlar mıdiye dile getirilen, aslında beni de alırlar mıanlamını taşıyan sorunun da açık ve net yanıtını içinde barındırıyor. O da şu:

- Seni de, beni de, herkesi de zaten çoktan almışlar bile içeri.

Neden dersen, basın özgürlüğünün olmadığı demokrasilerde artık içerisi dışarısı farkı kalmamıştır ve basın özgürlüğü çiğnenirken senin de hakkın özgürlüğün elinden alınmıştır. Bu arada, içerideki içeride olmayıp, dışarıdaki içeride olmaya sevinmenin anlamı yoktur.

Dışarıdaki içeride olduğu için sevinmemelidir vatandaş. Çünkü bir gün herhangi bir keyfi karar ile, dışarıdaki içeriden, içerideki içeriye transferi son derecede basittir.

Böylesi demokrasiler için söylenmiştir aşağıdaki dizeler:

“Bizde içi de dışı da birdir hapishanenin
Tutukluluk ise son rütbesidir yurtseverin.”

Ali Sirmen - Cumhuriyet
asirmen@cumhuriyet.com.tr

Yorumlar15

  • Kamil 13 yıl önce Şikayet Et
    osman simsek. ben de diyorum benim yorumum niye yayınlanmadı diye desene haber 7 deki arkadaşların da kafası karışmış olacak ki bu adam zülfi livaneli yerine ali sirmene niye yorum yapmış dediler ve beni kırptılar -:))) hay sen çok yaşa emi,ama anlattıkların ali sirmene güzel uymuş zaten ben de benzer bir yazı yazmıştım yayınlamadılar ama sayende sesimi duyurdum -:)))
    Cevapla
  • Ejder Ejderha 13 yıl önce Şikayet Et
    Bence sevinsin. Önceden önemli bilgilere ulaşan gazetecileri infaz ediyorlardı, şimdi ise sadece içeri alıyorlar :)) (Uğur Mumcuyu hatırlayın)
    Cevapla
  • Timur 13 yıl önce Şikayet Et
    vay arkadaş yeni DGM hayırlı olsun. halk arasında kin ve düşmanlığa neden olacak yayın yapmak bu suçtan bu ülkenin yarısı hakkında dava açılması gerekir..
    Cevapla
  • Abdullah Musaoğlu 13 yıl önce Şikayet Et
    İnsanlar andıçlanırken de kaygılandın mı?. 28 şubatta M.Ali Birnad, Çandar, F. Koru, Ilıcak andıçlandı, Yaşar Kaplan almanyaya giderek canını zor kurtardı. Altanlar amerikaya kaçtılar. Dink öldürüldü, o zaman da kaygılandın mı? Mendersler darağaçlarında sallanırken, Tayyip Bey hapse girerken, A. Kaya ülkeden kovulurken, Erbakan hakarete uğrarken, İzzet hoca domuz bağı ile öldürülürken, başörtülü kız yerlerde sürülürken de kaygılı mıydın. Sen bir sanığı savunuyorsun. Ancakbenim saydığım bu insanların hepsi suçsuzdu
    Cevapla
  • BeyazFikirler 13 yıl önce Şikayet Et
    Ergenekonun Medya Ayağı. Soner Yalçın ve arkadaşları suçlu olabilir, Ergenekon direktifinde yayın yapmış da olabilir ancak bu örgütün medya ayağına yönelik tutuklamalara her zaman şüpheyle yaklaşmak durumundayız. Çünkü medya demek haber almak, haber vermek ve muhalefet etmek demektir. Medya mensuplarına yönelik tutuklamalar çok açık delillere dayanmadıkça ve bu deliller kamuoyuyla paylaşılmadıkça işin rengi kırmızıdır ve biz demokrat insanlara da bu tutuklamalara karşı şüphe duymak düşer. Savcılar çok özenli ve titiz olmalılar.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat