Kadınlara evlilik maaşı verilmeli

  • GİRİŞ23.01.2012 09:08
  • GÜNCELLEME23.01.2012 09:08

Geçen haftaki yazımızda kıymetli Nevzat Tarhan hocamla farkında olmadan, kadınla ilgili şekilde aynı konudan bahsetmiştik. Aynı günde aynı konuyu işlemek güzel tevafuk olmuştu ve beni tebessüm ettirmişti. Halbuki birbirimizden habersizdik.

Sevgili hocam ideal kadın modelinden bense kadın erkek ayrımından bahsederken günümüzdeki kadının ve ailelerin açmazlarını işliyorduk. Odak noktası günümüzün kadın erkek eşitliğinin değil aralarında farklılıkların olduğunun kabul edilmesi gerektiğiydi. Konuların işlenişinde çok fazla pratik çözüm önerileri yoktu. Ancak her iki yazıya bolca gelen okuyucu yorumlarında sizden gelen çok fazla miktarda çözüm önerileri sıralanması fazla alışıldık bir durum değildi.

Öncelikle üretici ve pratik çareler üretmeye dönük yorumlarınız için özel şükranlarımı sunarım. Yorumlarınızı okurken heyecana kapıldım ve Haber7 okuyucusuyla iftihar ettim. Zira genelde yapılanın aksine yorumlarda kalite, nitelik ve her şeyden önemlisi somut çözüm önerileri yer alıyordu.

Dikkat çeken ikinci husus ise, bu önerilerin bir noktaya kilitlenmiş olmasıydı.

 O’da “ev kadınlarına ve ailelere maddi yardımların arttırılmasına dönük tekliflerdi. Ailenin maddi yönden desteklenmesi fikri çiğ olmuş üzerimize yağıyordu.

Bu konularda kafa yoran, düşünen birisi olarak artık anladım ki toplum doğal şekilde ve kendi içinde akıllı çözümleri çoktan üretmeye başlamış durumdadır. Kadının ve ailenin desteklenmesi sorununa karşı toplum kapalı kalmamış, aksine çözüme ihtiyaç hissetmiş;

Toplumsal yapı bütün kanallarıyla kendi üretkenliğini devreye sokmaya çalışmaktadır.

Ancak diğer alanlarda olmasına alışık olduğumuz biçimde Devlet mekanizmasının ve bürokrasinin bu konuda da toplumda üretilene karşılık verememesi durumu ortaya çıkabilir. Bir de feminist ve modernist aklı evvellerin muhalefetini hesaba katmak gerekiyor.

Bu tür kaygıları bir kenara bırakarak aklımdaki teklifin ana iskeletini arz etmekle işe başlayalım:

Konu bir yazıyla açıklanamayacak kadar geniş ve önemlidir.

O halde giriş sadedinde kısaca bahsedelim. İleriki yazılardaysa, gelecek tepki ve önerilere göre konunun ayrıntılarına ve düzenlemenin eksiksiz yapılanmasına katkıda bulunmaya devam edilebilir. Asıl sorumluluk ise yetkili organlara ve kurulması gereken “bilim ekibine” düşecektir.

Acilen toplumsal yapıya uygun bir sistem kurulmalıdır

Hükümet organları acilen, ev kadınının meslek olarak kabulü ve maaş bağlanması konusunda bilim adamlarından oluşan uzman bir ekip kurmalı ve ciddi araştırmalar yaparak, topluma uygun düzenlemeye gitmelidir.

On yıllardır Avrupa’da uygulanan aile ve çocuk yardımları tecrübesi önümüzde durmaktadır. Ancak yine alışılageldik olan “taklitçilikten” kaçınılarak geleneğe özgü ve bize has bir model kurulmalıdır.

Evet, ev kadınları maaşa bağlanmalıdır. Evli ve kocası çalışan kadın, ev kadını mesleğiyle görünen, somut bir değer haline gelmelidir. Kocası keyfi şekilde işinden ayrılır, kadın kocasından boşanır ve eğitimlere katılmazsa maaşı kesilmelidir. Kadınımızın çile ve sabırla karşılıksız yaptığı ev kadınlığı, kocası, çocukları ve devlet önünde değer bulmalı, kıymetlenmelidir.

Ev kadını nüfusun % 80’ini oluştururken çalışan kadın kadar bile değer görmez

Türkiye’de iş hayatında çalışmayan ev kadını, kadın nüfusunun % 80 gibi önemli çoğunluğu oluşturmaktadır. % 20 seviyesindeki çalışan kadına yönelik pozitif ayrımcılık türü onlarca tedbir düşünülürken, ev kadınlarına yönelik hiçbir kapsamlı önlem, uygulamaya konulmamış durumdadır.

Hâlbuki ev kadınları iktisadi, sosyal ve kültürel hayatın kendisinden kanlanıp canlandığı en önemli başlıca kesimdir. Reklamlar bile onu hedefleyerek biçimlendirilmekte ve piyasanın bir numaralı aktörleri olmaktadırlar. Külfetin teşkilinde, bu kadar önemli olan ev kadınları nimet paylaşımında “sistemin görünmezi” durumundadır.

Bağlanan maaş en az asgari ücret civarında olmalı ve emeklilik hakkına kavuşabilmeli bu da sürekli eğitime bağlanmalıdır.

Ev kadınları çocuk ve aile konuları başta olmak üzere, sürekli eğitim merkezlerinde eğitim almalıdır. Belediyeler kendi sınırları içindeki ev kadınlarına eğitim hizmeti vermelidir. Eğitime devamsızlık yapanların maaşları kesilebilmelidir.

Konuya ideolojik bakacak çok azının dışında çalışan olsun ev kadını olsun yeni modeli destekleyeceklerdir. Eğer yeterli miktarda maaş alacak olurlarsa, halen çalışan kadın nüfusun %10’luk kısmı ağır, ezici, yıpratıcı ve yozlaştırıcı iş hayatını bırakıp, evinin hanımı olmak için can atacaktır. Kısacası sosyal psikolojik yapı her zamankinden çok daha fazla hazır durumdadır.

Maaş bağlanması sanıldığının aksine ekonomiye yük değil canlılık getirecek

Bu durum ise ekonomi ve genel bütçe dengelerine, büyük bir dinamizm getirerek Türkiye maliyesine devrim niteliğinde yeniden yapılanma imkânı verecektir. Kadına verilen miktar, daha büyük oranlarla canlanan ekonomik yapıdan, rahatlıkla ve fazlasıyla geri alınabilecektir.

Öyle ki terör yüzünden bütçeyi perişan eden askeriyenin bütçeye olan mali yükünü bile, oldukça hafifletecektir. Önemli olan sistem kurmak değil sisteme yüklediklerinizle topluma mal edebilmektir.   

Fakat bütün bunlar kuru bir slogan olarak kalmamalıdır. Öyle bir düzenleme yapılmalıdır ki bu tedbir çalışan kadına, ev kadınına, aileye, ailede yetişen yeni nesil olan çocuklara, erkeğe ve bütün topluma artı değer katacak hale getirilmelidir.

Ev kadınının alacağı maaş, “ev kadınlığının” meslek olması ve değer ifade etmesi önemlidir

Ev kadınına verilen destek, erkeğine karşı eşitlikçilik vurgusuyla ele alınarak, “artık kadın erkeğe karşı olan nihai zaferi kazandı” şekliyle takdim edilirse, toplum ve ailenin güçlenmesine hiçbir olumlu etkisi olmayacaktır. Kadının aile içinde ve kocası yanındaki kıymetine yapılan vurgu ne kadar kesin olursa bu, o kadar aile ve toplumun güçlenmesine dönük etki yapacaktır.   

Düzenlemenin maddi özelliklerin, manevi ve ahlaki duruma yansıması ve evrilmesi, zamanın maddeci felsefe ve zihniyetlerinin etkisinden kurtulma imkânı sağlayacak olması öncelikli hedef olmalıdır

Günümüzde manevi değerler maddeleşmeye ve nesneleşmeye doğru gitmektedir. Bunun tersi şekilde maddi olanın manevileşebilmesi çok önemli ve elzemdir. Kadının alacağı maaş maddi ölçütlere değil manevi ölçütlere zemin hazırlayacak zihniyet değişimine imkân sağlamalıdır. Günümüz Türkiye’sinin en temel yatırımları, değerler sistemine yapılmalıdır.

Kadının maaşı geleneğin kadın statüsü ve rolünü güçlendirebilmelidir.

Maaşın bağlanmasıyla birlikte tüketim toplumuna hazır bir yiyici ve tüketici olması yönünde kadının teşviki, gerçekten istenecek faydayı vermeyecektir. Bu projenin başından dinamitlenmesi demek olacaktır. Günümüzdeki haliyle kadın çalışsın çalışmasın zaten, basit bir tüketicidir. Kadının gelenek kaynaklı yeni rol ve statüsü, evinde ve çevresinde üretici kimliğiyle birlikte ortaya çıkabilmelidir.

Bugünkü yazıyla konuya girmiş ve ideal sistem için tartışmaya başlamış olalım. Daha anlaşılır olmak adına yazıyı kısa tutarak, konuya virgül koymak gerekiyor. Gelecek yazıda bu önemli konuya devam etmek ümidiyle.

Selam, sevgi ve muhabbetle…   

Yrd Doç Dr. A. Muhsin Yılmazçoban
a.muhsinyilmazcoban@gmail.com  
http://www.facebook.com/#!/pages/Beyaz-Kalpler/205481566169258
http://twitter.com/#!/Beyazkalpler

Yorumlar33

  • tolga ceyhan 12 yıl önce Şikayet Et
    erkekleri çalışmaktan bıktırdılar demekki. feminizm kadın erkek eşit çocuk kariyer derken kadın evinde oturur ev işi yapar maaşını alır çocuk yapar fazla mesai ev işinden sıkıldı ortağı patronu işçisi olan kocasından sıkılınca da basar istifayı ha bu arada aile mahkemelerinide kapatırız iş mahkemeleri bakar bu işe nafaka da tazminat olur artık herhalde primleri unutmamalı yolluk falan biz kendimizi geçmişimizi kültürümüzü hatta dinimizi bir kenara atıyoruz kimsenin umrunda değil herkez nefsini kendi arzularına göre hareket etmeye başladıki bencilliğin en güzel şekilde yaşamaya başladıkki toplumsal aile kişisel olarak ruhumuzu kaybediyoruz sevgimizi topluma birbirimize hatta kendimize olan saygımızı kaybediyoruz inancımızı kaybediyoruz kimsenin umrunda değil depresyon diyoruz bununda adına geçmiş olsun tüm halkımızıa allahtan acil şifalar dilerim
    Cevapla
  • nexuspower 12 yıl önce Şikayet Et
    EV KADINININ İŞVERENİ DEVLET Mİ DE ÜCRETİ DEVLET VERSİN. Ev kadınının işvereni yarıyarıya kocasıdır. Daha doğrusunu söylemek gerekirse yarı serbest meslek sahibi, yarı da işçidir. Yarıyarıya kendi hesabına, yarıyarıya da kocasına bağlı çalışır. Dolayısıyla maaşını da kocasından almaktadır. Devlet adına iş yapmadığı halde devlet niye maaş bağlasın.
    Cevapla
  • sibel ağca 12 yıl önce Şikayet Et
    KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİR. Bence bu fikir aileleri (+) veya(-)yönde etkiler.Kimi bayanlar maaş verileceğinden kendisini yuvasına,çocuklarına katkıda bulunacağı için mutlu hissederken;Bâzı bayanlar ise "benim maaşım var bana karışamazsın" şeklinde eşine karşı daha saygısız davranabilir.Bu fikrin olumlu veya olumsuz oluşu tamamen kişiye göre değişir diye düşünüyorum.Yazarımızı tebrik ediyor,teşekürlerimi sunuyorum.
    Cevapla Toplam 19 beğeni
  • yasemin yıldız 12 yıl önce Şikayet Et
    sizi tebrik ediyorum. Nevzat tarhan hocamızın yazısını bende okumuş hatta Sema maraşlı hanfendinin okumasını tavsiye etmiştim. bir bayan olarak tesbitinizi yerinde buldum. aynı hassasiyeti başkalarının göstermesini diliyorum...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Majestelerim 12 yıl önce Şikayet Et
    aman muhsin bey çok güzel bir yazı.... sessizlerin sesi olmuşsunuz. allah sizden razı olsun inş. ne olur bu yazı yazılmakla kalmasın MECLİSE TAŞINSIN. okul hayatım yarım kaldı. çalışma hayatım yarım kaldı, kocadan para isteyince evde otur parayı napacaksın diyor ve bunalima giriyoruz. çok bildiklerim var aynı evde oturdukları halde nikahsız yaşıyorlar ki babalarının maaşlarını alıyorlar. bu sizin yazınız yasalaşırsa böyle haksızlıklara da tevessül edilmez...KARIN TOKLUĞUNA BÜTÜN YÜK EV KADINLARININ ÜSTÜNDE...
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat