Dinimize saldıran bu beyaz Türkler de kim oluyor?
- GİRİŞ26.07.2013 09:28
- GÜNCELLEME26.07.2013 11:10
Yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde kendini ve haddini bilmez insanların açıp yönettiği internet sitelerinde İslama ve Müslümanların mukaddeslerine açıkça küfür, hakaret ve saldırı yapan/yapmasına müsaade edenler unutmasınlar benim ülkemde, Müslüman Türkiyemde yaşıyorlar.
Bir taraftan karısının kafasına kendi dışkısını döken bir yazar, Müslümanların dini değerlerine ardarda saldırıyor. Diğer taraftan beyni sulanmış Ataist bir Tiyatrocu, Müslümanlara küfür ve hakaretler yağdırıyor.
Bir taraftan bir Komponist inkar ve küfrün senfonisi eşliğinde inadına inadına cami duvarına pislemeye çalışarak şirretleşirken, öbür yandan Nişantaşılı bir artist bozması dini değerlerimiz aleyhinde veryansın edip küfrünü kusuyor.
Öte tarafta ne olduğu belirsiz bir gurubun açtığı bir internet sitesinde kim olduğu bile bilinmeyen birilerinin Peygamberimizi kast ederek"…Mekke'de doğan en büyük gav.t.." ifadesini kullanarak halkın dini ve kutsal değerlerine küfür edip hakaretler yağdırıyor.
Nedir tüm bu yapılmak istenenler ülkemizde? Bu açıkça hedef gözeterek yapılan provokasyonlara basın ve ifade özgürlüğü denilebilir mi? Başkalarının hukukunu çiğneyen, özgürlüğüne müdahale eden bir anlayış özgürlük olabilir mi?
Milletimiz Nişanyan'ın ve Fazıl Say'ın dine, dindarlara yaptığı hakaretlere hak ettiği cezayı veren yargıdan Ekşi Sözlük'ün onlarca hakaret ve saldırılarını da hukukun merceği altına alıp rencide olan duygularımızı, gerilen sinirlerimizi sakinleştirmeyi beklemektedir.
Halkımızın inançları üzerinde sinsi ve düşmanca oynanan bu oyunlar bir iki kişinin gelişi güzel insiyatifinde olamaz. Dibi biraz eşelendiğinde altında bir sürü fitne larvalarının kaynadığı görülecektir.
Son zamanlarda toplumsal huzurumuzu bozmak, kardeşi kardeşe kırdırmak için ülke çapında yaşadığımız provokasyonlara bir yenileri daha eklenmeye çalışılıyor. İnsanımızı dindar, dindar olmayan, laik anti laik bataklığına çekmek isteyip dünya kamuoyu gözünde küçük düşürme planları yapanlar var.
Gezi olaylarında bir kaşık suda koparılan fırtınaların ülkemize neye mal olduğuna millet olarak şahit olduk. Bu olayları çıkaranları hangi devletlerin, hangi medyanın, hangi patronların, uluslararası vakıflarla istihbarat örgütlerinin organize ve finansa ettiklerini gördük.
Ülkemizde hak hukuk arama, ağaç tabiat sevgisi arkasına gizlenerek yurdumuzun temellerine dinamit koyan ne kadar da çok terörist ve onları destekleyen, alkışlayan müzmin solcu, Marksist, Kemalist, laik beyaz Türkler varmış ibretle hepsini acı acı seyrettik.
Bazı iç ve dış fitne yuvaları Gezi Parkı olaylarıyla ulaşamadıkları hedeflerine şimdi de din ve mezhep kışkırtıcılığı yoluyla ulaşmaya çalışıyorlar. Ekşi Sözlük ve benzerleri de bunların bilerek veya bilmeyerek taşeronluğunu yapıyor.
Bu konuda ilk olarak harekete geçen Haber7 köşe yazarı arkadaşımız, emekli Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Reşat Petek'i sessiz milyonların içinden bir fert olarak yürekten kutluyorum.
Eğer, bu işi bu işin ehilleri ve yetkilileri yapmaz ise, bir gün bir vatandaşın sabrı taşar ve hiçte hoş olmayacak, tasvip edilmeyecek, hatta hayal bile edemeyeceğimiz toplumsal patlamalara sebep olabilir. Bunun olmayacağına da kimse garanti veremez. Bu tahrik ve hakaretlerin merkezi haline gelen/getirilen basın yayın kuruluşları -farkında olarak veya olmayarak- ülkeyi baştan başa yakacak çok tehlikeli bir ateşle oynuyorlar.
Sabrı taşan vatandaşlar bu işe bulaşmadan savcılarımızın, yargıçlarımızın süratle bu işe el atması ülkemizin huzuru, inançlarımıza saygı bakımından çok büyük bir önem arz ediyor. Dünyanın her yerinde toplumsal infial meydana getirebilecek en tehlikeli şey din ve dini duyguları üzerine oynan oyunlardır.
Savcılarımız, yargıçlarımız bu hassas meseleye el atmazsa, cahil birileri kendini yargıç yerine koyarak orman kanunu devreye sokar ki, işte bu tam da provakatörlerin istediği bir şey olur. Bu durum hem 2. bir hukuksuzluğa yol açar, hem de kaş yapayım derken, yüzlerce göz çıkarabilecek tatsız hadiselere ve hukuksuzluklara yol açabilir. Buna asla fırsat verilmemelidir.
Basın yayın ve internet yoluyla milletimizin inançlarını ve mukaddeslerini tahrik ve tahkir eden kim olursa olsun hakkında derhal hukuki işlem başlatılmalı, suçlu görülürse acımadan hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır. Çünkü söz konusu olan milletimizin huzuru ve barışıdır.
Bir ülkede porovakatörler susturulmazsa, orada doğacak olayların önü arkası kesilmez. Millet üzerinde yapılacak en tehlikeli oyun, o milletin dini ve mukaddesleriyle hakaret ve alay ederek inançlarından dolayı o milleti aşağılayarak kışkırtmaktır.
Ekşi Sözlük, basın ve ifade özgürlüğü arkasına gizlenerek profosyonel bir provokatörlük yapıyor. Kışkırtıcı bir şekilde Ramazan vakti Müslümanların mahallesinde güpe gündüz sırıtarak salyangoz satıyor.
Yorumlar7