Paralel belası

  • GİRİŞ15.04.2016 08:25
  • GÜNCELLEME16.04.2016 10:46

Nedir bu paralel belası böyle? Bir Tusinami gibi ortalığı kasıp kavuruyor. Yıkım ve tahribatın haddi hesabı yok.
Bürokraside ve devlet dairelerinde birisi diğerinin ayağını kaydırmak ister ise, hemen yalanı, iftirayı patlatıyor bu paralelci diye. Sonra çık çıkabilirsen bu işin içinden. Bunu en çok yapanlar da paralelcilerin ta kendileri olduğu deliller ve ispatlarla malum. Nasıl bir vicdan, din, ahlak ve insanlık anlayışı anlaşılır gibi değil.
Paralel belası çıktıktan sonra herkes birbirinden korkar, şüphelenir, gocunur oldu. İnsanlar arasında güven sarsıldı. Aileler arasına kırgınlıklar, dargınlıklar, gerginlikler girdi. Komşu komşuya ters bakar oldu. Nasıl bir bela ve musibettir bu?
Özellikle bürokraside tepeden tırnağa soğuk rüzgârlar esmeye devam ediyor. Birçok masum insan iftira ve yalan rüzgârının önünde kuru bir yaprak gibi sağa sola savruluyor, haksızlığa ve zulme uğruyor.
Paralel lafı sahneye çıkmadan önce herkes paralelci olmak için yarışıyordu. Öyle görünmek için yırtınıyor ve ne taklalar atıyordu. Aynı insanlar şimdi de paralelci değilim diyor. Bukalemun gibi renkten renge giriyor, en önde paralelci düşmanı ve avcısı kesiliyor. At izi iti izine karışmış bir durumda.
Suçlular ve ihanetin failleri elbette suçlarının cezasını çekmelidir. Ama masum insanlara iftira atmak, onlar hakkında bühtanda bulunmak, birinin ayağını kaydırmak, diğerinin geleceğiyle, rızkıyla oynamak hangi İslam, hangi ahlak, hangi vicdan, hangi hukuk ve hangi Müslüman yakışır? 
Evet. Suçlular bulunsun, yargılansın, varsa cezalarını çeksinler. Ama yargısız infazlarla suçsuz insanları cezalandırmak en hafifinden haksızlıktır, kıyımdır. Bu yapılanlar insanlığa, hakka hukuka ve hiçbir ahlak kurallarına uymaz. Kendilerini kurtarmak için yalan ve iftira alçaklığına sığınan ve başka birini hedef tahtasına oturtmak isteyen ikiyüzlülerin yaptıkları da alçaklıktır, şerefsizlik, ahlaksızlıktır.
İnsanlar fi tarihinde falan cemaatin, gurubun, cemiyetin, vakfın toplantısına gitti, onlarla yemek yedi, çay işti, onların yurdunda kaldı, okulunda okudu diye şimdiki hali hesaba katılmadan insanlar hakkında karalama yapılmamalı ve peşin hüküm verilmemelidir. Suçlunun suçu ispat edilene kadar kim olursa olsun insanlar masumdur. Masum muamelesi görmelidir. Bu islamın da bir hükmüdür.
İnsanlar geçmiş hallerinden çok şimdi ki hal ve durumlarıyla değerlendirilmelidir. Ve suçluya isnat edilen suç ispat edilinceye kadar o kişi hiçbir şekilde mağdur ve mahkûm edilmemelidir.
Yıllarca çalışarak bir noktaya gelmiş, tecrübeli, deneyimli ve ülkemizin kazanımı olan insanları bürokrasinin kör kılıcı ile doğramak bu millete ve ülkeye yapılacak en büyük ihanettir. Bu ülkeye ve millete hainlik yapanları kendi gurup ve cemaatinden diye görmezlikten gelmek, affetmek de hainliktir.
Bu vatana, bu millete ihanet eden, bu ihanete halen devam eden, bütün bu çirkinlikleri, hainlikleri, ayak oyunlarını görüp bilipte hala bu ihanet yalan kervanının peşinde giden, onlara yardım ve yataklık eden, gözü paralelden başka geometrik bir yapı görmeyen akılını hipoteke, mantığını kiraya vermiş bakar körlere de gereken müeyyideler uygulanmalıdır. Millet bu beladan ve musibetten en kısa zamanda kurtulmalı, sükûnete ermelidir.
Türkiyede bir tek paralel yapılanma yok. Daha başka tür ve şekilde, renk ve biçimde birçok paralel yapılanmalar var. Bir tarafı yakıp yıkarken ötekine göz yummakta adalet ve doğruluk değildir. Diğer paralelleri de toplum olarak dikkatle izlemeli ve daha sonra da ‘’oyuna geldik’’, ‘’sırtımızdan hançerlendik’’ dememeliyiz.

Arif Altunbaş - Haber7

Facebook; arifaltunbas@hotmail.com

Twitter @arfaltunbas
 

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat