Sistem ve düzen meselemiz

  • GİRİŞ13.05.2016 07:49
  • GÜNCELLEME14.05.2016 11:10

Güneş, Ay, Samanyolu, gece, gündüz ve gökyüzündeki bütün varlıkların bir düzen içinde hareket halinde olduğunu, bunun da âlemlerin rabbi tarafından bir sistem halinde yaratıldığına inanıyoruz.

Etimolojik olarak ‘’birleşme’’, ‘’oluşma’’, ‘’bir araya gelme’’ anlamını taşıyan Latince ‘’Systema’’ kelimesinden türemiş olan bu kelime genel olarak tüm dünyada ‘’birçok oluşumdan oluşan bir düzen’’ anlamına geliyor.

Tarihimizde ‘’nizam’’ olarak kullanılan bu kelime Tanzimatla başlayan batıcılık hareketinden sonra sulandırıla sulandırıla Cumhuriyetle birlikte ‘’sistem veya düzen’’ adını almıştır.

Cumhuriyetimiz ne yazık ki Cumhurun sistemi olmaktan öte, yönetimin başında olanların sistemi ve düzeni olmuştur. Buna Kemalist Cumhuriyet, Paşaların Cumhuriyeti, darbecilerin Cumhuriyeti veya yalancı cumhuriyette diyebiliriz. 

Tepeden inme gelen yönetimler, sistem ve düzenler hiçbir zaman milletimizin kendi özgür iradesiyle seçtiği ve yönettiği ‘’cumhurun cumhuriyeti’’ olamamıştır.

Cumhuriyet kurulduktan bu yana halkın değerlerinden kopuk ve referans kaynaklarından uzak, oradan buradan tercüme ve kopya edilerek alınan devşirme anayasalarla ülkemiz bu güne kadar yönetilmeye çalışılmış, bu yüzden millet ve devlet arasında sürekli gerginlik ve gerilimler yaşanmıştır. 

Devletin başında olanlar daha çok millete kulak vermeden bildikleri gibi davranmışlar, istedikleri gibi anayasa çıkarmışlar, zorla ve zorbalıkla darbe anayasalarını bu millete kabul ettirmeye çalışılmıştır. Bu gün bile bir darbe anayasasıyla yönetilmenin ezikliğini yaşıyoruz.

Devlet ve yönetim sistemimizdeki erklerin, kurum ve kuruluşların birbirleriyle çelişen, birbirlerine zıt yetki ve görevlerle donatılması bu sistemi işlemez kılıyor. Sistem tıkanıklığı yönetim sıkıntıları ve açmazlarını da beraberinde getirerek devletin hantal ve karmaşık yapısını yönetilemez bir hale getiriyor. 

Bu da devlet ve sistem, millet ve yöneticiler arasında sayısız krizlerin doğmasına, yapılması gereken işlerin yapılamamasına, aşılması gereken krizlerin aşılamamasına sebebiyet verdiğinden koskoca devlet yapısı kitlenerek işletilemez hale geliyor.

Anayasanın değişmesi ve başkanlık sisteminin getirilmesiyle sistem ve düzendeki bozuklukların ve kokuşmuşlukların aşılması ve kendimize ait bir sistem ve yönetim tarzı ortaya konulması bugün Türkiye’nin önünde aşılması gereken en önemli bir engel olarak görünüyor.

Bu kokuşmuş düzenin ve sistemin mimarı CHP yeni bir anayasadan ve sistem değişikliğinden ödleri kopuyor. Korkunun ecele faydası yok. Nereye kadar direnecekler?

Yıllardır kandırılan, aldatılan millet artık gözünü açmış, sahte cumhuriyet çığırtkanlarının yüzüne bile dönüp bakmıyor. CHP’nin telaşı yeni bir sistemin gelmesiyle yok olup gitme korkusundan kaynaklanıyor.

Kılıçdaroğlunun kan ve irin kusan sözlerine ve her şeye itiraz eden kişiliğine inat, isteseler de, istemeseler de millet kendi değerlerine yaslanan yeni bir anayasa yapacak, başkanlık sistemini de güle oynaya getirecektir. 

Batının kapıkulu Kılıçdaroğlu ve bir avuç yandaşı hariç milletimiz bu darbe anayasası ve kokuşmuş sistem ile Türkiye cumhuriyetinin yürütülemeyeceğini anlamış ve kavramış durumdadır.

Öyleyse; yeni anayasa ve Başkanlık sistemi Milletimize hayırlı olsun!

arifaltunbas@hotmail.com

Twitter @arfaltunbas

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat