Din tarih, kültür, edebiyat, sanat, müzik… her şeyimizi değiştirmeye çalıştılar.Bizi kendi tarih ve değerlerimizden koparıp taklitçilikte Bukalamunları bile geride bırakan bir millet haline getirdiler.

Bizdeki Kemalizm gibi, Irak ve Suriyede Baascılık, Mısırda ve birçok Arap ülkelerinde Nasırcılık, Cezairde Burgibacılık, Libyada Kaddaficilik zemininde bizi kendi genetik kotlarımızdan koparıp bu ideolojileri bize sığınılacak tek bir limanmış gibi gösterdiler.

Bizde yabancılaşma Tanzimat ile başladı, ittihatçılarla örgüt, Cumhuriyetle devlet haline geldi. Daha Cumhuriyet kurulur kurulmaz bir müddet sonra İslama ve İslami değerlere karşı düşmanlık, kıyım ve yıkım devlet eli ve despotizmiyle yapılmaya başlandı.

Osmanlı ve halifeliğe karşı yapılan düşmanlıkla birlikte Türkiye’de İslami tüm izler silinmeye ve yok edilmeye çalışıldı. İslam medeniyet ve kültürüne ait var olan tüm değerlerimizin üzerine yabancı işgal ve istila orduları gibi kinle, öfke ve hışımla gittiler. Gelen cumhurun Cumhuriyeti değil sanki bir işgal, istila ve sömürge sistemi ve rejimiydi.

Yazımız, dilimiz, tarihimiz, geleneğimiz, mimarimiz, mirasımız, sanat ve edebiyatımız, şiir ve müziğimiz kendi medeniyet ve kültürümüze ait her şeyimiz horlanır ve yok hükmünde sayıldı. Hıristiyan batılılara ve Yahudilere ait olan değerler ise kendi değerlerimiz gibi devlet politikası ve baskısıyla zorla, zorbalıkla halkımıza kabul ettirilmeye çalışıldı. İtiraz edenler ve bu politikalara karşı çıkanlar vatan haini olarak ilan edilerek yargısız infazlarla idam edildiler, faili meçhullere, teröre kurban gittiler. Baştaki diktatörlerin bela ve musibetinden korkarak yurdu terk edip başka ülkelere hicret etmek zorunda kalan aydınlarımızın sayısı azımsanamayacak kadar çok.

Son Osmanlı Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi, Onun yardımcısı, Zahidül Kevseri ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy onlardan sadece birkaçı.

Harf devrimiyle alfabemizin değiştirilmesi milletimize ve tarihimize yapılan ihanetlerin başında gelen en büyük zulümlerden biriydi. Bir toplumun bin yıllık tarihi ve alfabesi bir günde değiştirilerek koskoca bir millet kendi kitaplarına ve tarihine cahil bırakıldı. İnönü’nün ‘’Hatıratım’’  adlı kitabının 2. Cildinde; "Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi.

Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslam dünyası ile bağları koparmak ve ( dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı.)

(...) Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. (...)  **Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı."**  KAYNAK: İnönü, Hatıralar C.II sayfa223

Milletimizi dinden imandan, Kuran ve sünnetten, Allahtan ve peygamberden koparıp batılı Hıristiyanlara benzetmekti esas gaye ve amaçları yerli münafıkların. Ve 90 yıl gibi bir zamanda bunu kısmen de başardılar. CHP ve HDP zihniyeti İnönü ve arkadaşlarının istediği, arzu ettikleri nesiller olarak bu gün Türkiye’nin ilerlemesi, özgürleşmesi, bağımsızlaşması ve kendisi olması yolunda halen milletin önünde en büyük bir engel ve bela teşkil etmektedir.

Bu batılı ve batıcı hain zihniyetin taşeronluğunu yüklenen CHP ve CHP zihniyetinin liderleriydi.  Yabancılaştırılmamızın baş aktörleri yerli ve sahte kahramanlar ve CHP zihniyetinin yetiştirdiği batıya öykünen aydın taslaklarıdır.

Türkiye’nin iki Asırlık sorunu kendi değerlerimizden kopuk ve kendi değerlerimize düşman batıya ücretsiz kölelik yapan aydın sorunudur. Bu sorun hala önümüzde çözüm bekleyen büyük bir problem olarak durmaktadır

Arif Altunbaş - Haber7

arifaltunbas@hotmail.com

Twitter @arfaltunbas