Bu referandum şimdiye kadar bizi iliklerimize kadar sömüren batı emperyalizmine ve yerli uşaklarına karşı bir direniş hareketi niteliğinde olması önemlidir. Dışarıdaki ikiyüzlü batıya ve içerideki iki çifte standartlı batıcılara karşı milyonların başkaldırı oylamasıdır bu. Kısmi Anayasa değişikliği işin görünen arka yüzüdür.

CHP bu işin ciddiyetini anladığından hop oturup hop kalkıyor. ‘’HAYIR’’ cı duruşuna nasıl bir kılıf ve yalan uydururum telaşıyla gaf üstüne gaf yapıyor.

BDP’ nin dini belli, yolu belli, hedefi belli, niyeti belli. O hayır demek zorunda zaten. Kendi iradeleri değil Kandilin iradesi hâkim partileri/partilileri üzerinde.

Saadet ve benzeri küçük partiler içine düştükleri öfke, kin ve hasetlik çukurunda Tayyip Erdoğan karşıtlığı gözlerine simsiyah perde çekmiş durumda. Türkiye’nin hangi zorlu yollardan geçtiğinin ve nereye gitmek istediğinin adeta farkında değiller gibi. Önce kendilerine ve sonra bütün Türkiye’ye zarar veren duruş ve tavırlarının Milli görüş olduğunu sanıyorlar.

FETÖ eskiden bu yana Kemalistler, darbeciler, diktatörler, masonlar, batının uşak ve taşeronları, hatta BDP de dâhil, her gurup ve meşrebi desteklediğinden HAYIR’ cıların tarafında olmak onlar için HİZMET (!) olarak görülüyor. Erbakan, Tayyip Erdoğan gibi Müslüman liderler olmasın da kim olursa olsun fark etmez onlar için. Emir beyinlerini ipotek’e verdikleri yerden geliyor çünkü.

MHP, Türkiyenin nereye gittiğinin, hangi süreçlerden geçtiğinin şuurunda ve kendinden beklenen doğru bir duruşu sergiliyor. Bu tavrıyla MHP tarihinin en hayırlı, en doğru bir işine evet dediğini tarih yazacak.

Bu referandum Yeni Türkiye’nin kuruluşunun başlangıcı olması münasebetiyle milletimize, medeniyetimize ve dinimize asırlardır devam eden Haçlı saldırılarına karşı bir başkaldır. Devleti ve milleti yeniden kardeş etmenin ve gelecek çağlara taşımanın, istikbale yürümenin besmelesi olacaktır bu referandum.

15 Temmuzda 10 milyonlarca insanın Cumhurbaşkanımızın çağrısı ile bütün Türkiye’de sokaklara dökülmesi, batı güdümlü darbeye ve darbecilere karşı çıkması dost ve düşmanlarımıza çok büyük ve çok anlamlı mesajlar vermiştir. Bu referandumun hedefi de aynı şer güçlere karşı milyonların kıyamı özelliği taşımaktadır.

Milletimizin bütün darbelerden büyük darbeler yediği malum. Ama 15 Temmuzda da tarihinde ilk defa darbecilere son darbeyi vurmuş bir millet olarak bütün dünyaya örnek olduğu da malumdur. Bu referandumla Türkiye emperyalizmin ülkemize dayattığı bütün zorlukların ve zorbalıkların zincirlerini kıra kıra özgürlük ve bağımsızlığımıza daha çok yaklaşacak, bütün mazlum milletlere örnek olacaktır.

‘’EVET’’ diyeceklerin Cumhurbaşkanımızdan ve Hükümetten beklentisi bu referandumdan sonra; ‘’bu kokuşmuş düzenden kurtulmak, tepeden tırnağa her alanda devleti yeniden inşa edip yapılandırılmaktır.’’ Milletimiz siyasilerden kendi tarihi, kültürel, dini ve medeniyet değerlerimize yeniden dönmeyi ve büyük Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmayı ve bir anıt gibi insanlığın huzurunda yükseltmeyi beklemektedir.

Bunu yapabilmek için batı emperyalizminin ve batı medeniyetinin baskısı ve BM 5 ‘li çetesinin boyunduruğu altından kurtulmak 1. adımımız olmalıdır. Kendi medeniyetimize yönelme ve onun değerlerini hayatımızın her kesimine hakim kılmak için millet ve devlet olarak büyük bir çalışma, atılım ve özveri içinde olmakta millet olarak hepimizin görevi ve sorumluluğu olmalıdır.

Medeniyetimizi yeniden inşa ve ihya etmek, insanımızın ruh ve düşünce dünyasını yeniden vahiy çizgisine döndürmekle mümkündür.

Dünya devlet ve milletlerinin karşısında ayakta ve dik durmak istiyor isek eğer, önce vahye dönmenin düşlerini kurmak, düşüncesini yaşamak, fikir coğrafyamızı ilmik ilmik kendi medeniyet değerlerimizle örmek ve onları hayatımızın bir parçası haline getirmek zorundayız.

Bütün bunları hayata geçirebilmek için üstat Necip Fazıl’ın ‘’Neredesiniz dendiği zaman, sağına soluna bakmadan, buradayım’’ diyecek bir gençliğin fikri ve ruhi olarak yetiştirilmesi en öncelikli hedefimiz ve uğraş alanımız olmalıdır.

Bu referandumda EVET’ lerin baskın çıkmasıyla devlet ile millet arasındaki kırgınlık ve gerginlik, devletin kendi içindeki arapsaçına dönen bozuk sistemi, birbiriyle çelişen, didişen ve kavgalı oligarşik bürokrasisi ile işlemez hale gelen devlet yapısı, erkler arasındaki yetki kargaşası vs. gibi sorunlar inşallah yok olacaktır.

Bu duygu ve düşünceler ile herkese Hayırlı Cumalar diliyorum.

Arif Altunbaş, Haber 7