1453 İstanbul Ruhu ve Bizansoğulları

  • GİRİŞ05.06.2020 09:34
  • GÜNCELLEME06.06.2020 09:51

Batının ülkemizdeki uzantıları yerli münafıklarda Don Kişot'un aklı ve onun saftrik Sancho Panza'sunun basireti kadar basiret yok. ‘’Zulüm, 1453’ te başlamıştır’’ diyen Bizans soyluların İstanbul her zaman bir Fatih ruhu ve bilinciyle batı emperyalistlerine ve işgalcilerine karşı direndiğini ve tarih boyu olduğu gibi şimdi de dimdik ayakta hep direneceğini bilmiyor gibiler.

 

 

İstanbul'un ruhu Kazan’dan Yemen’e, Çin Seddi'nden Atlas Okyanusuna kadar tüm Asyayı, Avrupayı ve Afrikayı kuşattığını Türkiye'nin ve coğrafyamızın bütün kimliğini temsil ettiğini iyi biliyorlar. İstanbul kalesi düşünce Türkiye düşer, Orta Asya, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Afrika kaleleri düşer. Şam’ın, Bağdat’ın, Kahiren’in, İslamabat’ın, Daruselam’ın, Tarblus’un, Hartum’un, Dakkan’ın, Tunus’un, Cezayir'in, Rabat’ın boynu bükülür.

Aşkabad, Bişkek, Almaata, Kazan, Kırım, Mohaçkale, Duşembe, Bakü, Tebriz başlar yeniden ’’ Çırpınırdın Karadeniz bakıp Türkün bayrağına, Ah ölmeden bir görseydim düşebilsem ayağına’’ diye ağlamaya, gözyaşı dökmeye başlar. İstanbul bunun için hep kem gözlerin hedefidir.

 

 

İstanbul bizim için canımız içinde candır, gönül köşkümüzde canandır, kalbimizdeki yardır yarendir, dağ gibi sırtımızı yasladığımız anamız ve babamızdır. Ona saldıran diller ve uzanan eller tüm mahremimize ve İslam alemine saldırır. İstanbul bizim imanımızın, İslamımızın, Kur-an'ımın, rüyalarımızın, hayallerimizin, aşklarımızın, sevdalarımızın ve davamızın Başkentidir.Onun için bizim gözümüzde şehirlerin anası, şehirlerin şehri, Başkentler başkentidir .

Bizans kaybetmeye 1071 de Malazgirt'te, 1453 de İstanbul'u kaybedince de yok olmaya başladı. İstanbul'u kaybeden bir millet namusunu, şerefini, ahlakını, kültürünü, dinini medeniyetini yani, tüm kimlik ve kişiliğini  kaybetmiş demektir. Bizans’ın kaybedince tarih sahnesinden silinip gittiği gibi.

 ‘’Zulüm, 1453’te başlamıştır’’ diyen Bizans'ın çocukları ‘’Nasreddin Hoca'nın bodrumda kaybettiğin iğnesini sokakta aradığı’’ gibi yitik ülkelerini kin ve öfkelerinin, nefret ve düşmanlıklarının kadavralarında aramaya devam etsinler. Bu ülkenin her karış toprağında, bu milletin yüreğinde hala Kılıçaslan, Nureddin Zengi, Selahaddin Eyyubi ruhunun yaşadığını ne zaman isterlerse görebilirler.  Anadolu'nun aslanları ve isimsiz mezarlar Haçlı domuzlarını ve onların ülkemiz ve coğrafyamızdaki temsilcilerini bekliyor.

İstanbul'a hakim olan kendisine sahip, coğrafyasına hakim olur. O bir şehirden öte; bir duruşun ve kimliğin sembolüdür. Onda yaşayan ruh Türk milletinin, kültürü ve medeniyetinin ruhudur.

Dünyanın değişik coğrafyalarında İstanbul kadar, hatta; ondan daha kalabalık ve görkemli şehirler olabilir.Ama; hiçbirinin İstanbul gibi yüce bir ruhu yoktur. İstanbul'u İstanbul yapan işte o ruhtur. İstanbul Feth edilince Kostantinepolis’in adı, bunun için İSLAMBOL olmuştur.

İstanbul İstanbul olunca;29 Mayıs 1453 de Konstantinepolis ruhu sessizce İstanbul'un semalarından kara bulutlar gibi haçlı başkentlerine çekilmiştir. Şimdi Atina, Paris, Berlin, Viyana, Londra ve Moskova’dan Türkiye ve Coğrafyamıza odaklanan Baykuş gözlü Haçlılar, İstanbul ruhunun aydınlattığı İslam coğrafyasının üzerine karabasan gibi çökmüşler ve onu işgal ederek teslim almaya ve sömürmeye çalışıyorlar. Her türlü düşmanlık, kin, öfke ve nefretleriyle Afganistan'da, Irakta, Suriye'de, Yemen'de, Somali'de, Libya'da leş kargaları ve Akbabalar bunun için kol geziyor..

Emperyalizmin  ülkemizdeki yerli ve yabancı uzantıları, İslam ülkelerinin ikiyüzlü münafıkları tüm coğrafyamızda İstanbul ruhuna karşı Antik Yunan, Roma ve Bizans ruhunu yeniden diriltmeye çalışıyorlar. İstanbul'un savaşı 1453'te Fetih ile bitmedi, daha yeni başlamıştı ve halen de devam ediyor.

İstanbul bizim için bir esenlik ve barış yurdudur. İstanbul'u ve Türkiyeyi hedefinde görenler ve gösterenlerle her çağda ve zamanda, her platformda ve mekanda görülecek ve sorulacak hesaplarımız var.

Malazgirt'te attığımız temelin, İstanbul'da inşa ettiğimiz tüm Anadoluyu, Kafkasyayı, Balkanları, Kuzey Afrikayı kucaklayan ve kuşatan medeniyetimizin başkentini hedef alan sünepe Haçlı çakalları sizinle 1453’ten kalan kapanmamış bir defterimiz ve daha görülmemiş nice hasaplarımız var.

Bizim yüreğimizin büyüklüğü ve yüceliği yanında sizin kin, öfke, nefret ve düşmanlıklarınız fena bir yele benzer. Anladınız mı Bizansoğulları, onların ülkemizdeki dönmeler, yerli münafıklar ve barsak gurultuları… 

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar4

  • 1453 3 yıl önce Şikayet Et
    bu topraklara ihanet bütün İSLAM ALEMİNE çünkü burası bin yıldır bu şanlı sancağı şanla şerefle dalgalandırıyor bu uğurda milyonlarca ŞEHİD vermiş her köşesindeki türbelerle milyonlarca EVLİYA diyarı MUKADDES topraklardır burası amiral gemisidir merkezdir haçlı yahudi onun için buraya saldırıyor her şeyimiz bahasına savunmak bunun için önemlidir.
    Cevapla Toplam 11 beğeni
  • Haydar 3 yıl önce Şikayet Et
    Arif Bey, bu ruhsuz satılık hainler varsın olsun,onların hainliği bizleri diri tutmaya yarıyor .Mücadeleye devam edeceğiz allaha emanet ediyorum Haydar ÇELiK Teşekkür ederim
    Cevapla Toplam 11 beğeni
  • Zafer 3 yıl önce Şikayet Et
    Eyvallah Akıncı ağabeyim... Yorulmak bilmeyen bir ruhla, hala; diri, canlı ve dimdik ayaktasın.Sezai Karakoç; ''Biz, savaş bittikten sonra bile koşan atlarız.'' derken, sizin gibileri tasvir etmiş...
    Cevapla Toplam 13 beğeni
  • İlhami 3 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürler. Bu ruha sahip olan dünyayı dize getirir.
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat