Yozlaşma!

  • GİRİŞ17.07.2020 09:18
  • GÜNCELLEME20.07.2020 09:15

Kendi elinizde ve çevrenizde yetiştirdiğiniz insanlar aynı din, ahlak, tarih ve kültür pınarından beslenen toplumlara benzer. İnsan bu duygularını yitirince yozlaşır, insan olmaktan çıkar, başka bir insan ve toplum olmaya başlar. Eşekler yozlaşınca önce; sahibini tekmelediği gibi kişilik ve kimliğinden uzaklaşıp yozlaşan insanlar da, önce; kendi değerlerine saldırır.

 

 

Bu bir anda ve zamanda olan bir değişim değildir. Zamanın akışı ve üzerinde durduğumuz değerlerin ayaklarımızın altından yavaş yavaş kaymasıyla gerçekleşir. Nihayet, bir değişim ve dönüşüm noktasına  ulaşır. Bizde ki yozlaşma 200 yıllık bir serüvenden bu güne uzanan yabancılaşma hareketinin beraberinde getirdiği büyük sinsi bir felakettir. Hayatımızın, siyasetimizin, ticaretimizin, kültür ve sanatımızın neresine bakarsanız bakınız bunun izlerini korkunç bir çürüme ve kokuşmaya olarak toplumun her kesiminde görebilirsiniz.

Yozlaşmaya karşı verilecek her mücadele emperyalistlerin bize dayattığı değerler sisteminin müsaade ettiği dar kalıplar içinde yapılamaz. Kendi milli ve yerli değerlerimizi bir hukuk ve nizam sistemi içinde anayasallaştırıp milletin onayından geçirdikten sonra ancak milli irade ortaya çıkar ve o zaman gerçekten, ‘’Hakimiyet milletin...’’ olur. Bir milletin değişim ve dönüşüme ancak kendi iradesiyle meydana gelir.

 

 

Düşmanın sistem ve silahıyla düşmana karşı savaşarak bir arpa boyu yol alınsa da beklenen  ve umut edilen neticeye ulaşılamaz. Bir millet kendi özüne ve değerlerine dönmek istiyorsa, önce kendini değiştirmeye karar vermek zorundadır. Bu bir ilahi kanundur; ''Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah'ta onların durumunu değiştirmez'' Rad;11

Asıl olan değişime karşı çıkan ve değişime direnen batıdan kopyalanarak alınan, millet olarak da bünyemize dar gelen bir sistemi ve organlarını yerlileştirmek ve millileştirmek, her şeyi ile milletin iradesine ve hizmetine sunmaktır.''Hiçbir sistem kendisini değiştirecek başka bir sisteme müsaade etmez'' kaidesine göre; kim olursa olsun bu şartlarda ve durumda iktidara gelmekle milletin beklediği ve özlediği değişimin gerçekleşmesi mümkün olmaz.

İnsan dünyevileştikçe; değerlerini yitirdi, değerlerini kaybedince; kendini, kendi kimlik ve kişiliğini bitirdi; dinini, ahlakını, kültürünü ve medeniyet anlayışını ve yaşam tarzını kaybetti. Milleti bu hale getirenler onu  can, kan ve din düşmanlarına benzetti. Düşmanına benzeyen kişi ve toplumlar eğer bir özeleştiri yapacaksa, önce kendisiyle hesaplaşmalı, onu o hale getiren; fikir, düşünce, sistem ve hayat tarzının kendisine  kimler tarafından ve hangi amaçla dayatıldığının kendi dünyasında ince ince hesabını sormalı, sorgulamalı ve sükunet içinde bunların geniş geniş, uzun uzun cevabını almalıdır.

Kendileriyle özeleştiri yapamayan kişi ve toplumlar, başkalarıyla gireceği her hesaplaşmada kaybetmeye mahkumdurlar. Önce; kendinle hesaplaşacaksın, önce; kendinle…Sonra; seni bu hale getiren düşmanlarınla…İnsanın içinde hakim olmayan bir fikir, düşünce ve kavga dışarıda asla başarıya ulaşamaz.

İnsanın hayat felsefesi ve mücadelesi onun varoluşuyla başlar ve ölümüyle de bitmez. Gelecek kuşaklara miras bırakılan  bir savaştır o.

Yozlaşmak; insanın kendi özünden ruhen uzaklaşması ve kendine yabancılaşmasıdır. Daha sonra ayrılık rüzgarları, kopuş fırtınaları gelir arkadan…Bir toplum yozlaşmaya başlayınca; kendi hakikatinden uzaklaşır ve yalanın varoşlarına doğru toz duman içinde savrulur gider. Türkiye'yi ve İslam alemini bekleyen en büyük tehlike kendi özünden ve değerlerinden uzaklaşmak, batı medeniyet ve kültürünün tesir ve  etkisi altında yozlaşmak, kendi değerlerinden uzaklaşmaktır.

Ayasofya’nın zincirlerini kırmak millletimizin ve ümmetin yozlaşma zincirlerini kırmasının başlangıcı olmalıdır. Önce, gönlümüzün ve kalbimizin Ayasofya'sını ve Kudüs'ünü özgür ve bağımsız hale getirmeliyiz içimizde.  Bu, yolumuz üzerinde bize engel teşkil eden ve edecek olan bütün zincirlerin daha çabuk ve daha kolay kırılmasına sebep olacaktır. Allah'ın cc izniyle…

Selam ve dua ile.

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar4

  • Vatandaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Yozlaşma öyle bir hal aldı. Bizim seçtiğimiz insanlar 1 tabloya 6 milyon ödeyebiliyor. Bu para ile bir çok iş yapılabilir. Ve buna yazarlar tepki veremiyor. Bizim başımıza gelenler hizmet için değil de kral olmak için geliyorlar.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • seraceddin emre 3 yıl önce Şikayet Et
    arif abim hayırlı cumalar. ahir zaman ümmeti olan bizler böyle bir değişimi yapabilirmi .selamlar
    Cevapla Toplam 13 beğeni
  • Şahin ASILDAŞER 3 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkür ederim yorumlarınıza aynen katılıyorum Gelecek nesiller için Milli Eğitim bakanlığı üzerine düşeni yapmalıdır(müfredat gözden geçirilmeli)
    Cevapla Toplam 14 beğeni
  • Hacı Eker 3 yıl önce Şikayet Et
    Selamün Aleyküm Arif abi yüreğine kalemine sağlık esnaf ve aile ziyaretlerinde (önce kendi ailemde)bu konuları dillendiriyorum yazını okuyunca daha ufuk açıcı oldu benim için önemli ortak dertlerimiz teşekkürlerimi sunuyorum.
    Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat