Emperyalizmin puşt zulası

.

  • GİRİŞ18.09.2020 09:41
  • GÜNCELLEME19.09.2020 10:48

19. Asrın başlarında İngiltere, İtalya, Fransa ve Rusya gibi emperyalist devletler dört bir cepheden aynı anda Osmanlıya saldırmaya başladılar. İslam topraklarında keşfettikleri Petrol yataklarını işgal edip sömürmek için; Suudiler gibi Körfezdeki aşiretleri ve Şerif Hüseyin gibi hainleri Osmanlıya karşı kışkırtıp, silahlandırıp ayaklandırarak onu sırtından vurdular.

 

 

Irak, Yemen, Libya, Suriye, Lübnan ve Filistin gibi Osmanlı yönetimi altındaki İslam topraklarında sayısız isyanlar çıkaran bu deve çobanı Arap aşiret reislerine ‘’Emirlik’’, ‘’Sultanlık’’, ‘’Krallık’’ gibi rütbeler vererek onları işgal ve sömürüleri için birer araç olarak kullandılar.  Osmanlı ile birlikte olan müslüman milletler İslam topraklarındaki emperyalist işgal ve saldırılara, hem de; isyancı bu yerli münafık ve hainlere karşı birçok cephede yıllarca kahramanca savaştı.

Balkanlarda, Afrika'da, Hicazda, Yemende ve Filistin'deki topraklarını kaybeden Osmanlı batılı işgalciler karşısında çaresiz kaldı ve yenik düştü. Birinci dünya savaşında (1915) Haçlı orduları birleşerek Osmanlı başşehri İstanbul'u almak için Çanakkale Boğazına dayandılar. Orada; müslüman her millettten toplam 250 bin insanımızı şehit verdik. İstanbul ve Anadolu'nun birçok bölgesini İngilizler, Fransızlar, Ruslar, Ermeniler ve Yunanlılar işgal ettiler. Savaşlardan dolayı yorgun, bitkin, çaresiz ve yenik düşen milletimize Sevr, Mondros, Lozan, Paris, Berlin gibi birçok anlaşmaları dayattılar.

 

 

Aynı batılı emperyalist güçler bugün de; Irakta, Suriye'de, Egede ve Doğu Akdeniz'de Yunan ve Rum piyonunu, aynı hain Arap aşiretleri ve PKK gibi terörist hareketlerle Türkiye’yi savaşa mecbur edip yeni bir Sevr veya Lozan şartlarına bizi mahkum etmeye, elimizi kolumuzu bağlamaya çalışıyorlar. Afrika, Hicaz ve Arap yarımadasında ordumuzu sırtımızdan vuran o hain aşiretler bugün de; yüz karası tarihlerine yakışır bir alçaklıkla yine İşgalci Haçlı ordularıyla birlikte hareket etmeleri, Ortadoğu'nun fitne çıbanı İsrail ile yakınlaşmaları bize hiç şaşırtıcı ve yabancı gelmiyor.  Hainlerin ve alçakların figüranlık yaptığı batı patentli ihanet filimlerini biz bir asır önce de sık sık bu coğrafyada yaşadık ve gördük. Dün; yaptıkları yalnışlıkları ve ihanetleri, bugün de aynen yaptıkları için tarih yine tekerrür ediyor.

Almanların 1. Dünya savaşında bizimle birlikteymiş gibi görünerek nasıl ikili oynadıklarını, bizi Haçlı ordularına karşı birçok cephede sattıklarını, bugün de;AB içinde aynı iki yüzlülüğün liderliğini yaptıklarını ve gelecekte de aynı ikircikli rolü oynayabileceklerini önemle ve özellikle hatırlatmak isterim.

Güce ve kuvvete tapınan Roma devlet geleneği ve politikası, hiçbir ölçü tanımayan Antik Yunan ahlak ve kültürü üzerinde inşa edilen vahşi batı medeniyetinin meyvesi ABD ve Avrupa Birliği devletlerinin kendi aralarındaki birliktelikleri ve dostluklarının bile menfaat ve çıkarlar üzerine kurulan sahte bir imparatorluk olduğunu, her zaman zor vakitlerde bizzat yaşayarak gördük. Bunların menfaat ve çıkarları uğruna yapamayacakları bir hainlik, satamayacakları bir değerleri ve vazgeçemeyecekleri bir kutsalları olmadığını ve olamayacağına şahit olduk. Bu çıkar çeteleri için kutsal olan tek şey; menfaatleridir. Adalet, özgürlük, Hak hukuk ve insanlığın ortak değerleri gibi ölçü ve kurallar onların çıkar ve menfaatleri karşısında hiçbir kıymeti yoktur. 1. ve 2. Dünya savaşında ortaya koydukları insanlık dışı vahşetleri; katlimaları, soy kırımları, işgal ve sömürüleri, sınır ve ölçü tanımız canavarlıkları bu iddiamızın en yakın ve en taze örnekleriyle doludur.

2. Dünya savaşında Avrupa genelinde Hitler Faşizminin zulmü altında katliamlara maruz kalan Yahudiler İngilizlerin işgal ordularının desteği ile kurdukları İsrail devleti eliyle bugün; Hitler Faşizmine rahmet okutan zulüm ve işkenceleri Filistinliler üzerinde acımasızca denediğine şahit oluyoruz.

Faşist İsrail devletinin Filistin'i işgalini, sömürü ve zulmünü görmezlikten gelen Suudi yöneticilere, Körfezin haydutlarının başını çeken BAE’ idarecilerine, Bahreyn gibi kıytırk çadır devletlerine, Mısırın diktatörleri ‘’İsrail'in Arap kolonileri’’  olarak kusursuzca emperyalizm ve siyonizme hizmet ediyorlar.

Neden; ABD, AB, Yunanistan gibi tüm Haçlı güçler, İsrail ve onun Arap kolonileri pranga ve zincirlerini kıran, yeniden dirilen ve ayağa kalkan Türkiye'nin üzerine kara bulutlar gibi hep birlikte çökmeye çalışıyorlar? Çünkü; ‘’Karanlığın en yoğun olduğu zamanlar aydınlığa en yakın olan vakitlerdir.’’

Bugünlerde Ortadoğu'da Uluslararası Siyonizmin oyun kuruculuğunda ABD’nin zorlamasıyla kurulmaya çalışılan İsrail merkezli Arap-İsrail ihanet yakınlaşmaları ile Bizans'ı yeniden diriltmek için bir araya gelen Fransa öncülüğündeki AB / Bloku / dayanışması / Birliği… Türkiye’ye karşı kurulsa da, vakit karanlığın en yoğun olduğu bir vakit olsa da, bir adım sonra karanlığın çelik kabuğu kırılacak, kuşluk ağaracak, aydınlıkla birlikte şafak sökün edip gelecek ve Güneş; Selam; Yeryüzünün yüz akı müslüman! Selam; Ey mazlum ve mağdur olan insan’’ diyerek yeniden insanlığın üzerine doğacaktır Allah'ın izniyle…

‘’Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez’’ (Ali İmran;86) Eğer; Allah söylüyorsa; O, doğrudur ve O, asla vadinden dönmez.

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar1

  • mizan 3 yıl önce Şikayet Et
    amenna!
    Cevapla Toplam 10 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat