Ateşin Çocukları

  • GİRİŞ06.08.2021 10:09
  • GÜNCELLEME08.08.2021 09:24

İnsanlığın tarihi su medeniyeti taraftarları ile ateş medeniyeti taraftarlarının mücadelesinden ibarettir. Bu iki mücadele Adem’ in yaratılışının ilanıyla başlamış, tarih boyu devam etmiş ve kıyamete kadar da sürecektir. Kimileri iyilik taraftarları ve kötülük taraftarları, kimileri iman ve küfür taraftarları, kimileri su ve ateşin taraftarları diye adlandırabilir bunu. Bu iki cephenin dışında gibi görünen bir de ortada kalmayı tercih edenler vardır. Bunlar da; Hak ve hakikatin tarafında olmayı içlerine sindiremeyen gönülleri şeytanın tarafında, konumları insanın tarafında gibi görünmek isteyenlerdir. İman ve küfür arasında yol aramak cehenneme farklı bir yoldan gitmenin diğer adıdır. 

İnsan’ın rabbine kulluk etme cephesi veya rabbinin emir ve yasaklarına isyan edip başkaldırma cephesi olarak da adlandırılan bu iki zıt kutup ilk insan Hz. Adem’i yaratan Allah’ın onu yaratılanların içinde en üstün meziyetlerle donattığını görmeleri ve kabullenmeleri için yaratılanları toplayıp onlara, ‘’İnni cailun fil ardı halifeh’’  ‘’Yeryüzünde bana itaat edecek ve benim davamı sürdürecek bir insan yaratacağım’’ dediğinde başlamıştır.

İnsanın en mükemmel bir şekilde yaratıldığını gören Allah’ın yaratıkları bu olağanüstü yaratılışı tasdik ve kabul ettiklerinde sadece Şeytan; ‘’Ben ateşten Adem ise, sudan yaratılmıştır’’ diyerek rabbine karşı isyan eder. Kendi üstünlüğünü ilan eden şeytan ateş medeniyeti ile su medeniyetinin mücadelesini burada başlatmış olur.

Tarihin akışına göre zamanla bu mücadele; (Zebur, Tevrat, İncil ve Kur’an gibi kutsal kitaplarda da anlatıldığı ve izah edildiği gibi) Hz. Adem’ in oğlu Kabil’in öz kardeşi Habil’i katletmesine, Nemrud’un Hz. İbrahim’i yok etmek için ateşe atmasına, Firavun’ un Hz. Musa ve Beni İsrail’e karşı amansız mücadelesine, Putperest Arapların Hz. Peygambere karşı düşmanlıkta sınır tanımamasına sahne olur.

Hz. Adem’ in Kabil soylu çocuklarının Habil soylu çocuklarına karşı sürdürdükleri kural ve ahlak tanımaz bu düşmanlık bugün de Türkiye’de, coğrafyamızda ve dünyanın her yerinde en ahlaksız ve en acımasız bir şekilde sürmekte ve sürdürülmektedir.

Peygamber izi ve soluğuna, yani; vahye karşı bir araya gelen inkar ve küfür cephesi her çağda ve zamanda Allah’a iman edenlere ve O’nun emir ve yasaklarına uyanlara karşı sürdürülmüş, sürdürülmekte, bundan sonra da sürdürülecektir.

Kabil’in cephesi bugün;  Amerika’sı, Rusya’sı, Çin’i, Avrupası Kapitalizm’ i, Kominizm’ i, Faşizm’ i ve Allah’a isyan ve tuğyan noktasında birleşik kafirler çetesi veya cephesi olarak insanlığı her yönde ve alanda bir baskı ve kıskaç altına almıştır. Bunların kendi aralarında didiştikleri, sürtüştükleri sakın sizi aldatmasın. Onlar yeri ve zamanı geldiğinde Allah dostlarının, vahiy taraftarlarının, Kur’an ve peygamber sevdalılarının karşısında hepsi birden bir millet, bir cephe ve bir ordu oluverirler.

Küfür kendi arasında İslam’a ve Müslümanlara karşı topyekün bir millettir. Allaha ve rasulüne iman ve itaat eden bütün Müslümanlarda inanç ve iman  noktasında bir millet ve bir ümmettir İslam milleti ve İslam ümmeti olarak.

Bu iki millet ve iki cephe arasında kendine yer bulamayanlar veya İslam ile küfür arasında yol arayanlar da küfür cephesinin ikiyüzlü sakinleridir. İnanmış, iman etmiş ve Allaha teslim olmuş bir Müslüman isen eğer; inancının, akidenin, kitabının, peygamberinin, yani İslam’ ın tarafındasın. Kur’an’ın tarafındasın. Hakkın ve hakikatin tarafındasın. İnkar’ın, isyanın ve tuğyanın karşısındasın yani.

Cami ile Kilise veya Sinagog arasında kalırsan, orada kalırsın. Bi taraf olursan, bertaraf olursun. Özünü ve yüzünü küfür cephesine döndürürsen sırtını iman ve İslam cephesine dönersin. Dinin de Kültürün de, tarihin de coğrafyan da, İmanın da Kur’ anın da, vatanın da milletinde, namusun da şerefinde elinden dilinden ve yüreğinden silinir gider. Bir varmış, bir yokmuş olur tarihin çöplüğüne gömülürsün.

Bir Cennet varsa, bir de Cehennem vardır. Cennet; Su Medeniyetinin çocuklarını bekler. Cehennem ise; Ateş Medeniyetinin çocuklarını…

Bir Müslüman olarak biz; İman’ ın, İslam’ ın, Kur’an’ın, Vahiyle gelen peygamberin cephesinde ve tarafındayız. Tarafında olmak, yürümek ve mücadele etmek zorundayız. Sözde Müslümanım demekle Müslüman olunmaz. Aklınla, ruhunla bedeninle özde Müslüman olacak, Müslüman kalacak ve İslam’ın mücadelesini vereceksin…

Milletimizin askerine, polisine kurşun sıkarak, ormanlarımızı yakarak yüreğimizi dağlayan, islam’a ve Kur’ana karşı savaş açan ateşin çocuklarıyla birlikte aynı cephede ve ittifakta olarak İslam’ın ve Müslümanlığın mücadelesi verilemez.

Ateş medeniyeti; zulüm ve ölüm, Su medeniyeti ise; tüm canlılara ve insanlığa hayat ve şifa kaynağı olarak var olmuş, bundan sonra da aynı şekilde var olacak ve varlık mücadelesini sürdürecektir.

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar9

  • Fatih 2 yıl önce Şikayet Et
    Arif hocamıza teşekkürler.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Elazığ'lı 2 yıl önce Şikayet Et
    hocam yüreğine sağlık
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Mehmet ATAY 2 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim sizden razı olsun inşaallah. Muhteşem bir hakikatı özetlemişsiniz.Hak ve batıl mücadelesinde HAKK'ın taraftarıyız velhamdülilleh....
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • 1071 2 yıl önce Şikayet Et
    Ateşin çocukları İNŞAALLAH cehennem ateşinin çocukları olurlar !..
    Cevapla Toplam 12 beğeni
  • 1453 2 yıl önce Şikayet Et
    Ateşin it oğlu itleri, onları ateşte közlemek lazım !..
    Cevapla Toplam 11 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat