Hesaplaşmanın hesaplaşması

  • GİRİŞ01.10.2021 09:08
  • GÜNCELLEME02.10.2021 09:48

İstesek de istemesek de, görsek de görmemezlikten gelsek de atalarımızdan bize miras bıraktığı tarihi bir hesaplaşma ile karşı karşıyayız.  Devlet millet ve ümmet olarak varlığımızı sürdürmek ve garantiye almak bu savaşımıza bağlı. İki yüzyıldır sergilediğimiz pansuman tedbirler ve palyatif çözümlerle sadece düşmanın işini kolaylaştırdık. Her karış toprağında soracağımız bir hesabımız var doğu ile batı arasında coğrafyamız kadar geniş, tarihimiz kadar derin. Bu topraklar acımasız. Kurtlar sofrasında uyumaya ve uyuşukluğa yer yok.

Ya insan gibi özgür ve bağımsızca yaşamak için bu amansız kavgayı sürdürecek, ayağımıza vurulan kölelik zincirlerini kıracak batı emperyalizmiyle hesaplaşacağız. Veya ayaklarımızdaki utanılası prangalarla onursuzca yaşamaya devam edeceğiz. Üçüncü bir yol yok.. Ya istiklal, ya ölüm. Geleceğini ve kaderini belirlemek senin elinde. Hangisini seçersen seç.

Batı ve ülkemizdeki uşakları bizi; batılılaşma adına batırdı, özgürleşme adına köleleştirdi, medenileşme adına soysuzlaştırdı, yükseltme adına alçalttı, çağdaşlaştırma adına çağın gerisinde bıraktı ve kendisine mecbur olacak taklitçi bir maymun haline getirdi. Kendisini taklit eden ücretsiz kölelerine ve onursuz hizmetçilerine ilerici ve çağdaş adını verdi. Yerli ve milli değerlere sahip çıkanlara da gerici yaftasını vurdu. Milletimiz iki yüzyıldır batı emperyalizminin ileri karakolu olan bu ilerici ve çağdaş mankurtlarla boğuşuyor ve mücadele ediyor.

Biz tarihin hiçbir döneminde dost ve müttefik bildiğimiz düşmanlarımız ve onların büyük adam ve kahraman ilan ettikleri yerli münafıklar tarafından bu kadar aldatılmadık, oyuna getirilmedik, kendi din, kültür, ahlak ve medeniyetimizden uzaklaştırılıp alçaltılmadık. Onun için iki asırdır batılılaşma kör döngüsü içinde bocalayıp durduk. Kendi özümüzden ve kendi değerlerimizden uzaklaştık. Hatta onlara yabancı veya düşman haline getirildik. Şimdi maymunlar gözünü açtı, köleler neden ve kimler tarafından mankurtlaştırıldığının farkına vardı ve bunun hesabını sormaya başladılar. Yani, kısaca; içimizde ve dışımızda hesaplaşmanın hesaplaşması başladı.

Dört tarafından düşmanla sarılmış bir vaziyette iken milletimiz kölelik bağlarını koparmaya, kendine gelmeye, içimiz ve dışımızdaki bakar körlere ve sağır sultanlara en güçlü bir şekilde, ‘’Artık bu coğrafyada yeniden ben de varım’’ dedi. Ve dananın kuyruğu koptu. Nefretin çocukları ve onların patronları batı emperyalistleri yurt içinde ve dışında bu güçlü sesi hep birlikte baskı altına almaya, ayağa kalkmasına engel olmaya başladılar.

Yüzyıllardır Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet devlet geleneği üzerinden her hamlesinde tarih yazan, her hareketinde coğrafya inşa eden, insanlığa insanlık ve medeniyet dersi veren bu millet düştüğü/düşürüldüğü yerden şimdi şimşek hızıyla toparlanıp yeniden ayağa kalkıyor. Bu kıyam hareketinden en çok rahatsız olan ülkemizdeki ve coğrafyamızdaki yerli münafıklar.  Bu milletin Zümrüdü Anka kuşu gibi yeniden küllerinden doğması, siyasi, askeri ve ekonomik olarak silkinip yeniden ayağa kalkması bütün düşmanlarımızı alarma geçiriyor.

İçimizdeki medeni ahmaklar ve çağdaş mankurtlar suni ittifaklar çatısı altında millete rağmen ve millete karşı Tanzimatçı ve İttihatçı ataları gibi ezeli ve ebedi düşmanlarımızla alçak bir ihanet cephesinde Türkiye’yi kuşatmanın köleleştirip yok etmenin hesaplarında yer alıyorlar. Aynı fotoğrafta, aynı kadrajda, aynı karelerde ve çizgide omuz omuza tarihimizin, coğrafyamızın ve medeniyet kavgamızın karşısına dikiliyorlar.

Bu tarihi hesaplaşmada biz, sadece; batı emperyalizmiyle değil onların ülkemizdeki uzantıları ve temsilcileriyle her gün burun buruna kin ve nefretin tahrik ettiği mermileri yalan, iftira ve ihanetten oluşan adı konmamış bir hesaplaşmanın içindeyiz. Medeniyet savaşında tarafsız olan herkes bertaraf, düşmanın tarafında olan her taraf helak olur.

Dış güçlerin tehdit algılamaları, içerideki ahmakların intikam duyguları, batının içimizdeki kör bağımlıları, düşmanına aşık olanların ihanet üreten kahramanlıkları Türkiye’nin önünde en büyük engel ve tehlike olarak duruyor. Türkiye yeniden içerideki hain ve ahmaklarca arkadan vurulacak, dışardan da elleri kolları bağlanarak Osmanlı devinin evlatları tekrar camdan bir şişeye hapis edilerek hapis edilmek isteniyor. Düşmanlarımızın ve hainlerin hesabı bu. Yurdumuzdaki samimi görünen ahmaklar, ihanet içindeki çağdaş ve medeni köleler bu oyunun içinde bilerek veya bilmeyerek figüranlık yapıyor. Millet olarak hepsinin de enselerindeyiz. Hainleri, zalimleri ve alçakları adım adım gölge gibi izliyoruz

Tehlike büyüyerek var oldukça, hesaplaşmanın içindeki hesaplaşma da katmerleşip yoğunlaşarak büyüyor. Çağdaş sihirbazların milletimizi yok etmek için içimize saldığı iki ayaklı yılanların farkındayız. Hz. Musa’nın asası gibi milletimizin inanç ve imanı da bizi yutmaya gelen yılanlarla pekala başa çıkacak bilinçte ve güçtedir Allah’ın izniyle. Her hesaplaşmanın içinde kadim bir hesaplaşma ruhu vardır. Tarihimizle, coğrafyamızla, medeniyetimizle, insanımızla, geçmişimizle, dünümüz ve bugünümüzle, hatta yarınımız için yapıyoruz, yapacağız, yapmak zorundayız bu hesaplaşmayı.

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar2

  • Mustafa DAĞ 2 yıl önce Şikayet Et
    İDAM isteriz tüm hainlere
    Cevapla Toplam 13 beğeni
  • Yavuz Sultan Selim 2 yıl önce Şikayet Et
    Önce evin içi temizlenir sonra dışı, yani hainleri halletmeden dışarıya bakmak daha doğrusu " yoğunluklu savaş " ortamında arkadan vurulmamak için iç temizlik şarttır !..
    Cevapla Toplam 21 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat