Hepimiz ülkücüyüz

  • GİRİŞ08.10.2021 09:13
  • GÜNCELLEME09.10.2021 09:09

Yurt içinde ve yurt dışında nerede İslam ve Müslüman düşmanı bir hareket ve devlet varsa, hep bir ağızdan Müslüman Türkiye’ye diz çöktürmek istiyor. Size derin bir nefret duyan, kin besleyenlere karşı siz, nasıl davranırsanız davranın onların kuduran düşmanlıklarını azaltamaz ve dindiremezsiniz. Haçlı seferlerinden bu yana batı her fırsatta kin ve düşmanlık üreterek üstümüze üstümüze geliyor. Onlarla NATO’daki müttefikliğimiz, komşuluğumuz, ortaklığımız, aynı cephede omuz omuza oluşumuz neticeyi değiştirmiyor. Eski Haçlı yine işgalci ve istilacı haçlı, Hilalin çocukları yine aynı Hilal’in korkusuz ve kahraman evlatları…

Ataist, Hıristiyan, Yahudi, Putperest, Paganist hep birlikte omuz omuza bütün kutsallarının üstünde, ortak çıkarlarının paydasında bize karşı ayrı bir cephe oluşturmuşlar. Müslüman Türkiye karşıtlığında her biri diğerinin dostu durum ve konumunda. ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan… hatta, İngiliz Fransız beslemesi Ortadoğu’nun bazı şımarık çadır ve aşiret devletlerinin sünepe çakalları bile düşmanlarımızla aynı havaları çalıp, aynı telden oynayarak Türkiye’ye karşı aslan kesiliyorlar.

Bulunduğumuz coğrafya üç kıtanın kavşak noktası. Birçok kadim medeniyet ve kültürün yaşadığı göç yolları üzerinde bulunan jeo-stratejik bir ülke. Batı emperyalizminin çocukları ve uşakları Ortaasya Bozkırlarından bir fırtına gibi kopup gelen Horasan erleri ve erenlerinin evlatları Anadolu’nun Müslüman çocuklarına karşı hep düşmanca davrandılar. Bugün de; aynı Haçlı kin ve öfkesiyle saldırmaya ve nefret kusmaya devam ediyorlar.

Millet olarak bize düşen her türlü olumsuz şartlara ve saldırılara rağmen her an, her yerde ve her türlü duruma karşı hazırlıklı olmaktır. Düşman saldıracağında geliyorum, vuracağında vuruyorum demez. Bu topraklarda özgür ve bağımsız olarak yaşamak için güçlü ve kuvvetli, uyanık ve tetikte olmak bizim alın yazımız ve kaderimizdir. Yoksa ; iç ve dış düşmanlarımızın elinde köle, kul ve oyuncak olur, bir iki asır daha belimizi doğrultamayacak darbelere maruz kalabiliriz.  Ne yazık ki, kardeş bildiğimiz hainler, dost ve müttefik bildiğimiz düşmanlarla karşı karşıya, boğaz boğaza gelmiş bir coğrafyada yaşıyoruz. Hiçbir Müslüman bunu görmemezlikten, bilmemezlikten gelemez. Ve gelmemelidir de…

İçimizde; yıllarca bizden görünen ahmaklar, dışımızda; asırlarca cephelerde göğüs göğüse savaştığımız düşmanlarla daha görülecek bin nice hesabımız, dürülecek bin nice defterimiz var. Onlar asırlardır gece gündüz leş kokusu almış sırtlanlar gibi peşimizde iz sürüyor, fırsat kolluyorlar. Bu duruma duyarsız kalır, ‘’Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ dersek, o zaman da; başımıza gelecek bela ve musibetlere şimdiden hazır olmak zorundayız.

ABD temsilciler Meclisi Yunan kökenli Demokrat parlamenteri Dina Titus’un teklifi ile , ‘’ Ülkücülerin bir terör örgütü olup olmadığının araştırılması ‘’ kararı hafife alınacak bir durum değildir. Bu oyunun bir adım ötesinde hedefte; batı uşağı millet muhalefetine karşı yalnız bırakılmak istenen AK Parti, Başkan Erdoğan ve Cumhur ittifakı var. Amerika dünyanın her yerinde kendi işgal, sömürü ve menfaatlerine karşı çıkan Müslümanları terörist veya terör örgütü olarak kabul eden Amerika yeni bir alçak, sinsi oyun ve planın peşindedir.

Gerek; Amerika’nın ve batı emperyalizminin, gerekse; Siyonist İsrail’in en çok çekindiği guruplar yeryüzüne yayılmış İslam’ı referans alan hareketlerdir. Savaş ve mücadele içinde doğup büyüyen Filistinliler, Keşmirliler, Afganlılar, Türkler ve Çeçenler ölümü içlerinde öldürerek ölümsüzlüğe uzanan şehadet yolunda ölüme meydan okumuş efsane hareketlerdir. Modern ölüm makinaları, konvensyonel kitle imha silahları insanları ölümle korkutmak için üretilip cepheye sürülür. Uluslararası hukuka aykırı olsa da; ABD, Fransa, İngiltere, Rusya, İsrail ve Çin gibi terörizmin babası ülkelerce bu silahlar her zaman kullanıldı ve şimdi dahi kullanılmaktadır. 1. Ve 2. Dünya savaşlarında Japonya’da olduğu gibi Vietnam, Kamboçya, Irak ve Afganistan’da da zalimce kullanılmasına rağmen güçlerine tapınan işgal güçleri hiçbir cephede niha’i bir başarı elde edemediler. En sonunda Vietnam’da ve Afganistan’da olduğu gibi per-perişan savaş meydanlarında silahlarını bırakarak kaçmak zorunda kaldılar.

Dünyadaki İslami hareketleri ve bugünlerde de ülkücü hareketi hedef alan ABD ölümü içlerinde öldüren hareketlere karşı hiçbir halt yapamayacağı tecrübesine sahiptir. Ortadoğu’dan çekilme manevraları yaparken geride vesayet savaşçıları olarak bıraktıkları PKK-PYD-DHKP ve DEAŞ vs. gibi besleme örgütlerin şimdiye kadar korkulu rüyası olan ve bundan sonra da korkulu rüyası olacak olan Türk gençlerini hedef göstermesi -ileri de lejyonerleriyle aramızda doğma ihtimali olan çatışmalarda- bölgemizdeki vesayet savaşçılarını desteklemek için şimdiden kendisine bir meşruiyet zemini hazırlıyor.

ABD ve ortakları Ortadoğu’dan çekilmemek için yeni düşmanlar üreterek, yeni hedefler ortaya koyarak Irak, Suriye, Karabağ ve Türkiye’de arkasında bırakacağı itlere askeri, lojistik yardım ve destek zemini hazırlama çabasında. TSK’nın, Polisimizin ve İstihbarat teşkilatımızın birlik ve beraberlik içinde koordineli çalışmaları neticesinde Suriye, Irak, Libya ve Karabağ’da elde ettikleri başarılar sadece dost bilinen ve görünen müttefik düşmanlarımızı değil, içimizdeki yerli münafıkları ve bazı ikiyüzlü (İran, Yunan, Rum ve İsrail gibi) komşularımızı da olağanüstü rahatsız ettiğini görüyoruz.

Terör devleti ABD’nin ülkücüleri terörist olarak görmek isteme çabasıyla MHP ve lideri Bahçeli de hedef alınmaktadır. ABD’nin mutfağında pişirilen Türkiye’ye karşı başlatılan psikolojik bir harple karşı karşıyayız. Amerikan Temsilciler Meclisi eğer, terörist bir örgüt arıyorsa; onu, kendi devletinin Ortadoğu'daki işgal ve sömürü politikalarının ürettiği terör örgütlerinde pekala bulabilir. Bu şaşkın ve topal ördekler bilmelidirler ki, Türkiye milleti ve devletiyle ne Irak, ne Suriye, ne de Afganistan'a benzemez.

İslam ve Türkiye söz konusu olunca milletimizin her bir ferdi yediden yetmişe diğer kardeşinin yanındadır. Ülkücüler yalnız değildir. Onlar; hep birlikte bir vücut olarak yüce Türk milleti ve İslam ümmetinin korkusuz, yıkılmaz gücü ve savaşçılarıdırlar. Hepsi birbiri, birisi hepsi için et ve tırnak gibi ölümüne kardeştirler.

Ülkücüler, bu milletin bağrından çıkmış yerli ve milli bir hareketin mensuplarıdır. Onlar düşmanlarımızca hedef haline getirilirse; bütün Türkiye gençliğini karşısında bulurlar. Güç sarhoşu çirkin Amerikalılar bu ülkenin Müslüman Türkiye olduğunu Amerika’nın sömürgesi ve kolonisi olmadığını çok iyi bilmeli ve anlamalılar. Yoksa onlara bir anlatan çıkar. Bu sefer Afganistan taslarını taraklarını toplayıp sıvıştıkları gibi kaçacak bir fırsatta bulamazlar.

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar3

  • Aks15 2 yıl önce Şikayet Et
    Bidenın Muhalefeti destekleme planı buymuş demek ki.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Asım Yıldırım 2 yıl önce Şikayet Et
    Düşmanlarınıza karşı her zaman tek yumruk, tekvücuduz
    Cevapla Toplam 12 beğeni
  • salman 2 yıl önce Şikayet Et
    bu yazıyı herkesin okumasını istiyorum.
    Cevapla Toplam 17 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat