Türkiye’den sonra ABD’nin başını ağrıtacak ikinci ülke Almanya. Sanayi devi olan ülkenin enerjisinin %45 i Rusya’dan alınan doğal gaza bağımlı. ABD dayatması olan ticari bir boykotta Almanya’nın büyük bir enerji darboğazına gireceği muhakkak. Bu da ekonomi ve hayatın durması demek.

Artık ABD’nin her dediğine boyun eğen, kafa sallayan bir Almanya yok ortada. 2. Dünya savaşında topraklarının bir kısmını Sovyetlere kaptıran Almanya’nın Rusya’ ya karşı batı blokunun yanında kuvvetli bir adım atması için bin düşünmesi bir karar vermesi gerekiyor.

Fransa her zaman olduğu gibi, ‘’Tavşana kaç, tazıya tut’’ politikasını izlediği için Rus-Ukrayna savaşının neresinde olduğu ve olacağı belli değil. Çakma Napolyon Macron laf üretmek ve rol kapmaktan başka bir iş yapmıyor. Bu krizde ABD ve Atlantik ittifakı yanında en öne çıkan ülke İngiltere. İspanya, Danimarka, İtalya, Yunanistan gibi NATO ülkelerinin tarafsız olmaları ve kalmaları mümkün değil. NATO Rusya savaşı durumda zurnanın son deliği bile olmayan Slovenya gibi bazı küçük ülkeler belki NATO’ dan çıkmak isteyebilir.

Yakın tarihte Rus tanklarının paletleri altında ezilmişliğin acılarını hala iliklerinde hisseden Polonya, Çekya, Slovakya, Macaristan ve Baltık ülkeleri Rus canavarının elinden canlarını kurtarmak için mecburen NATO’nun yanında boy gösterecekler. NATO ittifakına Bulgaristan, Romanya Moldovya ve Gürcistan’ın aktif katılması mümkün.

İmparatorluk Rusya’sından Kominizm dönemine, oradan modern çarlar Putin- Medvedev yönetimlerine kadar Rusların genlerinde olan despot ve istilacı yönetim tarzı asırlardır hiç değişmeden bugün kadar aynen devam ettiğini görüyoruz. İşgal et, istila et, böl parçala ve yut politikalarını bugün de Ukrayna’da pratik ediyorlar. Asya’nın en doğusundan Avrupa’nın en batısına kadar çok uluslu, çok inançlı, çok dilli ve kültürlü devasa bir ülkeyi kuşatan bu yönetim tarz ve anlayışı Stalin dönemindeki karanlık, demir yumruk Rusya’yı gözlerimizin önüne getirdi. Eski Rusya tarih sahnesine tekrar geri dönüyor.

Rusya’nın sınır komşuları olan ülkeleri baskı ve tehdit altında tutması, kendisine güvenilmeyen ve asla güven vermeyen bir Rusya imajını tekrar gündeme getirdi. Daha dün denecek kadar yakın bir tarihte doğuda; Japonya, batıda; Baltık ülkeleri ve Polonya Avrupa'da; Macaristan Slovakya, Çekya, Hırvatistan, Slovenya, Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan Romanya, Moldavya, Ukrayna, Beyaz Rusya Orta Asya'da; Moğolistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Afganistan, Kafkaslarda; Azerbaycan, Çeçenistan, Dağistan, İnguşya, Kırım, Ukrayna, Beyaz Rusya, Abhaza, Çerkezistan, Gürcistan, Ermenistan Rusya'nın işgal ve istilasına kurban giden ülkelerdi.  Şimdi bunlardan bir kısmı özgür olsa da, yine Rusya’nın tehditleri ve baskıları altında korku içinde diken üzerinde yaşamaktadırlar.

Putin ’in 21.02.2022 günkü konuşmasından da anlaşılacağı gibi Rusya Çarlık döneminden başlayarak Sovyetlere, oradan bugüne kadar işgalle elde ettiği topraklar olan Sovyet coğrafyasında yeniden söz sahibi olmak, Çar Petro’nun izinden yürümek istediği anlaşılıyor. Ukrayna saldırısı ve savaşı ise bu iddia ve söylediklerinin bir ispatı niteliğindedir..

Putin’ in, ‘’Ukrayna diye bir devlet yoktu’’, ‘’Ukrayna Bağımsız bir devlet değildir’’, ‘’ Minsk anlaşması diye bir anlaşma yoktur’’, ‘’ Donetsk ve Lugansk'ı bağımsız bir devlet olarak resmen tanınması, Kırımın ilhak edilmesinin Ukrayna tarafından kabulünün istemesinden anlaşılıyor ki, Rusya gemileri yakmış durumda.

Ukrayna’yı Rusya’ya karşı kışkırtan ABD ve NATO müttefikleri savaş başladıktan sonra NATO sınırlarından bir karış ileriye adım atamayız söylemleri NATO ve AB’ ın nedenli ikiyüzlü yüzsüz çirkin bir yapıya sahip olduklarını bir daha ortaya koydu.

‘’Beyaz tenli, mavi gözlü, onlar gibi arabalara binen ve onlar gibi aynı din ve kültürden olan, medeniyet ve tarihi köklere sahip Ukraynalı kardeşlerini’’… (!) vahşi Rus ayısının insaf ve merhametine terk eden bir batı ne kadar vicdansız ve ahlaksız bir insanlık anlayışına sahip olduklarını bir daha gösterdiler.

Bütün dünyadaki savaşların aktörleri, bizzat batı medeniyetinin barbar çocuklarıdır. ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya vs. hiçbirinin birbirinden farkı yoktur.  Filistin, Keşmir, Kıbrıs, Karabağ, Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Libya işgal ve savaşlarında katledilen masum insanların kanlarında ya Rusya’nın veya NATO müttefikleri ikiyüzlü batılıların parmak izleri vardır. Bu savaş bölgelerinde öldürülen Müslümanların/insanların bedenlerinde bu iki canavar blokun kurşunları vardır.

Buralarda katlettikleri milyonlarca insanın bir gün yüreklerinde acısını duymayan/ hissetmeyen barbar batılıların kanlı yüzleri Ukraynalı masum insanların yaralarına asla merhem olmayacaktır.

Bir Fransız politikacının dediği gibi; ’’Ukrayna savaşını fırsata çevirmeliyiz. Savaştan kaçan yetişmiş kaliteli insanları ülkemize almalı ve onları üretim ve ekonomimize katkıda bulunmalarını sağlamalıyız.’’

Kendisine el avuç açan insanı sömürmek ve semirmek batı emperyalizminin iğrenç ahlakı ve karakteridir. Batılı politikacı bir Mal’ ın mecburen ülkesini terk eden mazlum ve mağdur bir insana bakışı bu.

Kokuşmuş ayakları yüz, çifte standartlı yüzleri ayak olmuş batılıların ve medeniyetlerinin gerçek yüzü ve resmidir bu.

Arif Altunbaş, Haber 7