Seçim yarışını sürdürebilecek performansta iki taraf ve dört aday var. Ötekiler hava cıva, birer aksesuar hırs bürüyorsa gözünü insanın. Aklı ferman dinlemiyorsa; 500 bin Tl ’lik yarış başlamadan bitiren aday adayları. Cebi şişkin cücelerin başkan olma rüyaları. Sen ne söylersen söyle, karşınızda duvarlar ve adaylar enflasyonu vardır.

Kimilerini gece gündüz uyutmuyor bu kara sevdalar. Kanatsız yükseklere uçmalar, kendilerini şahin sanan serçeler ve kargalardan kartallar.

Palavra bedava, yalanın bini beş para, mürailik ucuz kahramanlık hava civa. Atmalar tutmalar, abartmalar kabartmalar ve köpürtmelerin haddi hesabı yok. Yerlerde sürünüyor dudak uçuklatan iddialar. Şovmenler, artistler, turfanda propagandalar.

Ülkemizde ne kadar da çok vatan kurtaran aslan var. Hiç haberimiz olmadı bunlardan şimdiye kadar. ‘’Seçim var’’ sözünü duyunca hepsi de çıkıverdiler mağaralarında dışarı. Hortlayacak mezarlarında duysa seçim çağrısını ölen politikacılar.

Yönünü bulamayan, donunu toplayamayan, meclise giderken Ankara’nın sokaklarında kaybolan insanlar daha peşrev çekip ısınmadan davul zurna ile çıkıyorlar er meydanlarına. Takmışlar birkaç holigan yanlarına. Her birisi diğerinden tantana.

Ortalıkta dörtnala geziyor isimler, resimler, cisimler. Gerici ilerici, yobaz entel, çağdaş çağdışı bilmeme ne bela. Kıralım, dökelim, saldıralım, evrim, devrim ve dağ başını duman almış her yer duman ve kerbela.

Yüzbinbin oy toplayıp belini doğrultunca başlıyor gülümsemeye Muharrem. Birleri Mİ diye Tİ’ ye alıp giriyor ince’ den saza. Ardından başlıyor linç hareketleri; küfürler, hakaretler, tehditler, ihanetler, ufalanmalar, efelenmeler. Ve ayakları yerden kesilmiş uçuyor Mİ . Brütüsler iş başında,  yoksa; sen de Mİ.

Neron Amerikadan yakmış ateşini. Etekleri tutuşmuş gelmekte olan. Haram bir ayda başlamışlar Muharrem’e saldırmaya Bizans orduları. Beyaz kentsoyluların ağızlarından akıyor şehrin lağım suları. Dağ başı duman, in önü yaman, diktatörler geçidi, vahşi kapitalizm ve tek adam faşizmi kaldırıyor başını mezardan. Durmuyor namussuz ve ahlaksızların belden aşağı vurmalar. Ağızlarında demokrasi laflar, podyumda faşizmi uygulamaları

Tanıdık linç girişimleri; iftiralar, dedikodular, yalanlar, insan kılıklı gorillerin klaviye kahramanlıkları. Dün; överken mangalda kül bırakmayıp yere göğe sığdıramadıkları Muharreme karşı bugün; başlatılan isyan çığlıkları.

Hepsi de karşı mahallenin o bilinen serserileri. Sanatçı manatçı, ırz namus düşmanı politikacı akademisyen, taksim ibnesi galata puştu, Kadıkoy soytarısı, sarhoş yalaka takımı Müslüman avcısı, boğaz baronlarının lanlı lunlu rajon kesen fırlaması.

Aynı Atatürkçü koyu laik, din ve dindar, Kur’an ve Kur’an Kursu düşmanı Boldozer Muharrem’e başlatılan bir linç var ortalıkta. Bu adam, ‘’her gün Cuma namazına giden, rakıyı susuz içen aynı Muharrem’’. Size ne oldu bre şakçakçılar, medya maymunları? Ne değişti adayım deyince Muharrem? Birden başınıza yıkılıverdi dünyanız?

Peki şimdi değişen ne ve kim Muharrem mi ? Ona ağız dolusu kusan yavşaklar, kavşaklar, tuşaklar veya fırlamalar, hırlamalar, zırlamalar, dönerler ve dönekler mi, Mİ?

Bir yanda yabancıların yardımıyla kurulmuş bir proje ittifak ve onları temsil eden Bay sekiz protez bacak. Bir tarafta; kilisede mum yakma, türbe ziyareti, Yasin okuma, oruç tutmadan iftar yapma, telli ve zilli oruç ve huruç baba ziyaretleri, kabul olunmayacak dualar eşliğinde seyrettiğimiz trajikomik bir tiyatro.  

Dışardan içerden, sağdan soldan amansızca saldırmaların ve desteklerin eşliğinde geliyor Amerikan dostu, AB patentli, Nobel ödüllü, etrafında; sağcı solcu, milliyetçi sosyalist, muhafazakar, ataist-kominist, faşist, katil ve anarşist Kandilli dostlarıyla bilge Temelin kemali. Etrafında semadan başı dönen fırıldaklar.

Bilmem ne oğulları ile birlikte Haçlı oğulları kurtaracakmış Milletin adamı, Cumhurun adayı Erdoğan’dan bu cennet vatanı.

En önde kaos ittifakının şahı ve yalanın Pinokyo’su. Etrafta başkan yardımcılığı, bakanlık, milletvekilliği bekleyen tilkiler, çakallar, canavarlar, denekler ve döneklerden oluşan kaos operası.

Geliyor gelmekte olan Haçlı ortakları, emperyalizmin uşakları, politika tüccarları. ABD rüyası, batılılaşma hülyası ve her savaşta kaybeden bir hüsran. Ve dönekler, fırıldaklar korosudur ne tam Türkiyeli olamayan ve de ne de tam Müslüman!

İzlediğimiz; Amerikan senaryosu İngiliz kuklası ve Alman operası. Aktörler; Kemal, Temel, Akşener ve kandilin ağalarıyla birlikte öteki yardımcı oyuncular. Sahnelenen bir ihanet tiyatrosu. Alkışlayanlar; modern köleler; koministler, sosyalistler, devrimciler, evrimciler, çağdaş paganlar ve putperestler ve isyankarlar ordusu.

Arif Altunbaş, Haber 7