Kemal’in gafları Meralin lafları

  • GİRİŞ07.04.2023 09:31
  • GÜNCELLEME08.04.2023 09:25

İnsanoğlu yeryüzünde en çok ve en ağır sorumluluklar yüklenen ve en sorumsuzca davranan bir varlık olarak hayat boyu sınanmaktadır. Çıkar ve menfaati için yapmadığı ve yapamayacağı bir kötülük yoktur.

Doğuşta temiz bir fıtrat üzere doğan, doğduktan sonra başta ailesi, çevresi, mahallesi, eğitimi ve diğer etkenler dolayısıyla insani değerleri kaybeden veya terk eden insan en vahşi bir varlığa dönüşebiliyor.

Toplum içinde yaşayan ve gelişen bir varlık olarak insan, yaşadığı cemiyeti etkileyip ondan da etkilenebilir. Etken veya edilgen varlık olarak zamanla bulunduğu çevreye uyum sağlar.  

Kendi değerlerinden kopan toplumlar zamanla savrularak dini, tarihi, sosyal ve kültürel değerlerinden kopar, birlikte olduğu ve yürüdüğü grubun değerlerine teslim olur. Bu durum yozlaşma, yabancılaşma ile birlikte insanda kimlik bunalımı ve özden kopuşlara yol açar. En sonunda düşmanına aşık olan ülküsüz, ilkesiz, dengesiz, ve şuursuzlaşr.

İttifak etmek ortak bir zemin ve anlayışta buluşmaktır. Buna azınlığın çoğunluğa teslimiyeti, onun içinde erimesi ve ona teslim olması da denebilir. Tuz gölüne düşen tuz, turşu küpüne düşen sonunda turşu olur. Bu, güçlü olanlar için kazanım, zayıflar için kayıptır.

Akıllarını düşmanlarına kiraya veren, can kan namus şeref vatan ve millet düşmanlarının askeri haline gelir. Bunu kendilerine anlatsanız da; gözleri kör, kulakları sağır, gönül ve kalpleri kararmış ruhsuzlar bunu anlamazlar. Eğriyi doğruyu karıştırırlar.

Osmanlının son dönemlerinde olduğu gibi milletimiz yüzyıl sonra yine böyle bir yol ayrımında, varoluş ve yok oluş mücadelesi kavşağındadır.

Millet ittifakı adına sekiz protez bacaklı yuvarlak masanın dostları batı emperyalizmine hizmet eden bir ihanet ittifakı olarak cumhura karşı savaşmaktadır. Bu ittifakın senaryosunu; Amerika, akıl hocalığını; Avrupa, baş aktörlüğünü; gafların şampiyonu Kılıçdaroğlu, onun yardımcılığını dengesiz lafların sultanı Akşener, konu mankenliğini de Karamollaoğlu oğlu üslenmiş olup öteki bileşenler zavallı konu mankenlerindirler.

Oyun sinsice ve profesyonelce yalan, hile, iftira ve algı operasyonları üzerine kurgulanmış, milletimizi ve devletimizin geleceğini hedef alan Osmanlının son döneminde oynan oyun yenilenip güncellenerek sahneye sürülmektedir.

Dün; Abdulhamit Han’ı devirmek üzere kurgulanan ve sahnelenen iğrenç, alçak ve şerefsiz bir oyun, bugün de dün olduğu gibi aynen Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ı devirmek için oynanıyor. Onun için Erdoğan her zaman, hep emperyalist batının ve onların uzantıları olan yerli uşakların, dönmelerin ve fırıldakların hedefindedir.

Dün; Osmanlıyı parçalayıp bölmek ve yok etmek için dışarıdan yabancı düşmanların, içeriden kifayetsiz muhterislerin ve yerli münafıklar birlikte koskoca imparatorluğu yıkmak için ittifak ettikleri gibi, bugün de; Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak ve yerine batının arzu ettiği gibi bir vesayet odaklı muz cumhuriyetini kurmak istiyorlar.

Kılıçdaroğlu ve mızıkçı zoraki gelin, çaresiz bilge (!) ile diğer aksesuarlarıyla birlikte Millet İttifakı kendi sandalye ve çıkarları için emperyalizme Truva atlığı yapmaktadır.

 ‘’Yağlı kazığa oturturuz’’ dedikleri zaman 28 Şubatçı generallere korkusundan gık’ ı bile çıkmayan İP’ in acemi kaptanı, kendi beceriksizliğini ve başarısızlığını hamasetle örtbas edip horozlanarak kapatmak, ucuz ve sahte kahramanlık yapıyor. Tavuğun kendisini horoz zannetmesi, horozun tavuk rollerine özenmesi bir insan ve toplumun düşeceği en berbat bir seviyesizlik, düşeceği en alçak bir çukurdur.

Yılanla aynı çuvala girenlerin daha sonra pişmanlık duyarak ağlamaları sızlamaları, bağırlarını dövünmeleri, sağa sola hakaret ve küfürler yağdırmaları, saçlarını ve başlarını yolmaları başlarına gelecek sonucu değiştirmez. Sadece, ‘’Ulur aya karşı kirli çakallar, ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa ’’ ( S.K)

Mimli ittifakın 7. ayağını oluşturan HDP’ in Avrupa ve Amarikadan beslenen ve emir alan lejyonerler çetesi PKK olduğunu herkes bilir. Aziz milletimizi ahmak yerine koymak kadar bir ahmaklık, aptal yerine koymak kadar bir aptallık olmaz.

Müslüman bir milletin dini ve milli değerlerine kör, sağır ve düşman olan,  devletin ve milletin alaka, çıkar ve menfaatlerine karşı savaşan, düşmanlarımıza yardım, yataklık ve tetikçilik yapan mayın eşeklerinden Cumhurbaşkanı olmaz.

Türkiye’nin özgür ve özgün, bağımsız ve dik duran, ahlaklı ve karakterli Başkan Recep Tayyip Erdoğan gibi çalışkan, ilkeli, vatan ve millet sevdalısı yiğit bir lidere ihtiyacı vardır. Onun karşısında savaşan PKK’ lı eşkıyalar ile onların dostları olan emperyalizmin uşakları yerli münafıklar ve ahmaklardır.

Artık, herkes dostunu ve düşmanını, haddini ve hududunu bilmeli ve bu seçimde de Türkiye’ye yakışanı yapmalıdır.

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar5

  • Zehni 1 yıl önce Şikayet Et
    Bu seçim cumhuriyet tarihinin en tehlikeli en önemli seçimi olacak millet ya yedili masaya oy verip ülkenin başını belaya sokacak yada cumhur ittifakı ile yola devam edecek kalbinde zerre kadar vatan sevgisi olan insan yedili masaya oy veremez
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • Okan 1 yıl önce Şikayet Et
    Aslansın hocam kalemine kuvvet
    Cevapla Toplam 21 beğeni
  • Salih Can 1 yıl önce Şikayet Et
    Kılıçdoroğlunun meydanlardaki, Akşenir'in masada ve meclisteki şovları tam olarak kendilerini ifade ediyor. Tencere kapak misali.
    Cevapla Toplam 24 beğeni
  • azi 1 yıl önce Şikayet Et
    Allah Razi Olsun
    Cevapla Toplam 27 beğeni
  • misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH razı olsun
    Cevapla Toplam 33 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat