Müslüman ve Münafık arasında

  • GİRİŞ02.06.2023 09:17
  • GÜNCELLEME03.06.2023 09:17

Müslüman hayatı boyunca herkes ve her şeyle sınanmaktadır. Münafıklar ebedi güvenilmez ve güven vermez mahluklardır. Her türlü kötülük ve şerrin ücretsiz temsilciği, savunuculuğu ve köleliği onların işi ve karakteridir.

Onların gerçek bildikleri yalan, doğru dedikleri eğri, bahar dedikleri kış, Hüma kuşu dedikleri baykuştur. Umut ve kurtuluş diye savunup peşinden koştukları sonu hüsranla biten seraplardır. İdeoloji, çizgi, yol diye öykündükleri karanlığın çıkmaz sokaklarıdır.

Değişim ve devrim diye bir ömür çırpınıp durdukları hakikatin düşmanı yalanlardır.  Bekledikleri duraklardaki kuyruklar zehirli yılanlardır. Özgürlük ve bağımsızlık adına çiğnedikleri yollar köleliğe, esarete ve emperyalizmin kucağına açılan kapılardır.

Münafığın her eylem ve söylemi bumerang gibi bela ve felaket olarak birgün kendisine döner. Duruşu yamuktur duruş değil, gittiği yol çıkmaz sokaktır yol değil. ‘’ Münafık iki sürü arasında gidip gelen şaşkın koyuna benzer. Bir o sürüye, bir bu sürüye gider’’ (Müslim) yeri yurdu, konumu duruşu belli değildir.

Müslüman kişinin bir imanı, inancı ve ona göre ayarladığı onurlu bir duruşu vardır. O, onun amacı ve ülküsüdür. Bu ülkü o insanın dini, istikameti, istiklal ve istikbalinin kırmızıçizgilerini belirleyen inanç ve akidesidir. Usul uslüp, metot, ahlak, düşünce ve hayat tarzında bu akide onun kimlik ve duruşunu belirler.

Müslüman özgürlük ve bağımsızlığının milleti ve ümmetin, vatanı ve coğrafyasının çıkar ve menfaatlerini kendi özel çıkarlarından üstün tutar ve tutmak zorundadır. Onun hayat felsefesi idealleri için yaşamaktır. Bu bir inanç ve iman onun namus ve şerefi, onur ve haysiyetidir.

Bu değer ve kıymetleri satmak, dağıtmak, harcamak, yok etmek münafık için kıymetli bir alış veriş olabilir. Müslüman için bu ihanetin en rezili, en sürüngeni, en dibe vurmuş şeklidir. Her şeyin affı olabilir. Ama ihanet ve şirkin bahanesi aması maması, özrü mözrü, kazası telafisi, affı ve bedeli yoktur.

Bir Müslüman olarak ağaca hayvana toprağa dağa taşa kuşa güvenebilirsin. Çünkü onlar yaratılıştaki fıtratına göre hareket ederler. Aslan aslan gibi, çakal çakal gibi, maymun maymun gibi davranır.  İnsan onların fıtratına göre tedbirini alır, mesafesini kor ise onların insana zararı dokunmaz.  Münafık ise, insanın yaratılışına aykırı hareket etmeyi ilke edindiğinden ona asla hiçbir zaman güvenilmez.

Münafık’ ın özü, sözü, duruşu onun kimliği ve benliğidir. Ona ne kadar yaklaşırsan o kadar zarar ve ziyan görürsün. O, dost gibi görünür düşmanlık yapar. Yüzüne güler arkandan kuyunu kazar.  En yakının ve dostun sanırsın, en dar ve zor zamanında seni en hassas yerinden hançerler.

Onun en belirgin üç özelliğini efendimiz şöyle açıklar; ‘’Münafığın alameti üçtür. 1) Konuştuğunda yalan söyler.2) Söz verip vadettiğinde sözünde durmaz. 3) Kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete ihanet eder.’’ ( Buhari, Müslim, Tirmizi)

Bir Müslüman olarak en başta kendimizi, ailemizi, yakınlarımızı, çevremizi, içinde bulunduğumuz sosyal çevre, cemiyet ve cemaati, toplum ve milleti, peşinden gittiğimiz ideoloji, siyasi hareket ve onun liderini test etmek için önemli bir mihenk taşıdır. ‘’Biz kimiz, kimlerle beraberiz, kimin peşinde ve ne için yürüyoruz’’ konusunu hepimizi ilgilendiriyor.

Ölçüsü olmayanın ölçüsü ölçüsüzlük, kuralı olmayanın kuralı kuralsızlık, yolu olmayanın yolu yolsuzluk, akidesi olmayanın akidesi yokluk boşluk, sonu gelmez dipsiz sokaklardır.

Başımızı ellerimiz arasına alıp nasıl bir Müslüman olduğumuzu, münafıklıkla bir alaka ve bağlantımız olup olmadığını düşünüp kendimizi sık sık ciddi bir nefis muhasebesi ve özeleştiriye tabi tutmalıyız. Ailemize, çocuklarımıza, akrabalarımıza, mahallemize örnek bir insan mıyız, samimi bir Müslüman mıyız onu kendi gözlerimizle görüp kendi kendimize şahitlik etmeliyiz.

Yalancı diller ile yanlış ve günaha batmış eller ile uçkuru düşük beller ile samimiyetsizliğin ve ahlaksızlığın içinde boğulmuş gönüller ile isyan ve tuğyan üreten bir düzen, sistem içinde kararmış kalpler ile nereye Müslüman, nereye diye kendimizi sarsmalıyız.

Kendi çıkar ve menfaatine göre bir akide ve yola sahip olan, ona göre şekillenen, tavır alanlara dikkat et Müslüman! Aileni, cemaatini ve cemiyetini, arkadaş ve dostunu ona göre belirle! Nasıl birisi olduğun sorulduğunda sana bakarak onların, onlara bakarak senin kim olduğun anlaşılsın!

Kim olduğunu söylemeden önce, dost ve arkadaşlarını söylemen yeter!

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar6

  • Her şey vatan için 10 ay önce Şikayet Et
    Bu yazı içimizden geçenlere tercüman olmuş. Ölçü bu... kalemine sağlık Ben şahsen Tekrar tekrar okurum.Allah'a emanet olun
    Cevapla Toplam 12 beğeni
  • nur nur 10 ay önce Şikayet Et
    Teşekkürler hocam.
    Cevapla Toplam 22 beğeni
  • Can 10 ay önce Şikayet Et
    Ülkemizdeki gazeteci,sanatçı ve akademisyenlere okutulması gereken bir yazı.Teşekkürler üstadım.
    Cevapla Toplam 25 beğeni
  • yorumcu 10 ay önce Şikayet Et
    harika bir yazı... kaleminize, yüreğinize, dilinize sağlık..
    Cevapla Toplam 28 beğeni
  • Vatandaş 10 ay önce Şikayet Et
    Eyvallah emeğinize sağlık ALLAH CC razı olsun
    Cevapla Toplam 26 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat