İsrail Fitnesi

  • GİRİŞ12.01.2024 10:42
  • GÜNCELLEME13.01.2024 09:25

Yahudiler kibir, ırkçılık ve çıkarcılıkları yüzünden tarih boyu kendi başlarına örmedikleri çorap kalmamıştır. Daima güçlü bir devletin koruması altında yeryüzünde lanetli bir kavim olarak sürekli var olma mücadelesi vermişlerdir. Omurgasız ve sürüngen olarak sürgünlerde geçen hayatları onları insanlığa karşı düşman etmişlerdir. Yalnız M.Ö. 1000'lerde Hz. Davut ve Süleyman döneminde 70 yıl, M.Ö. 163-63 Makabiler döneminde 100 yıl süren iki devlet kurabildikleri bilinir.

Kendilerini tanrının seçilmiş kulları olarak görme saplantıları toplumsal bünyelerinde çaresi bulunmaz hastalıklara sebep olmuştur. Bu yüzden her gittikleri yerden kovulup sürgün edilme ateşini kendi elleriyle kendileri yakmış ve körüklemiştir. Fırsat buldukları zaman da birlikte yaşadıkları milletlere zarar vermeye ve onlara tehdit oluşturmaya başlamışlar gerilim, çatışma ve savaşlara sebep olmuşlardır.

Babil’den sürgünlüğü, Mısırdan kaçışı, Filistin’den uzaklaştırılması, İspanyadan kovulması, Almanya, Polonya ve Avrupa’nın kendilerine dar edilmesinin ana nedeni kendi taşkınlıkları, azgınlıkları ve işledikleri hatalardır. Tarih şahittir ki hiçbir devlet ve millet kendilerine zarar vermeyen bir topluma karşı topyekûn savaş ilan edip onları yurtlarından kovmamıştır.

Bu gün bile Yahudi lobilerinden çekindikleri ve korktuklarından dolayı hiçbir devlet ve aydın Yahudi karşıtlığının ‘’Niçinleri, nedenleri, sebepleri, onu meydana getiren etmenler ve sorunların nasıl ve neden meydana geldiği’’ üzerine konuşamaz. Yahudi sürgünlüğünün neden ve sebepleri üzerine akademik araştırma yapmak, bilimsel olarak bu olayları tartışmak bile yasaktır. Her şeyin tartışıldığı bir dünyada neden Yahudilerin çıkardığı bela ve musibetleri, taşkınlık ve zulümleri, sürgünden sürgüne kovulma nedenleri, insanlığa verdikleri zararlar ve ziyanlar asla tartışılamıyor.

Tanrının varlığı, dinin gerekliliği veya gereksizliği, uzayın derinliklerine, yeryüzünün merkezine kadar uzanan her şeyi araştıran, eleştiren, sorgulayan, inkâr veya reddeden bilim insanları neden bu önemli tarihi konu ve sorun karşısında susarlar?

Her yerde istenmeyen, nefret edilen, lanetlenen ve kovulan, toplum ve cemaat olarak hep Yahudiler mi haklı ve hep onlardan kurtulmak isteyenler mi suçlu. Onları göçmen olarak bağrına basan ve daha sonra da yurtlarından kovup çıkarmak zorunda kalan toplumların hiç mi haklı sebep ve nedenleri yoktu? Bunların hiç mi hataları, suçları ve günahları yok?

İnsanlar arasında din, dil, ekonomik, sosyal ve kültürel ayrımcılık yapan, üstünlük taslayan, onları sömüren, ezen, iki ayaklı hayvanlar olarak gören Yahudiler bu yüzden neden kınanıp lanetlenemez. Onları eleştirenler neden ‘’Anti semitist ve Yahudi düşmanı’’ diye damgalanır? Her ülkede insanlar herkesin ve her şeyin aleyhinde, karşısında eleştiri yapabilir, olumsuz yönlerini konuşabilir ve yazabilir bir anlayışta iken, konu Yahudilerin sorun çıkaran damarlarına gelince neden herkes suskunluğa bürünür.

Kendilerine gönderilen birçok peygamberi inkâr eden, öldürmeye kalkan, çarmıha geren, kendi dinlerini bozan, kendileri dışında kalan tüm insanları kendilerine hizmet etmekle görevli gören bu sapık ve ilkel anlayış neden eleştirilemez? Böyle bir din anlayış, kültür, mantık, felsefe ve akıl insanlığı kucaklayan ve kuşatan bir din, ahlak ve aklı olabilir mi? Kulları arasında ayrımcılık ve adaletsizlik yapan, efendi ve köle sistemi oluşturan bir inanış ve anlayışı, sapıklık ve sapkınlık, adaletsizlik ve saçmalık değil de ya nedir?

İsrail ile Hıristiyanlar arasındaki ilişkilerde Yahudiler hiçbir zaman kendi başlarına bağımsız bir güç olmamışlardır. Geleneksel çıkarcı, ikiyüzlü ve korkaklığı nedeniyle bunlar hep başkalarının himayesi ve koruması, desteklemesi ve gözetimi altında sığındıkları devlet ve toplumlara ihanet ettiklerinde ne huzur bulmuşlar nede kimseye huzur vermişlerdir.

Hz. Musa Yahudileri Mısır'dan çıkarıp Firavunun zulmünden kurtararak Kenan illerine gideceklerini söylediğinde; onlar, Hz. Musa’ya korktuklarını ve oraya gitmeyeceklerini söylemişlerdi. Ve Musa’ya; ‘’Orada güçlü ve korkunç bir kavim var, biz onlardan korkarız ve onlarla karşılaşmak, savaşmak istemeyiz. Ey Musa sen ve Tanrın -gidin- onlarla savaşın, onları yenin, biz ondan sonra sizin peşinizden geliriz’’ diyecek kadar alçaklaşmışlardır. Bu isyanlarından dolayıdır ki Tanrı tarafından kırk yıl Tih çölünde serseri serseri dolaşmakla cezalandırılmışlardır... Ta ki, içlerinden Allaha inanmış ve bağlı bir topluluk çıkıncaya kadar Sina çölünde yaşamışlardır.

Ortadoğu’nun bağrına paslı bir hançer gibi saplanan İsrail terör devleti Yahudilerin kendi alın terleri ve bilek zorlarıyla kurdukları bir devlet değildir. 1917 yılında İngiltere’nin sömürü ve işgal projelerini korumak ve kollamak için kurduğu terörist bir devlet olarak İslam dünyasının sırtında paslı bir hançer gibi durmaktadır.

İsrail bir yandan Amerika, AB ve İngiltere’nin çıkarlarının koruyan vesayet savaşçısı, bir yandan da sessiz ve derinden Arzı Mevut’ u ( Vaat edilen toprakları) ele geçirmeye çalışan barbarlar çetesi ve terör devletidir. Ortadoğu’da emperyalist senaryoların yazılıp oynatılmasındaki etkin rol oynqaması münasebetiyle tüm Hıristiyan batı âlemi ile beraber hareket etmektedir.

Kuruluşundan bu yana meşru bir devlet olmayan İsrail yok edilmedikçe Müslümanlar ve insanlık için yine bir tehdit unsuru olarak kalacaktır. Eninde sonunda onu bekleyen son yine dünyanın bir yerine kovulmak ve sürülmek olacaktır.

Arif Altunbaş, Haber 7

Yorumlar4

  • Kaan 3 ay önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık çok önemli tespitler
    Cevapla Toplam 13 beğeni
  • Muratt 3 ay önce Şikayet Et
    Bu sapkın kavim elde ettiği güç ve yandaşları ile insanlığın sabrını zorlar iken, ortdoğu Müslüman devletlerinin ayrılıkçı, nemelazimci kırallarinin korkakliğini kullanmakta. Köşe başlarını tutan korkaklar veya uşaklar sayesinde tank koşturan batının hesap edemediği, biriken bu kinin bir gün çok şiddetli patlayacagidir. Ve bu çok uzak değildir. Adına ister melhame ister armagedon deyin.
    Cevapla Toplam 19 beğeni
  • Hasan 3 ay önce Şikayet Et
    Bu fesat kavim israilliler her gittikleri yerde bir fesatlık yaparlar. Ancak en son onları koruyan úlkelere hiyanet etmeleriyle perişan bir hale gelirler. Almanya' da,italya ve ispanyada olduğu gibi... Şimdide sırada ABD var. Buradanda kovulacaklar!!!
    Cevapla Toplam 17 beğeni
  • Şerefeddin 3 ay önce Şikayet Et
    Zaten Kur'an da da ''Lanetullah'' olarak geçiyor bu kavmin adı. Allah layık oldukları gibi muamele etsin.
    Cevapla Toplam 22 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat