Hortlayan Haçlı ruhu

  • GİRİŞ06.06.2025 11:25
  • GÜNCELLEME08.06.2025 10:16

ABD ve Avrupa’nın devlet yönetiminde, basınında, halk tabanında İslam düşmanlığının tırmanışı geçen yüzyıldan bu yana yükselişe geçti.

İkiz kulelerle başlayan, Afganistan ve Irak’ın işgaliyle gelişen, İslam’a ve Müslümanlara karşı batının düşmanca tutumu, Haçlı ve Siyonist lobilerin propagandalarıyla İslam’ı ve Müslümanları hedef haline getirdi.

Ekonomik krizlerin sıkıntıları Avrupa kamuoyunda önceleri yabancı düşmanlığı bağlamında değerlendirilirdi. Şimdilerde ise, Avrupa’da yaşayan Müslümanları hedef almaya devam ediyor.

Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre’den sonra Hollanda, Danimarka, İsveç ve Norveç’te de İslam düşmanlığı sağcı partilerin yükselişine paralel olarak zirve yapmış bulunmakta. Bu ülkelerdeki Nasyonalistler dışındaki Hıristiyan demokrat ve liberal partilerden de Nasyonalistleri aratmayacak İslam karşıtlığı olağan hale geldi.

Nazilerin ağzında ‘’Yahudilerden sonra şimdi sıra Müslümanlarda’’ sloganları yükseliyor. Almanya Başbakanı bile bu gerçeği göz ardı etmek istemiyor. Bazen de kamuoyunun nabzına göre açıklamalar yaparak, ’’Çok kültürlülük konusunda başarısız olduklarını, İslam’ın, Müslümanların Avrupa’nın bir parçası olamayacağını’’ söyleyebiliyor.

Avrupalılar modern haçlı ruhuyla tekrar Endülüs ve Viyana sendromuna takılıp İslam’ düşmanlıkta sınırları zorluyorlar. İslam karşıtlığı Selman Rüştü ile başlayan, İsviçre’deki Minare yasağı, tüm Avrupa’da Camii karşıtlığına dönüştü.

Danimarka ve Hollanda da başlatılan Peygamberimizi alaya alan karikatürler, Filimler, İslam aleyhinde ısrar ve inatla sürdürülen kışkırtmalar, Kuranı Kerim yakmaya kadar vardırılan Hıristiyan barbarlığı, Orta çağda bile eşine rastlanmamaktadır.

Özellikle Mavi Marmara baskınından sonra bozulan Türkiye- İsrail ilişkilerinden sonra, Türkiye’nin komşularıyla kurduğu dostluk ve kardeşlik köprülerinden, AB, NATO ve ABD çıkarlarını ve hesaplarını alt üst etti. AB kapılarında yıllardır bekletilen Türkiye’nin batının bitmek bilmeyen ikiyüzlülüğüne karşı alternatif arayışlar içine girmesi Hıristiyan batı âlemini derinden rahatsız ettiği görülüyor.

AB’nin, ABD’nin NATO’nun Türkiye’ye karşı değişen negatif tavırları, Yunanistan’ ın şımarık Türkiye düşmanlığı, batıyla gerilen ilişkiler ve soğuklukların tek sebebi Türkiye’nin bölgedeki önlenemeyen yükselişidir.

Haçlı ordularına karşı en çetin savaşlar veren, Selahaddin Eyyubi, Kılıçaslan, Nureddin Zengin gibi İslam savaşçılarının torunlarının tekrar bir araya gelmesi, Ortadoğu’ daki dengeleri değiştireceği telaşı batının korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Biz deki yerli münafıkların en çok korktuğu, Müslümanların adını duyunca korkularından titremeleri bu yüzdendir.

Haçlı ve Siyonist ittifakı İslam ve Müslümanları hedef göstererek korku imparatorluklarının devamına, sömürü, katliam ve işgallerle ısrarla Filistin ve Gazze’de sürdürüyor. Bir Müslüman olarak yükselen İslam düşmanlığına karşı, Rabbimizin; ‘Sen, Yahudiler ve Hıristiyanların dinlerine uymadıkça, onlar asla senden memnun ve sana dost olmazlar.’’ ayeti karşısında ruhumuzun ta derinliklerinden gelen bir ürpertiyle bir daha silkinip uyanmamız ve ayağa kalkmamız gerekiyor.

Mevdudinin Münih’te bir konferansında ;’’Die Abendland bleibt als Abendland, Die morgendland bleibt als Morgendland. Sie werden nie zusammen sein’’ dediği kulağımıza küpe olmalıdır.

Biz ne kadar iyi niyetli ve hoşgörülü olursak olalım Hıristiyan Hristiyan, Siyonist Siyonist olarak, Müslüman Müslüman olarak kalacaktır. Bunların bir çatı altında barış içinde yaşamaları mümkün görünmüyor. Yarım asırdır AB kapılarında bekletilen Türkiye dış işleri bu gerçeği görmüş ve anlamış olduğuna inanıyorum.

İslam düşmanlığı ve yükselen Türkiye karşıtlığı yerli münafıkların modern Haçlılarla Müslüman Türkiye’nin önünde düşmanca engeller oluşturduklarını ve bundan sonra da oluşturacaklarını asla aklımızdan çıkarmamalıyız.

Yıkılan Osmanlı çınarının tekrar köklerinden yeşerdiğini, dallarının Urumçi’ yi, Kaşgar’ı, Taşkent’i, Maveraunnehri, Horasanı kucaklayarak Kafkasları, Balkanları, Bosna’yı bağrına bastığını, Ortadoğu’ya ve Afrika’ya yanına alarak kendi ayakları üstünde dimdik ayakta duracağı günlerin yakın olduğuna inanıyorum.

Bu anlayış ve bilinçle tüm kardeş, dost ve milletimizin Kurban Bayramını kutlar, daha özgür ve aydınlık, daha güçlü ve kuvvetli bir Türkiye özlemiyle, selam ve saygılarımı sunarım.

Arif Altunbaş / Haber7

Yorumlar9

  • Ayarcı 6 gün önce Şikayet Et
    Harika bir yazı... haçlı ve siyonist ten dost olmaz... haçlı ve Siyonistler Filistin'de Lübnan ırak Suriye'de el birliğiyle KATLİAMLAR YAPIYOR...
    Cevapla Toplam 13 beğeni
  • Güven kaybı 6 gün önce Şikayet Et
    Değerli bir yazı. Tebrikler
    Cevapla Toplam 12 beğeni
  • Doğrucu Davud 6 gün önce Şikayet Et
    Aslında soykırımcı sömürgeci katil hırsız haçlı gavur hiç değişmedi yani kafa aynı kafadır, değişen bozulan değerlerinden uzaklaşan maalesef biziz, dünya ve nimetlerine kavuştukça bizi bozdu bencil menfaatçi ehli dünya olduk, Cihad ruhumuzu kaybettik benliğimizi kaybettik çok yazık ?!
    Cevapla Toplam 11 beğeni
  • Yavuz Sultan Selim 1 hafta önce Şikayet Et
    Onlar hortladı karşılarında benim iman dolu göpsüm gibi serhatim var deyip sıradağlar gibi durmak lazım ama bizim üzerimizde de ölü toprağı var, dirilmemekte inat ediyoruz, rahmetli Necib Fazıl'ın ifadesiyle kalk ve diril !..
    Cevapla Toplam 14 beğeni
  • okur 1 hafta önce Şikayet Et
    osmanlıda alimler ulema devlet işlerine karışmamış saltanatta ulemayı göz altında tutup genellikle birbirlerine karışmamıştır. mevdudi pakistanın abd de ölen fitnesi midir pakistanın parçalanmasında emeği emeli fikri olmuş mudur. yoksa halis seyyid midir yüce Allah cc bilir.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • MERYEM 6 gün önce Şikayet Et
    Yüzyılımızın en büyük bilginleri arasından yer alan Mevdûdi, 22 Eylül 1979'da Amerika'da tedavi gördüğü Buffalo Hastahanesi'nde öldü. Orada yaşamadı. Kitaplarını okuyun ve orada onun ne olduğu daha iyi anlaşılır.
    Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat