İçimizdeki yerli münafıklar

  • GİRİŞ20.06.2025 09:17
  • GÜNCELLEME20.06.2025 09:17

Siyonist terör örgütü İsrail’ in Filistin, Gazze, Lübnan ve İran’ a yaptığı saldırı ve savaşlarda görülmüştür ki, içerideki yabancı istihbarat ajanları ve yerli münafıklar dışarıdaki düşmandan daha tehlikeli ve zarar vericidir.

Hamas’ ın, Lübnan Hizbullahı’ nın, İran üst düzey sivil ve askeri yöneticileri bu affedilmez hata ve eksikliğin kurbanı olmuşlardır. Artık savaşlar cephelerdeki askeri birliklerin eski savaş teknik, taktik bilgi, görgü ve manevralarıyla değil, teknolojik aygıtların yapay zekâ oyunları ve istihbarat örgütleri aracıyla kazanılmaktadır. 

İsrail istihbarat ajanları İran Devrim Muhafızları komutanı Kasım Süleymani’ yi, Hizbullah lideri H. Nasrallah’ ı, dört-beş bin Lübnan Hizbullahı üyesini çağrı cihazlarıyla patlatması, İran’ın Şam B. Elçiliğindeki üst düzey askeri ve istihbarat elemanlarının öldürülmesi, İran Cumhurbaşkanlığı misafirhanesindeki Hamas lideri İsmail Heniye’ nin katledilmesi ve İran Cumhurbaşkanı Reisi’ nin helikopter kazasıyla katledilmesi İsrail-ABD istihbarat oyunu olduğu apaçık ortada iken, İran yetkili makamlarının hala uyanmaması akıl ve mantığı durduracak acı bir manzaradır.

Katil İsrail İran içindeki istihbarat ajanları vasıtasıyla ilk önce nokta atışı yaparak üst düzey İranlı sivil ve askeri yetkililerini, bilim insanları ve tehlikeli gördüğü seçkin kişileri tek tek keklik gibi avlayarak İran İstihbarat örgütü ve devlet geleneğiyle adeta alay edip dalga geçmiştir.

İran hava kuvvetleri ve savunma birliklerinin zayıflığı ve zaafiyeti, İstihbarat örgütünün içine düştüğü per perişan durum, devlet ve ordu yetkililerinin üst perdeden bol abartılı acem palavraları bu ölümcül hataları kapatamaz. 

İran yetkilileri tepeden tırnağa kendilerini özeleştiriden geçirip hayal âlemindeki Kaf dağından inerek kendi gerçekleriyle yüzleşmelidir. Tüm komşuları ve İslam âlemiyle olan ilişkilerini gözden geçirmeli, içeride ve dışarıda, diplomaside ve siyasette,velhasılı nerelerde hata yaptığını kendi içlerinde hiçbir mezhebi taassup ve takıntıya takılmadan sorgulamalıdırlar.
Bir milletin, devletin, ordunun kendisini özeleştiriye tabi tutup sorgulaması şerefsiz İsrail’ in Tahran’ı, Isfahan’ı, Tebriz’i her gün bombalaması kadar utanç verici değildir.

Öyle savaş öncesinde palavra sıkmakla, racon kesmekle, komşuları; Türkiye’yi, Azerbaycan’ı, Suriye’ yi tehdit etmekle büyük devlet olunmuyor. Büyük ve güçlü devlet olmayı bir millet ve devletin içerideki birlik ve beraberliği, komşuları ile olan münasebetleri, kardeşliği, izlediği adil iç ve dış politikalar, ekonomiler ve siyasetler belirliyor. 

Akıllı milletler dost ve kardeşlerini düşman bilmezler. Onlara düşman gibi davranmazlar. Her zaman devlet ve millet aklı olarak hareket ederler. Müslümanlar olarak Allah bizi kardeş ilan etmiştir. Hangi devlet, rejim, sistem ve mezhebi anlayış bizi bize düşman edebilir? Dost ve kardeşler birbirine doğruyu söylerler, söylemek zorundalar. Doğrular, sadece eğri insanları acıtır ve incitir.

Savaşın kazananı olmaz. İnşallah İran kendisine dayatılan bu savaşta en zararsız çıkar ve katil İsrail’e de en büyük zararı verir. Kırık gönlümüz böyle istiyor. Duamız katil İsrail’ in ve zalim Amerika’ nın kahr-u perişan olması yönündedir.
Gelelim bizim ülkemize…

Bir ülkede arsız ve yüzsüzlerin sesi ahlaklı ve dürüst insanların sesini bastırıyorsa, orada bu ahlaksızlığa sessiz kalan herkes sorumludur. Sizin Hak dediğinize batıl, ak dediğinize kara diyen emperyalizmin uşak ve taşeronlarına siz ne derseniz deyin, onlar görevleri gereği çifte standartlı davranmaya, münafıklık yapmaya, gerçeklerinize karşı çıkmaya devam edeceklerdir. İran’daki İsrail ajanları gibi en zor zamanınızda sizi sırtınızdan vuracaklarından hiç şüpheniz olmasın.

Türkiye’ye bulaşıcı bir hastalık gibi batıdan gelen/getirilen fikir, düşünce, anlayış, kültür ve ideolojiler ülkemizin ve milletimizin, devletimiz ve geleceğimizin en büyük düşmanı olduğu artık anlaşılmalıdır. Milletimiz ve devletimizin her alandaki BEKA sorunlarının en başında bu yerli münafıkların geldiği unutulmamalı ve onalr için şimdiden gerekli tedbirler alınmalıdır. 

Dışarıdan içimize sızan yabancı ideolojilerin gayri meşru çocuklarıyla bir gün mutlaka eninde sonunda hesaplaşmamız kaçınılmazdır. Osmanlının yıkılışında batılılarla el ele gönül gönüle çalışan Jön Türkler ve İttihatçılar gibi, ezanı, Kur’ anı, dini yasaklayan ve Camileri ve dini eğitim kurumlarını kapatan tek parti diktatörlüğünde olduğu gibi yine bunlar karşımıza çıkarılacaklar, millet ve devletimizin temelini dinamitleyeceklerdir. Bunlar İsrail ajanlarından bile daha tehlikeli yerli kâfir ve münafıklardır.

Millet, devlet ve İslam âlemi olarak zor zamandan geçiyoruz. İran’ ın içine düştüğü/düşürüldüğü durum ve İsrail-Haçlı fitnesi gerçeği millet, devlet ve ümmet öğüt ve nasihat olması dilek ve temennisiyle hayırlı Cumalar diliyorum

Arif Altunbaş / Haber7

Yorumlar4

  • Hakikat 40 dakika önce Şikayet Et
    Hıristiyanlar yahudiler birbirlerine yardım ediyor müslümanlar ise allaha havale ediyor bütün camilerde türkiye nin bekası için darbelere meze olan laikligin devrim dayatmalarinin referandumla millete sunulması gerekir yoksa bugünkü rezalet yüz yıl daha sürecek
    Cevapla
  • Buda geçer yahu 1 saat önce Şikayet Et
    İçimizdeki türk kimliği taşıyan yahudi veya ermenilerden kurtulmamız lazım ama nasıl olacak
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Timuçin 4 saat önce Şikayet Et
    İçimizdeki yerli münafıklara dikkat çekmiş yazarımız. Her kelimesine aynen katılıyorum. En zor zamanımızın en tehlikeli tanıdıklarımız onlar.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Osmanli 4 saat önce Şikayet Et
    Çok doğru içimizdeki munafiklarrrrr
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat