Efendimiz'e, bayramlara ve çocuklara dair

  • GİRİŞ06.12.2008 10:14
  • GÜNCELLEME06.12.2008 10:14

 EFENDİMİZ’E (sas) BAYRAMLARA VE ÇOCUKLARA DÂİR -

              
Ey Merhametin Kalbi, Şefkâtin Pınarı,
         
Nice kutlu günler gördü Efendim âlem seninle. Sen olmasaydın âlem yaratılmazdı Efendim. Âlem yaratılmış olsa bile;  noksanlar tam, özler can olmazdı.

 Sen olmasaydın ateşin yaktığını söndüren, yağmurun ıslattığını kurutan olmazdı. Sen olmasaydın merhamet ve şefkatten kim söz edebilirdi ki?

Biliyorum yüreğin dağlar kadar ama zarlardan daha ince ve hassastı.  Haksızlık ve küfür karşısında çelikleşen yüreğin, bir çocuğun gözyaşlarıyla eriyip giderdi.

Hani bir bayram günüydü?

Bütün çocuklar bayramlıklarını giymişler, neşeyle gülüp oynuyorlardı. Bir köşede, başını ellerinin arasına gömüp ağlayan,  üstü başı perişan, garip bir çocuk görmüştün.  Yüreğine kızgın oklar saplandı o an biliyorum. Usulca yaklaştın çocuğun yanına. Başını okşadın. Parmaklarınla gözyaşlarını sildin.

Ve çocuğun kulaklarında Kainat ’ın en müşfik, en merhametli sesi çınladı.

Sordun:

—Bütün çocuklar bayramlıklarını giymişler, gülüp oynuyorlar da, ya sen niçin böyle  bir köşeye  oturmuş, için  için  ağlamaktasın güzel evladım ? 

Mahzundu çocuk, tesellisi çaresin bir keder içindeydi. Başını kaldırmadan cevap verdi:

—Babam savaşa gitti  ve  öldü. Annem de başka bir adamla evlendi. Üvey babam da beni istemiyor. Ben de böyle, ortalarda kaldım.

Benim anam babam yok ki bayram yapayım!

Benim bayramlıklarım yok ki gülüp oynayayım!

Bu sözlerin her biri kızgın uçlarıyla dağladığından yüreğini, gözlerin yaşarmıştı, biliyorum.  Kendini toparladın ve çocuğu bağrına bastın.  En merhametli babaydın o an. Ve çocuğa sordun:

—İster misin Peygamber  deden olsun? İster misin Hasan ve Hüseyin kardeşlerin olsun?

      Çocuğun gözleri parlamıştı birden. Zira bu teklifin kimden geldiğini çok iyi anlamıştı. Ve çocuğu, bir baba şefkatiyle evlat edinip sonra da çarşıya götürüp bayramlıklar almış giydirip sevindirmiştin.

       Çocuk; bayramlıklarını giyinmiş, mutlu bir çehreyle gülümseyerek arkadaşlarının yanına gelmişti. Çocuklar merakla etrafına toplanmışlardı.

— Hani biraz önce üstün başın perişan halde ağlıyordun? Şimdi yepyeni bayramlıklar içindesin ve mutlusun. Ne oldu sana böyle?

— Peygamberimiz beni evlat edindi. Hasan’la Hüseyin de kardeşim oldu.

— Peki neden? Demişlerdi çocuklar merakla.

— Çünkü babam savaşta şehit düştü benim, demişti çocuk.

Bütün çocuklar O'na imrenip demişlerdi ki: 

— Keşke bizim de babamız savaşta ölseydi de, Peygamberimiz bizim babamız olsaydı!
Ve bizim de yüreğimize keşkeler düğümlendi.

Keşke benim de gözyaşlarımıza dokunsaydın şefkatle.

Keşke bizim de bayramlıklarımız olmasaydı.

Keşke bizim de başımızı okşasaydın..

Keşke bir damlasında sonsuz merhamet ve şefkat olan gözyaşlarını kana kana içebilseydik.

Ey Şefkat Pınarı,

Biliyordun ki bayramlar aynı zamanda çocukları da sevindirme zamanlarıdır. Kurban da çocukların yaşama bayramıdır aslında. İsmail’in (as) bıçak ağzından kurtuluş günüdür de Kurban. İnsanı ve de çocukları yaşatma günüdür.

Hani atan İbrahim Aleyhisselam bir vadiden geçerken günah işleyen bir adam görmüştü. Öyle gazaplanmış öyle gazaplanmıştı ki dudaklarından döküleni o da bilememişti.

‘’Ey Allahım, demişti, bu rezil kulunu Kahhar sıfatınla kahreyle!’’

İsmail (as) ile sınandıktan sonra da Rabbine seslenmişti İbrahim(as):

— Ey Rabbim, demişti, bunca Peygamberlerini türlü türlü sınarken neden beni canımın özü evladımı kesmekle sınadın. Neden bana böylesi bir ağır imtihanı reva gördün?

Günah işleyen adama ettiği bedduayı hatırlatmıştı Rabbi.

—Hani bir zamanlar günah işleyen birine kahır okumuştun ya, demişti Rabbi, İşte kahır neymiş gör diye seni böyle imtihan ettim.

O günden sonra hiç kimseye kahır okumadı İbrahim Aleyhisselam.
Merhametin Kalbi Efendim,

Senin de kahır okuduğunu duyan olmadı. Hep merhamet ettin ashabına hep şefkat gösterdin. En çok da çocuklara gösterdin şefkatini. Ve en çok da bayramlarda gösterdin çocuklara şefkatini.

Ah Merhametin Kalbi
Ah Şefkat Pınarı,
Yine Bayramdır,

Her ne kadar günahlarla kirlenmişsek de,
Bizim de başımızı okşayacaksın değil mi?
Bizi de bayramlarda mutlu edeceksin değil mi?


Arifhan AKPINAR
arifhanakpinar@hotmail.com

Yorumlar3

  • hergul 05 16 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun. çok güzel duygu yüklü bu yazı için Allah senden razı olsun teşekkür ederim iyi geldi bu yazı
    Cevapla
  • fikretçiçek 16 yıl önce Şikayet Et
    keşke. Keşke hepimiz onun yanında onun evladı olabilseydik.Yine de onun ümmeti olmak en önemli paye...Ona layık olmak için ,gülümüzü koklamak,başımızı okşatmak için...Keşke...
    Cevapla
  • Osman ERGÜN 16 yıl önce Şikayet Et
    Yine gönlümüzün pasını sildin. "Her ne kadar günahlarla kirlenmişsek de, Bizim de başımızı okşayacaksın değil mi? Bizi de bayramlarda mutlu edeceksin değil mi?" Hocam teşekkür ederim. Bir defa daha gönlümüzün pasını sildin. BAYRAMLARIN BAYRAM OLMASI DİLEĞİ İLE.....
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat