Kürt Ahmed-i Hani kimin serveti?
- GİRİŞ10.08.2009 06:27
- GÜNCELLEME10.08.2009 06:27
17. Yüzyıl’da yaşadı.Divan edebiyatını Kürtçe’nin Kırmançi lehçesine taşıdı.
Mem u Zin adlı destanı, doğuda bir Romeo ve Julyet, bir Leyla ile Mecnun kadar yayıldı.
Türk, Kürt, Arap, Süryani, Çerkes; bölgedeki bütün etnik renkler Mem u Zin’i ağızdan ağza küçük farklılıklarla, çok çeşitli dillerde; çocuklarına, torunlarına anlattı.
Bir mutasavvıftı.
Doğu Bayazıt’taki türbesi bir şeyh türbesi muamelesi gördü.
Kürt çocukları için Nubara Bıçukan (Küçüklerin Turfandası) isimli bir önemli eser daha kaleme aldı.
Eqideya İslame (İslam İnancı), Fi Beyani Erkani İslam (İslam’ın Temelleri) isimli yapıtları da uzun yıllar bölgedeki en popüler din yorumları olarak okundu.
Doğu Bayazıt medreselerinde müderrislik ve saray kâtipliği yaptı.
Eserleri İngilizce, Fransızca, Rusça gibi dillere çevrildi.
Biz ise, belki de Kürt kimliğinden çekindiğimiz için, medeniyetimizin bu ortak değerini uzun zaman görmezden geldik.
20 Haziran’da Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Doğu Bayazıt İshakpaşa Sarayı’nda ‘Büyük Alim, Düşünür ve Mutasavvıf Ahmed-i Hani’yi Anma Programı’ isimli bir etkinlik düzenledi.
TBMM Başkanı Köksal Toptan bu etkinliğe katıldı. Rektör İlhami Aslan ve Ağrı Valisi Mehmet Çetin birer açılış konuşması yaptı.
Ardından, Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Türker’in oturum başkanlığı yaptığı panele; Dicle ve Van 100.Yıl üniversitelerinden öğretim
üyeleri ile Doğubayazıt İlçe Müftüsü katıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı ise, öğlen Ahmed-i Hani ruhuna mevlit okuttu.
Halkla ve onun kültürüyle en ufak bir teması olmayanların, ‘dön baba dönelim, hacılara gidelim, ’muhabbetlerindense...
Kürtçe yazan en önemli şair ve mutasavvıflarından birinin bu ölçekte anılması, hem Kürt kültürüne gösterilen itibarın tescili; hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kürt değerlerini yabancı bir değer değil; bilakis kendi öz değeri olarak içerdiğinin karinesi olarak değerlendirilmelidir.
Ne çıkar bu ‘Kürt Açılımı’ndan sorularına ise hiç de küçümsenemeyecek bir cevap örneği teşkil edebilir.
Bu tür etkinlikler, her ne kadar bir ‘açılım/atılım’ paketi içinde yazılmış olmasa da; yaşadığımız olumluluk ve iyimserlik atmosferi, böyle organik, doğal gelişimlere sebebiyet vermesiyle ‘ortak değerler’, ‘ortak kültür,’ ‘ortak tarih’imizin sağlamasını yapmamıza yardımcı oluyor.
Kürt Ahmed-i Hani de ortak kültürel servetimize dahildir.
Programı düzenleyenler kadar, TBMM Başkanı sıfatıyla katılan Köksal Toptan’ı geç de olsa tebrik etmek gerekli.
Atılgan Bayar - Akşam
atilgan.bayar@aksam.com.tr
atilgan.bayar@aksam.com.tr
Yorumlar10