İşte sağlıklı ve gerçek laiklik tarifini yapabileceğimiz yer burası. Dinin Yasası yani şeriat ile kulların yazdığı yasaları aynı kefeye koyup, yarıştırmamak bilinci...

Bugün, bu kadar çok tartışmadan sonra, çok iyi anlıyorum ki CHP'yi anneannem iktidar yapmış.

Cumhuriyetçi bir bahane aradığınızda, kendinizi Türkiye Cumhuriyeti Devleti zannedecek kadar cezbeye kapılabiliyorsunuz.

Atatürkçülük ile demokrasi uzun yıllardır birbirinden ayrı, geçişsiz ve rakip olarak tanımlanmaya gayret edildi. Siyaset ise bu veriler üzerinden yürütülüyordu.

Medyanın da 'kimlik'ten (identitiy) ziyade 'kişiliğe' ihtiyacı var artık. Ortalık 'kimlik'ten geçilmiyor. Elinizi sallasanız bir kimliğe çarpıyorsunuz.

'CHP teyzeleri' var. Mizah dergilerinde artık 'CHP teyzeleri' başlığıyla görselleştiriliyorlar. Bunlar kötü niyetli insanlar değiller. Bunlar yanlış bilinçle yüklenmiş, varoluşlarını tehdit altında gören, öfkeli ve siyasal nevrotik bir profil.

Genel Başkan'ı Kemal Kılıçdaroğlu türban konusunu çözmek için samimi bir irade göstermeye çalışıyor olsa da, maalesef CHP'de bunu yürütebilecek entelektüel müktesebat sınırlı.

'Örtüyü örtmek,' 'gelen' bir açılma sürecinin ipuçlarını mı veriyor? Ya da, örtüye değil, ama örtünün işaret ettiği geleneksel davranış kalıplarına mı bir muhalefet sadece? Veya kamusal alana çıkışın yeni bir yöntemi mi gelişiyor?

Değişime direnen bir parti imajıyla, statükocu etiketine razı olarak, değişimi mecburen desteklemeye mahkum olmadılar mı? Görünen apaçık o ki, oldular.

Anamı ağlattılar... Ey Kürt neredesin? Lal mi oldu dillerin?

O mitinglerde çarşaflılar ve poturlular ile birlikte; döpiyesliler ve kravatlıları bir arada gördüğümüz gün, Türkiye'nin yine kazandığına emin olabiliriz.

'Pax Turca'nın inşa edilmesi, İsrail hükümetinin belki düşmesi ve bir İsrail presteroykası ile eşzamanlı olacak gibi görünüyor.

Türkler ve Müslümanlar hiçbir zaman soykırım yapmadılar, diye kendimize bir pay çıkartamıyorum. Yaşadığımız dünyada soykırım ve zulüm olduğunu, buna seyirci kalmamamız gerektiğini söylüyorum.

Aklı cevval birileri liste yapmış, 'hangi yazar 'AKP', hangi yazar 'AK Parti' yazıyor,' diye... Akıllarınca buradan kim muhalif, kim yandaş onu çıkartacaklar...

Bu milleti, Müjde Ar’ın hâlâ ‘seks sembolü’ olduğuna bile inandırabilen bir ortamda, ısrarla anlatılan yalanların çuvalladığı noktadayız.

Bülent Ecevit okumuştu en son. Arada geçen yıllarda Devlet’in ağzından Ece Ayhan isimin bir daha duyamadık. Ta ki, Tayyip Erdoğan’ın konuşmasına kadar.

Halkın hangi düzeyde entelektüelize olduğunu, entelektüelizmin ne derece popülerleştiğini göremeyen bir medya yönetimi; okurun ve seyircinin karşısına bu düzeyi çıkarttıkça Arifiye'de ayrılan makas açıldıkça açılıyor

Sanırım Türkiye ‘normalleşirken’, kendilerine göre ‘şartlar yüzünden mecburen’ politikleşen Fethullah Gülen Hareketi’nin de ‘politikleşme’ sürecinden çıkmaya çalışmasını bekleyebiliriz.