Gökçek bu ayıbı nasıl örter?
- GİRİŞ01.03.2010 00:49
- GÜNCELLEME01.03.2010 00:49
Başbakan Erdoğan’ın siyaset arenasında yükselişini ve gecekondulara yaptığı ev ziyaretlerini hatırlatarak başlamak istiyorum.
Erdoğan’ın bu anlamdaki samimiyetini hiç kaybetmediğinin de altını çizeyim.
Kasımpaşa’dan gelen o anlayış tüm Türkiye’yi sardı sarmasına ama Ankara Büyükşehir Belediyesi bu anlamda sınıfta kaldı.
Hukukta 'Yenidoğan'daki yargı sürecinde' resmen iflasını açıkladı.
İçim çok yandı o haberi okurken ve izlerken…
Acımasızca alıp cezaevine atılan ve sonra ardından yürek yakan bir feryadın sesini duyunca nasıl üzüldüğümü inanın anlatmaya kelimeler yetmedi.
Tekerlekli sandalyeye mahkum ve gözü görmeyen yaşlı adamı 45 TL’lik su faturası yüzünden Sincan L Tipi cezaevine gönderen adalet sana ne demeli?
Ergenekon’dan yargılanan sağlığı yerinde paşaları tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakan anlayışınızın gücü karşınıza çıkan 'kör-topal altından dışkısı alınan bir masuma' yetti değil mi?
Bu adalete kimin ne ihtiyacı olabilir ki?
Reformun zamanı geldi de geçiyor bile. İhtiyaçlarımızı karşılamayan o adalet mekanizmasının tüm organlarını tartışıp iyileştirmek için ne bekliyoruz?
Kendi canını bile zor taşıyan Ankara Yenidoğan’daki Dursun Erselligil’in kapısına kadar gidip görevini yapan polise mi yanalım.
Savcıların kapısına kadar götürülüp delil yetersizliğinden sık sık serbest bırakılan zanlıları bırakan anlayışa mı?
ASKİ 45 liranın peşine düştü, polis alıp götürdü, mahkeme 4 gün cezasını verdi.
Alkışlarım ben bu kararı…
Altından alınan kör-topal kesin bir yerlere kaçar değil mi? Tutun ve atın 4 günlükte olsa cezasız kalmasın.
Bari altından alınan o adamın ‘beni de yanında götürün kendine bakamaz’ diyen hanımını da yanına bakcı olarak alsaydınız bez isteğinde bulunduğunuzda.
Ömrünün son deminde çektirdiğiniz bu işkence; adalete, polise, ilçe belediye başkanına ve o ilçenin Kaymakamına bir ayıp nişanı olarak tarihe altın harflerle yazıldı emin olun.
45 liralık su faturasının Dursun Amca’nın başına açtığı bu işin önemli sorumlusu yargı. Suçu ne olursa olsun bu durumdaki bir insan hangi şartlar göz önüne alınarak cezaevine gönderilir?
Yargı'nın vermiş olduğu bu kararda hukuk kadar Dursun Amca'yı mahkeme kapılarına götürten anlayışın başındaki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in ekibine ne demeli?
Neden mi?
Türkiye’de acil kapısından hiçbir hastayı döndürtmem diyecek kadar halkına yakın olan bir Başbakan’ın belediye başkanı olamadı da ondan.
Öncelikle Fırat’ın kenarında kaybolan koyunun hesabını veremem diyen Hazreti Ömer’in sözünü hatırlatmak istiyorum Sayın Gökçek’e.
Ömrünün son deminde yaşlı bir adama yapılan bu zulüm için düğmeye basan ASKİ’den kimseler bu adamın içine düştüğü kurumu görmedi mi?
İçimde nefrete dönüşen 45 TL için bu kararı veren hakim karşısındaki acziyet karşısında hiç mi vicdanı ile baş başa kalmadı?
ASKİ yargılatırken hiçbir Allah’ın kulunun bile haberi olmadı mı Dursun Amca'nın çaresizliğinden.
Olmadıysa da yazık size… Oldu da duymazdan gelindi ise yuh derim.
Batı medeniyetlerinde bu yaştaki insanlara devlet bakıyor.
Orada devlet bu insanlara bakıyor burada hapse atıyor.
Yenidoğan’a bakan Kaymakam elindeki fonlardan karşılayamadı değil mi bu kadarcık parayı. İlçenin Belediye başkanına ne demeli? Emniyet sessiz, ASKİ acımasız ve yargı vicdansız…
Melih Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak içine düşülen bu durumun hesabını vicdanına nasıl verir dersiniz?
Görev başındaki insanlar hep yolsuzlukla mı görevden giderler?
45 TL devlet alacağı yüzünden ‘tekerlekli sandalyeye mahkum’ bir adamı cezaevine attıran ASKİ’de bu olayla ilgili hiçmi suçlu yok?
Gecekondu da iftar yapma kültürünü siyasete ve bürokratlara kazandıran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu olaydan dolayı ne kadar üzüldüğünü tahmin edebiliyorum.
Tüm bunlardan sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bu durum karşısında neler yapacağını da merakla takip edeceğim.
Ayhan Kıskaç /Haber7
ayhan.kiskac@hotmail.com
Yorumlar26