Genelkurmay Başkanı ne yapmalı?

  • GİRİŞ21.06.2010 01:59
  • GÜNCELLEME21.06.2010 01:59

Tabiî ki hükümete…

Hükümet istifa. İstifa olmaz, Genelkurmay sert bir üslupla olayın üstüne gideceğini açıklar ve bir süre sonra yeniden sükünet.

Her cenaze töreninde adına tepki dediğimiz bir saldırı yapılmaz mı hükümetin bir temsilcisine?

Sandıktan önce linç girişimine başlanır.

Genelkurmay Başkanının çıkıp hükümeti ben görevden alıyorum demediği kalır geriye.

Elbette tepkiler olacak, ateş düşen yüreklerin acısı dışa yansıyacak.

Yanan yüreklerin hesabı yanlış yerden soruluyorsa yarın birileri bize de bunun hesabını sormaya kalkacak bir gün.

Askeri yıpratmayalım diye yıllardır eleştirileri yanlış yere yapan bizlerden hesap soracaklar.

Hatayı nerede yaptığımızı tarih önünde yargılayacaklar. Geç bile kaldığımız bir sorgulamayı artık yapma zamanı geldi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın terörle ilgili olarak günler öncesinden zamanlamaya dikkat çekmesini sağır sultan bile duydu.

Bir hesaplaşma olacaktı ve bunun sinyallerini veriyordu Başbakan.

Hesaplaşma PKK ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında mı olacaktı sanıyorsunuz?

Davos’ta ‘one minute’ tarafından esir alınmış bir İsrail, Mavi Marmara’ya gömdüğü ablukayı sessizce kabullenecek miydi?

Hayır…Hayır…Hayır…

Son günlerde yapılan hain saldırıların ardında hükümet net olarak İsrail var demiyor olsa da bu hain devletten başka kimse olmadığını gayri resmi ağızlar olarak bizlerin artık yüksek sesle dillendirmemiz gerekmiyor mu?

Nesillerinin ortada kaldığı gün Osmanlı’nın yüceliği sayesinde bölgeye yerleşen İsrail şimdi üç önemli olayın intikamını bizden almaya çalışıyor.

Davos’ta Erdoğan'ın ayakları altında ‘ezilen’ devlet onurunun, Mavi Marmara ile ‘Gazze ablukasının yerle bir olmasının’ ve İran’a yapılacak saldırıda bölgenin en önemli gücü Türkiye’nin 'O'nu yalnız bırakmasının' intikam çığlığıydı bu son saldırı.

İntikam planları çok derinden ve PKK üzerinden yürütülüyor.

Hedef ve maşa belli.

Oyunun tarafları kozlarını net olarak ortaya koyamasa da her şey alenen ortada. İsrail Erdoğan’ı baş düşman ilan etti. Buraya kadar her şey normal.

Etki ve gösterilen tepki.

Canların tabutlarını taşırken sloganlar, gözyaşları bitmiyor.

Suçlu arıyoruz hep beraber.

Güneydoğu’nun içerisine düştüğü durumu yakından izleyen birisi olarak hatırlatmak istiyorum orada savaşı hükümet mi yapıyor yoksa resmi üniformalı askerlerimiz mi?

Tüm bu yaşananlardan sonra istihbarat nerede demez mi birileri?

Dağlıca'dan başlayan, Reşadiye'de zirveye ulaşan, İskenderun'da ben Mossad'ın planlarıyım diyen saldırılar son olarak Hakkari Tekeli'de kimin ürünü olduğunu belli etmedi mi?

Genelkurmay saldırılar artacak derken burada neden daha ciddi önlem alma yoluna gidemedi?

Durun şimdi...

Size bölgede çatışmalara giren askerlerimizin kademe kademe nasıl seçildiğini anlatayım size.

Herkes bilir ya ben yine de yazayım istedim.

Önce üst birlikte seçilir acemi erler. Burada görevli komutanlar elit bir çalışma ile kendi kadrosunu oluşturur. Ardından alt birlikte hummalı bir seçme çalışması yapılır.

Eleme sınıra PKK ile savaşa gidene kadar devam eder.

Peki bunun ardından ne olur?

Bölük komutanları ve ardından da karakollara kalır son dem askerler.

Makama seçilmiş elitleri dolduranlar, sınırda savaşa kendi çocuklarını da göndermezler.

Posta, haberci ismiyle seçtikleri askerleri de lojmanlarına, subay gazinolarına hizmet eri atayanlar şehit cenazelerinde hiç bu yaptıklarını düşünürler mi?

Zeki ve yetenekli askerlerin olması gereken noktalara kimseler tarafından seçilmemiş ve eğitimde en az başarıya ulaşmış askerler gönderilir.

Seçkin askerler ise zaten Tugayda, taburda, bölükte birileri tarafından keşfedilip alıkonur.

Onları subay gazinolarında, lojmanlarda, posta görevi gibi üstün hizmetleri yaparken görür, bizim askerimiz bu der övünürüz.

Hakkari’nin sınır karakoluna gidene kadar seçilip son noktaya ölüme giden askerlerimizin hangi eğitimi aldığını ise hiç bilmeyiz.

Sorarsan hain ilan edilirsin.

Sınır karakollarına giden askerlerin içinde 1 şarjör mermi boşaltarak 25 metrede hedef tahtasına tek mermi isabet ettiremeyenleri bilmeyiz.

PKK'nın varlığından bile habersiz olan askerlerimiz olduğunu ise dilimizin ucuyla bile anamayız.

Bu sorunun bedeli seni bir yerlere hizmetle suçlamaktan öte bir şey olamaz.

Yazgısına acemilikten sonra yarım yamalak askerliği ile giden ‘Şehitler Ölmez’  sloganı ile karşılanan tabutlar şahitlik eder bu canlarımızın.

Zeki, hareket kabiliyeti yerinde, eğitimli askerler ise tugaylarda, taburlarda, bölüklerde hizmetlerini etmeye devam ederler.

Çünkü orada hizmet edilecek üst düzey insan var, devlet ve millet Güneydoğu’nun bir yerinde şehit olmaya hazır ve nazır bekliyor olacak.

Bazı değerlerimizi vatanın ücra köşesinde yok etmeye hakkımız olamaz.

Yandı yürekler yandı ama bu kez hesabını yine, yeniden 'sloganlarla hükümetten sormak!' lazım değil mi?

Günlerdir beklenen böyle bir saldırıdan bir haber İstihbarat Örgütü’ne ne yapıyorsunuz deme cesaretimiz olmayacak mı?

Genelkurmay’da üst düzey komutanların saldırılar artacak açıklamasının ardından niye önlem alamıyorsunuz sorusunu aklımızın bir köşesinden geçirme cüretinde hiç bulunamayacak mıyız?

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in ifade ettiği ‘Genelkurmay tatmin edici bir açıklama’ yapmalı açıklamasının ardında mı duracaksınız?

Tatmin edici açıklaması yoksa Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un gereğini yapmasını da mı isteyeceksiniz.

O zaman hainsiniz kesin.

Acemiliklerine bile doyamayan saf Anadolu çocuklarının bedenlerinde analar yandı. Bari ‘Şehit’ olurken bize bıraktıkları mesajı doğru algılayalım.

Allahım bize bu acıları bir daha yaşatma…

Ayhan Kıskaç /Haber7
ayhan.kiskac@hotmail.com

 

 

Yorumlar8

  • kazım köse 13 yıl önce Şikayet Et
    kalemine kuvvet. ne güzelde dillendirmişsiniz çaresini sükutta arayan yüreksiz çoğunluğun sesini. uğur dündar öğretmeniyle cumaya giden öğrencileri diline dolar ama eğitimli askeri gazinolara dolduran komutanlara sesini çıkaramaz. ATATÜRKÜN kurduğu ülkeyi korumaktan bahsedenler, ülkenin bekçisi olmakla gurur duyanlar. ATATÜRKÜN cephede sabahladığını bilmezlermiki acep. ATAMIZ ülkeye karşı eylemler varken Ankarada mı yoksa olayın yaşandığı yerdemiymiş. Ankaradan öteye sadece sözde tatbikatta gidenler biraz olsun utanın.
    Cevapla
  • yusuf 13 yıl önce Şikayet Et
    süper. Doğruları anlatan hedef gösteren Mükemmel bi yazı ama böyle yazmaya devam ederseniz çok yaşatmazlar sizi.
    Cevapla
  • junyer 13 yıl önce Şikayet Et
    hırsızın hiç mi suçu yok. yazarın tüm yazdıklarına gönülden katılıyorum.hatta daha da ilerisi bu iş düzenli orduyla olmuyor bunu anla artık sayın genelkurmay,nerde senin özel eğitilmiş bordo berelilerin niye bunları göndermiyorsun o çatışma bölgelerinede daha bir aylık çobanlık yapan eri gönderiyosun,tabi göndermezsin o bordo bereliler sizleri eşlerinizi ve çocuklarınızı koruyor size hizmet ediyor,bu yüce TÜRK milleti sorumluları hiç bir zaman affetmeyecek
    Cevapla
  • Batu Han 13 yıl önce Şikayet Et
    Yan gelip yatma. Hani başbakan demişti ya askerlik yan gelip yatma yeri değildir başbakanlık da şikayet mercii değildir.. Gereği neyse yaparsın
    Cevapla
  • Batu Han 13 yıl önce Şikayet Et
    Gereği. İktidar sızlanma yeri değildir, elinizde ne varsa gereğini yaparsanız ama halka yabancı güçler diyerek şikayet etmek sadece aczi gösterir..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat