Herkes şöhret olsun ister…(miş)

  • GİRİŞ08.02.2013 10:03
  • GÜNCELLEME08.02.2013 10:03

Umutsuz değil bu tablolar… Geçen günlerde izlediğim çok keyifli bir programda bir psikiyatri uzmanının açıklamaları beni bir kez daha kendime getirdi. (Psikiyatri Uzmanı  Dr. Agâh Aydın )

Herkesin gözleri önünde hayat yaşayan ve ultra özenilen hayatlarda mutluluk arama istediği ne yazık ki özellikle yetişme çağında çocuk içerisinde bilinçaltına yerleşiyor ve bir daha kolay kolay çıkmıyor. Çıktığı anlarda ise işte bir gün “benim bir şey olmam lazım” cümlesi kuruluveriyor. Sonrası gelsin de nasıl gelirse gelsin şöhret…

Özellikle televizyonlarda konuk olarak katılmış psikiyatri uzmanlarının söylemlerine dikkat çekmek önemli. Çekelim bizlerde. Neden siyasi liderlerimizin acaba danışmanları arasında söylemlerini uyaracak birileri yok? Var da biz mi bilmiyoruz? Her seferinde bir kavga bir dövüş diyorlar. Prof.Dr. Mansur Beyazyürek hocamızda bu konuda özellikle siyasi liderlerin duruşlarından önce söylemlerinin toplumun her ferdine kolay ulaşabildiğini hatta çocukların üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor olmasına da dikkat çekiyor. Liderlerin ağzından güzel cümleler duyalım.

Çocuk bile anne babasından ne görüyorsa taklit etmiyor mu ki?

Her şeyin bir vakti zamanı var ama vaktinden önce gelen beklentiler ve kaldırılamayan sözümüz ona adı şöhretler için dikkat etmek gerekiyor galiba… Sokak da dehşet saçan ve birbirine dayanamayan hır gürleyen ve kavga çıkaran bazı insanlarımız. İşte diziler ya da hayatlarını film kareleri, romanlara bağlayanlar ve diğerleri. Özünü, aile yapılarını ve yetişme zaman dilimlerini tek tek incelemek gerekmez mi?

Nedense ailelerimizde bizde görmek istediklerini bize empoze etmek istemezler mi? Onlar okuyamamıştır biz okuyalım isterler, onların kariyer hayatları farklıdır biz çocuklarında kariyer denemeleri yapmak isterler onların evlilikleri başarısız olmuş boşanmalarla sonuçlanmış ama bizim gerçekten mükemmel evlilik yapmamızı beklerler. Nedense hep beklenti hep beklenti…
Beklenti içerisinde çoğumuz yetiştirildi ve sonuç. Bize kattıkları ve bize kaybettirdikleri…

Şimdi bunca adı baskı olarak geçse de buna katılmıyorum nice hayatlar var. Kim kime onun kızını bunun oğlunu örnek gösteriyor. Tanınmışlık elde etse bile oda kendi içinde kendi çevresinde acaba şöhret olmuyor mu? Alt mesaj olarak verilmek istenen bu değil mi? Sonra erişkin döneminde o beklentiler içerisinde, yetinmeme durumu ve dahası. Sonu hüsran olsun istemeyiz. Ama hatalar yapa yapa doğru bulunacak diye çok hata yapmak hakkımızı kim veriyor ki bize.

İyi giyinsin, iyi yesin içsin, iyi yerde otursun, iyi arabalara binsin, iyi arkadaşları olsun dediğimiz yetiştirdiğimiz evlatlarımıza neden bunlardan önce maneviyat takviyesi, iyi davranışlar, iyi eğitim almaları, birini diğerinden ayırt etmemeyi öğretemiyoruz. Allah Allah. Devir her daim kendi içine değişiyor, elbette yenileniyor. Eğer çağın gerisinde kalıyorum diyerek yenilenmenin adı buysa ben yokum.  Ama bu yenilenme bu fikir yapısını asla doğurmuyor. Bunun da çürüme zamanı gelir. Bugün iyi giyinsin dediğimiz evladımız yarın iyi giyinemeyeni, bugün iyi yesin dediğimiz evladımız iyi yemeyeni ve evine bir lokma götüremeyeni, kendinden daha zor durumda olanı ne zaman ve nasıl anlayacaktır, doğal olarak hiç anlayamayacaktır. İyi arkadaş seçimi için kendinin davranışı ve tavrı, iyi yerde oturması içinse cebinde bir ton parası olması gerektiğini düşünüp onun için belki de birçok yanlışın içinden geçecektir. Peki, durum anlaşılmıyorsa, tekrar tekrar çalışmak yerine yahu iki dakikacık düşünmeye zaman ayıralım. İçsel kızgınlıkları bırakalım benim şöhretle işim olmaz diyenler.

Aynur Ayaz - Haber 7

twitter.com/aynurayaz
aynurayaz1@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat