Doğusu ve Batısı ile bir bütün ülkemin başına her gün gelenler dikkatle izlenmeli veyahut katıksız düşünmeli acaba bu olanların altında ne var ne yok? diye çok fazla bir şey aranmamalı…

Her ile bir havaalanı şartı keşke gelse. Çok sevineceğimiz bir durum olur değil mi bu? Bitlis'e giderken ya Batman ya da Muş'a ineceksiniz. Biz önce Batman'a düşürdük yolu ve oradan da ver elini Bitlis. Yollar bizi geçmiş yıllara göre. Çok sevindirdi. İçinden geçilesi tüneller, temiz ve geniş kazaya sebebiyet vermeyen gidiş gelişli ayrı otobanlar ve dahası. Demek ki birilerinin görevi olmasına karşı yıllarca yapmamış lakin şimdilerde insanın her seferinde araç yolculuğu yapası geliyor. Son derece keyif alabilirsiniz. Geçtiğimiz haftalarda Bitlis' de Nemrut Dağının tepesinde büyük bir kar festivalinin ortasında bembeyaz bir atmosfere selam verdik dostlarımızla. Çok şanslıydık. İdareciler ve il yöneticilerimizin ne kadar uyumlu ve bilgili çalıştıklarını görmek bizleri son derece mutlu etti. Güzellikler ancak paylaştıkça artar kanaatiyle paylaşmak ve herkesin ya da yolu düşen insanlarımızın görmesi gerektiğine inandığım ve Doğu algısının tamamen değiştiğine birazda bizim katkımız olur düşüncesiyle herkese görev düştüğünü hatırlayarak hazırlıyorum yazımı. En derin tarih dedim.

Çünkü Bitlis'in en derin ve köklü tarihi ile atalarımız ecdadımız Doğu'dan Batıya buradan göçüyor. En derinden lütfen bir Osman Gaziye göz gezdirin. Bursa tarihine ve oraya göç hikâyesine iyice bir bakın. Biraz merak edelim ve araştıralım. Bize bizi unutturmuşlar, biz şimdi hatırlayalım ne kaybederiz ki? Yanlış bilinen şeyleri bırakın artık bir kenara diyorlar. Ben doğrusu için çabalayanlardanım. Benim Bitlis'e giderken saçma sapan sorularla karşılaşma durumumsa gerçekten çok ama çok komikti. Sorulan soruların ne kadar vahim olduğunu gösteriyordu. “Acaba nasıl gideceksin? “kokmuyor musun?” , “Doğu'ya gitsen ne olur?” Çok değişik soruların aslında önyargıların ne kadar ağır ve bizi kendimizden bile yabancılaştırdığını gördüm.

Bugün Bitlis' de neredeyse her evde kayak takımı var. Bugün sizin bildiğiniz o canım Bitlis'de herkes Nemrut Dağı'nın eteklerinde ve en uzun teleferikle birlikte kayıyor. Çocuk, genç, yaşlı demeden hem de profesyonellere taş çıkartırcasına. Yani Bitlis Valisi Sayın Veysel Yurdakul başta olmak üzere vali yardımcılarımız ve tüm idarecilerimizi kutlamak hatta her seferinde onlara destek olmak gerekir düşüncesindeyim.

 “Kar, turistik ürüne dönüşecek.”

Vali Yurdakul'un, karın anavatanının Bitlis olduğunu açıklaması ve bu nedenle kış turizmi konusunda iddialı olmaları, Tatvan Nemrut Krater Gölü'nün dünyanın en seçkin destinasyonlarından biri olması, burayı özellikli kılan kayağa, bir krater gölü etrafında başlıyorsunuz. Yine dünyanın başka bir harikası olan Van Gölü kenarında manzarayı seyrederek bitiriyorsunuz. Bu muhteşem güzellikler ülkemin her ilinde var. Bitlis' de kar uzun süreli ve yağdıktan sonrada kolay kolay kalkmıyor aylarca karın hakim olduğu bir il ve bunu çok net cadde ve şehrin sokaklarında görüyorsunuz. Tek olay Bitlis halkının kar içinde biraz yoğun istihdamı. Kara dayanıklı merkezler ya da kar yağdığında işleri aksatmayacak durumlar. Şimdilerde Bitlis'den yükselen sesler proje kelimesi ile eş değer. Kar burada bir yaşam ve hayat biçimi. Biraz dezavantajlı gibi görünsede. Bu karı dezavantajdan çıkarıp, turistik bir ürüne dönüştürerek, halkın kayak merkezinde sporla buluşturulması çok doğru. . Bütün kayak severler için bu ülkede sadece Uludağ'ımız yok. Nemrut Krater Gölümüz!deki kayak merkezimizin varlığını hatırlatır. Muhteşem görüntüsü olan ve insan ömründe en az bir defa yazı ve kışı ile görülmesi gereken bu ilin samimiyetini ancak o topraklara gidip yaşayan bilir ve anlar.

Siz bir misafirseniz en az kırk kere ağırlanmanızdan tutunda sizin rahat etmeniz için ellerinden geleni yapan ve evine sıcak bir çay ikramına çağıran bu verimli toprak insanına teşekkür etmek gerekir. Bitlis'e giden herkes için sokakta dolaşan insanından bile tarihi ile ilgili bilgiyi alır ve doyarsınız. Görüyoruz ki bu verimli topraklar üzerinde yıllardır oynanan oyunlar tutmadı tutmayacak. Artık tatil kelamları edildiğinde Doğu'nun da en güzel tatil beldelerinden bir farkı olmadığını söylemek gerekir. Bıkmadan ve usanmadan sizin bildiğiniz Doğu değil. Bizim bildiğimiz Doğu…Görülüp yaşanılası ve sıcakkanlı insanların kol gezdiği Doğumuzdur.

Aynur Ayaz - Haber 7

twitter.com/aynurayaz

aynurayaz1@gmail.com