Turkche'yi anlamak için hangi dilleri bilmek gerekir?
- GİRİŞ23.09.2011 10:41
- GÜNCELLEME23.09.2011 10:41
Belki de hepiniz durumun farkındasınız. Hatta bu yazıyı okurken sen kime ne anlatıyorsun diyenleriniz bile olabilir.
Haklısınız ama ben bir kez daha durumun ne kadar vahim olduğunu hatırlatmak istedim. Dilimizdeki nobranlaşma, yozlaşma kimin suçu?
Hatayı dilbilimcilerde mi aramak gerekiyor, yoksa kendimizde mi? Yabancı bir kelime ya da nece olduğu belirsiz bir kelime kullanınca entelektüel(!) mi oluyoruz? Türkçe’ye sahip çıkamayan gençler, gelecekte nasıl bir anadil kurgulayacak? Neyse, isterseniz mevcut duruma şöyle bir göz atalım… Öyle düşünelim.
Coffee Shop’larda kahve içmeye, Gross Market’lerden alışveriş yapmaya, Beauty Centre’larda güzelleşmeye ve de Reality Show’lara focus olmaya çoktan alıştık. Globalleşiyoruz, dedik iftihar ettik. İftihar ettik etmesine de diğer yandan da Türkçemizin öz suyuyla yoğrulmuş, köylüsünden kentlisine herkes tarafından anlaşılan sözcükleri sırf doğu asıllı diye dilden atıp, batıdan gelen her kelimeye kapılarımızı ardına kadar açarak dilimize ihânet etmiş olmadık mı?
Bugün, bu söylediklerimiz teyit eder mahiyette gelişmeler yok değil. Türkiye’mizin hemen her şehrinin en işlek caddelerini süsleyen mağazaların ışıklı ışıksız tabelalarına bir bakınız: VCD Wolkman, Perlina, Pierre Cardin, Crispino, Loft Colins, MV Moda Vizyon, Angle, Burger King, Big Star, Benson Jeans, Big Free, Conan Jeans, Cotton Shop, Carousel, Capitol Galleria, Carrefour, Gross Market, Shopping Center, Medya Center, Shoppin Clup, Whimpy Bar, Domino’s Pizza, Galila Restaurant, Groseri Market, Little Big, Lee, LC Waikiki, Marko Deli, McDonald’s, Pizza Hut, Rodi, Tifanny, Weber Jeans … Ve daha yüzlercesi… Söylenişinde ve yazımında zorlandığımız kelimeler.
Sonra internet dili diye bir şey girdi hayatımıza. Anlık ileti yazışmalarıyla gündeme gelen birçok kısaltma sözcük, yeni bir yazı ve konuşma dili ortaya çıkardı. Selam sözü artık internet harici yazışmalarda slm (selam), mrb (merhaba), grsz-by (görüşürüz) şeklinde kullanılıyor.
"Nasılsın?" sorusuna karşılık "Sen nasılsın?" şeklindeki soruysa İngilizce’de kısaca bu anlama gelen "u?" diye yazılıyor. İnternette yazışmaya chat’leşme demeyi gündelik sohbetlerimize de taşıdık. Eh, dilimiz de alıştı dedik. Adapte oluverdik.
Derken Avrupa Yakası’nın Türkçeyi ancak birkaç kelime ve bağlaçlar vasıtasıyla konuşabilen Selin'inin “Oha falan oldum yani” çıkışı gençlerin diline pelesenk oldu. Ama biz onu da pek eğlenceli bulduk. Hatta örnek aldık, türettik. “Aaa, ne oluyo falan olduk.” “Napçaz şimdi yani" olduk.” (Nazan Öncel arkasına aha, ekledi şarkısını bile yaptı). “Bismillah olduk yani” olduk.
Şimdi ben çok merak ediyorum, acaba okullarda özne, yüklem, gibi kavramlar hâlâ öğretilmeye devam ediyor mu? Çünkü artık özne pek kullanılmıyor, yani tekil varlığı ortadan kalktı gibi bir şey. Biz ne oluyor, ne yapıyorsak hep beraber oluyor, hep beraber yapıyoruz. Neyse ki yapmak ve olmak yardımcı fiilleri neredeyse tüm fiillerin imdadına yetişiyor. Arkadaşımız yeni bir elbise mi almış? “Güle güle kullan,” demek pek demode. “Kısss, elbise yapmışız!” ya da “Vay ağabeycim ceketlenmişiz” deyiveriyoruz. “İyi günlerde eskit,” demiş olsak bizi hiç de ‘tiki’ görmeyecek arkadaşımız da, “Su yapmayalım beee,”diye karşılık vererek güya bizi ciddiyete davet ediyor. Hangi ciddiyet?
‘Ciks’ kıyafetlere bürünen gençlerde ne gam belirtisi var ne de huzur. Arada kalmışlık ve umursamazlık her hallerinden akıyor. Dilleri elden gidiyor “vicdan yapmıyorlar.” Güzel Türkçe’mizi Turkche yapmayın, sahip çıkın diyenlere “tavır yapıyorlar.”
Gençlerin bu dilini bir tepki dili ve gelip geçici görenler de var. Ana dilimizi tekrar edebiyata, konuşma ve yazı diline kavuşturmak bir özlem. Çağdaş medeniyet seviyesine sıçramak mecburiyetinde olan bir ülkede gençlere ulaşmak oldukça zor. Konuştukları dilin Turkche haline geldiği şu günlerde onlarla iletişim kurmak için hangi dilleri bilmek gerekir?
Dilde «özleşme hareketi» adı altında Türkçeyi dinamitleyen; genç kuşakların, daha dün diyebileceğimiz beyin ve duygu dünyamızın mimarları yazar ve şairlerin eserlerini okuyup, anlamalarını engelleyen bu çarpık düşüncenin sonu nereye varır? Soruyorum sizlere bugün dünyanın hangi ülkesinde, 50 yıl önce yazılmış bir eserin dili sadeleştirilmektedir? Bir İngiliz, 16’ncı yüzyılda yaşamış Shakspeare’ini; bir Fransız 16’ncı yüzyılda yaşamış Montaigne’ini rahatça okuyup anlarken bizim gençlerimiz maalesef Türk dilinin gelişmesine öncülük eden Ömer Seyfettin’i, Türk edebiyatının güçlü şairi Yahyâ Kemâl Beyatlı’yı, İstiklâl Marşı’mızın yazarı Mehmed Âkif Ersoy’u, Reşat Nuri Güntekin’i, Halit Ziya Uşaklıgil'i ve daha nice söz ustalarımızı sözlük yardımı ile okumak ve anlamak zorunda bırakılmışsa burada durmak düşünmek ama çok düşünmek gerekmez mi?
Eğer kısa zamanda bu yanlışlıktan ve garabetten dönülmezse korkarım Türkçe bir karnaval dili olup çıkar. İşte, felâketler de o zaman başlar. Türkçe benim namusum, Türkçe benim vatanım, Türkçe benim bayrağım diyenler, Turkche’yle aranız nasıl?
Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com
facebook.com/cemkucuk1
twitter.com/cemkucuk55
Yorumlar19
-
metin yaman
14 yıl önce
Şikayet Et
Zayıf olanlar her zaman taklitçi olur. Daha düne kadar inekleri sağan makineleri dahi dışarıdan ithal ediyorduk. Yıllarca enerjilerini milletin refahı için harcamayıp Batıya bizi köle yapmak isteyen Kemalistler utansın.Bütün eforlarını ülkenin ekonomisine sarf etmeyip milleti nasıl Kurandan uzaklaştırırız planlarını yapıp uygulayan CHP ve saz arkadaşları utansın. Üretimi olmayan sanayisi olmayan markaları olmayan milletler her zaman taklit etmeye mahkumdur. Bu taklit her alanda olduğu gibi maalesef dilimizi de etkiliyor.
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
Ayşe Reşad
14 yıl önce
Şikayet Et
Tebrik ve teşekkürlerimle... Öğretmenlerde iş yok artık. Maalesef. Ben hatırlıyorum da, bizim zamanımızda bir kelimeyi sıkı mı yanlış yazasın! Hemen müdahele edilirdi. Şimdi üniversite mezunları, soru eklerini bile ayrı yazmasını bilmiyorlar. Bağlaç olan -ki ile diğerini ayıramıyorlar. -dahî anlamına gelen -de-leri, -da-ları ayrı yazmasını bilmiyorlar! Öğretmenler, öğretmene muhtaç! Nereye bu gidiş?
Beğen
Cevapla
-
NİYAZİ KARACA
14 yıl önce
Şikayet Et
NEREDEYSE BEŞİKTEN MEZARA KADAR YABANCI DİL OKUYORUZ AMA ÖĞRENEMİYORUZ. Birçoğumuz kendi öz dilimiz olan Türkçe yi bile düzgün konuşamazken, yabancı dil öğrenme hayranlığına giriyoruz. Bize yabancı dil öğretmeye çalışan öğretmenlerin hangisi yapılacak bir sınavda 100 üzerinden 70 alabilecek. Durum böyleyken nasıl olacak da böyle bir öğretmen öğrencilerine yabancı dil öğretebilecek. Yabancı dil öğrenmek isteyenlerin durumu daha vahim, adam Türkçe yi bile kem küm lerle konuşabiliyor. Birçok insanımızın ne dediğini çoğu zaman anlamakta güçlük çekiyoruz. Biz yabancı hayranlığından önce adam gibi kendi dilimizi öğretmemiz ve öğrenmemiz gerekmez mi. Adam üniversiteyi bitirmiş üç beş kelimeyi biraraya getirip dilekçe yazmayı bile beceremiyor.
Beğen
Cevapla
Toplam 2 beğeni
-
save_or_cansel
14 yıl önce
Şikayet Et
gokyele lütfen dikkatli okuyunuz.... Sırf eleştirmiş olmak için eleştirmek ne eleştirene ne de eleştiriyi yapan kişiye fayda getirir. Yazarın yazısını bir kez daha (ama daha dikkatli) okumanızı rica ediyorum. M. Akif Ersoy "yazar" ilan edilmiyor. Burada asıl ifade edilen İstiklal Marşı'nı yazan kişi olmasıdır."Türk dilinin gelişmesine öncülük eden Ömer Seyfettin’i, Türk edebiyatının güçlü şairi Yahyâ Kemâl BEYATLI’yı, İstiklâl Marşı’mızın yazarı Mehmed Âkif ERSOY’u, Reşat Nuri GÜNTEKİN ve daha nice söz ustalarımızı" deniyor. Yoksa Yahya Kemal'in şairliğini hatırlayıp Ersoy'unkini unutmak yazıyı kaleme alanın yaptığı bir 'gaf' kesinlikle değildir. Gerçi sadece yazarlığı kastedilmiş olsaydı da bu yanlış olmazdı...Üstad Ersoy şiirlerinin yanı sıra hikaye, anı, söyleşi gibi kitapları da olan bir edebiyat ustasıdır. Saygılar...
Beğen
Cevapla
Toplam 3 beğeni
-
erdal_
14 yıl önce
Şikayet Et
markalar. o yazdığın yabancı markalar bizde erbilde münihte türkçe tabelalarla karşılaşıyuruz ne var bunda ayrıca her şey kısalmış istanbul eskişehir yolu dahi kısalmış mrb.slm niye kısalmasın kardeş
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle