İzmir
- GİRİŞ01.12.2009 10:16
- GÜNCELLEME01.12.2009 10:16
İzmir benim ilk aşkımdı. İzmir'e aşık olmak, en azından benim neslim için, nadir rastlanan bir hal de değildi.
Akranlarımın pek çoğu, sahip oldukları vasıflara uygun iş bulamayacaklarını bile bile, diplomalarını alır almaz İzmir'e döndüler. İzmir'de yaşamak, vasıflı bir işe, yüksek bir gelire, janjanlı bir istikbale sahip olmaktan daha mühimdi yani.
Ne kadar çok sayıda olurlarsa olsunlar, ne kadar birbirlerini andırır görünürlerse görünsünler, her aşk nevi şahsına münhasır bir hikayedir. Her aşığının İzmir'i tarifi başka başkadır yani. İzmir'in aşıkları, yıllardır, başlarını can çekişen İzmir'in göğsüne koymuş, İzmir'in acısını İzmir'le birlikte yudumluyorlar. Çıtları çıkmıyor, çünkü biliyorlar, mevzubahis olan kavga ise gerisini teferruat olarak gören bir yığın zibidi var. Kavgayı sürdürebilmek için vatanı ve İslam'ı bile bozuk para gibi harcayabilir olanlar, İzmir'in acısının önünde elbette duraklamayacak, İzmir'i de kavgalarına malzeme edecekler.
Nitekim duraklamadılar, ilk fırsatı şehvetle tükettiler.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol