Rakı sofrasında iftar

  • GİRİŞ16.08.2011 09:17
  • GÜNCELLEME16.08.2011 09:17

Ramazan'ın ilk günü Beyoğlu'ndaydım.

Ağa Camii'nin önünden geçerken akşam ezanı okunuyordu. Adımlarımı hızlandırdım.

Bereket, Borsa ve Afacan lokantalarının önünde kuyruk vardı.

Galatasaray Lisesi'nin tam karşısında bulunan Çiçek Pasajı'nı geçip Balık Pazarı'nın bir ucundan girdim, öbür ucundan çıktım, Merih Restaurant'ı gördüm.

Merih Restaurant bence Beyoğlu'nun en kral mekânıdır.

Kapının önüne atılmış masalarda insanlar peynir, kavun, haydari, acılı ezma, patlıcan salatası vesaire eşliğinde demleniyorlardı.

Masalardan birine garsonlardan dördü oturmuş, büyük bir aceleyle iftar ediyorlardı.

İçeri girdim.

Oruç tuttuğumu bildikleri için önüme derhal hurma, Ramazan pidesi, bir şişe soğuk su koydular; hemen ardından yayla çorbası, çoban salatası, cacık, kavun ve karpuz getirdiler.

Yan masada Vartan Ağabey ve lokantanın sahiplerinden Sabri Ağabey karşılıklı oturuyorlardı.

Vartan Ağabey Samatyalı bir Ermeni'dir. Ermenilere mahsus kuyumcu ustalığı mesleğinin son temsilcilerindendir.

Sabri Ağabey Rizeli'dir, 1972'de ailesi tarafından kurulmuş bu mekânı ağabeyi ve kuzeniyle beraber işletir.

Vartan Ağabey ağır ağır rakısını yudumlarken Sabri Ağabey hızlı hızlı çorbasını kaşıklıyor ve önündeki salatayı çatallıyordu.

Sabri Ağabey, Vartan Ağabey'in rakı sofrasında iftar ediyordu.

Veya Vartan Ağabey, Sabri Ağabey'in iftar sofrasında kandili söndürüyordu.

Diğer masada İskenderunlu bir Keldânî, anadili Arapça olan bir Katolik olan 80'lik Vensan Amca oturuyordu. Beni gördü, elini sallayıp 'Allah kabul etsin' dedi.

***

Hayrettin Karaman hocanın galiba epeyce yanlış anlaşılan Tahammül mü Hoşgörmek mi? yazısından sonra gündeme gelen sorulara

Müslümanlar ve 'müslümanlar gibi yaşamayanlar' ayrı gettolarda mı hayatlarını sürdürmeliler? En azından ayrı mekânlara mı 'takılmalılar'?

Müslümanlar, kendileri gibi yaşamayanlara karşı tavırları hoşgörü mü yoksa tahammül mü olmalı?

Nâçizane şu cevapları ürettim:

1-Müslümanların nasıl yaşadığı tam olarak belli değil. İçki içip oruç tutan Müslümanlar, oruç tutmayan Müslümanlar, beş vakit namaz kılmayıp sadece Cuma ve taravih namazını kılan Müslümanlar, sadece Bayram namazını kılan Müslümanlar, beş vakit namaz kılıp mini etek ve bikini giyen Müslümanlar... Bunlar aynı ailenin içinde bile bolca mevcut. Herbirine ayrı mekânlar mı tahsis edeceğiz?

2-Üçüncü milenyumun kozmopolit toplumunda, bize benzemeyenden ayrı bir hayat kurmamız mümkün değil. Kendimize Müslüman mahalleleri kursak; başkalarıyla ticaret yapmak, iş kurmak, aynı okula gitmek, bilgi alışverişinde bulunmak, aynı otobüse binmek zorundayız.

3-Kaldı ki kardeşimiz, çocuğumuz bile bize benzemiyor.

4-Bizim gibi yaşamayanlara tavrımız hoşgörü mü olmalı tahammül mü? Fazlaca romantik veya naiv kaçacak ama, sevgi olmalı. Daha güzel bir dünya hayal ediyorsak, başka çaremiz yok zaten.

***

Müslüman erkekler bütün gün tevekkülle oruç tutup neşeyle iftarlarını ettikten sonra kahveye koşup okey, pişpirik, ellibir oynamaya başlarlar.

Biraz daha dindar olanlar teravihi kıldıktan sonra kahveye intikal ederler.

Ramazan'da kahvehaneler sahura kadar açıktır.

Müslüman mahallesinde Ramazan ayı, bütün mâneviyyetinin yanı sıra, mübârek kumar ayıdır.

***

Bektaşî adamın birini Ramazan günü şarap içerken görür.

'-Ne yapıyorsun birader?' diye sorar şaşkınlıkla. Adamcağız:

'-Yâhu ben Hristiyanım' diyerek yatıştırır baba erenleri

Bektaşî'nin yüzünde hasret dolu bir tebessüm belirir:

'-Ulan dîninin kıymetini bil!'

****

Bektaşî denilen tipin tarihimizde vâroluşu,

1-Atalarımızın oldukça hoşgörülü (veya tahammül sınırlarını zorlayan) bir İslâm anlayışı olduğunu,

2-Tek bir İslâm anlayışı olmadığını (ve olamayacağını) gösterir.

***

Benden daha çok Müslüman olan okuyucular, bu yazıya herhalde kızacaklar.

Oruç dışındaki ibâdetlerde son derece zayıf bir Müslüman olarak, Neyzen Tevfik'in mısrâlarıyla savunayım kendimi:

'Senin aşkınla gönlüm sütlimanlık yâ resûlallah!
'Kalın geldi fakîre Müslümanlık yâ resûlallah!'

Psikiyatri Uzmanı Dr. Oğuz Tan - Haber 7
oguztan@mcaturk.com

Yorumlar12

  • Feraset 3 yıl önce Şikayet Et
    Üsküdar Üniversitesi’nde hocalık yapıyordu yanılmıyorsam.Güzel,akılcı ve espirili anlatımı olan hocamızın yazısını anlayanlar kitaplarını okumuş olurlar genelde.İnternette diğer söyleşi ve makaleleri de okunası güzel yazılar.Burda ne demek istediğini diğer yazılarını okuyup tanıdıkça daha iyi anlayacaksınız...Hemen yaftalamayın!
    Cevapla
  • Aynur 3 yıl önce Şikayet Et
    Kitapları da var psikoloji okuyanlar veya psikolojiye merakı olanlar zevkle okuyacaklardır.Genel kültür olarak da bilgi sahibi olabilirsiniz.
    Cevapla
  • nihat_ 12 yıl önce Şikayet Et
    Gereksiz. Hangi amaca hzmet ettiği bell olmayan gereksiz saçma sapan bir yazı. bu toprakta 1000 yıllardır bu millet iç içe yaşıyor zaten. Beyoğlu müslümanlara kapalı bir bölgemi ki oraya özel izinle girmiş bir gazeteci izlenim aktarıyorsun. Yarında karaköy zürefa sokakta namaz kılarsın sen şimdi bu kafayla.
    Cevapla
  • muhammed erkal 12 yıl önce Şikayet Et
    hoşgörü kemalist lugatın aldatmacasıdır.... nasıl daha dinsiz yaşayabiliriz...nasıl maneviyatı reddedebilirizin diğer bir açıklamasıdır...böyle böyle dinsizliği kanıksayıp saygı ve özendiren birşey olarak algılayacak çocuklarımız...sonra bir bakmışız ki camilerimizin tepesinde altıok...tahammül sınırlarımızı genişletirsek olacak budur...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • gurbuz gurbuz 12 yıl önce Şikayet Et
    alkol servis edilen yere girmek, oturmak... Hocam liberallesecem diye fazla kasmaya gerek yok. Aksama kadar Allah'in emrini yerine getir aksam alemcilerin bulundugu ortamda yemek ye! Baska lokantami yok? cokmu caresizsin? Tamam icen icsin, kendi sorunlari ama sen o ortamda ne geziyorsun? Dinen caiz mi sence? Fuhus yuvasina gidip iftar edermisin? zina ve alkol ikisi de yasak degilmi!!!!
    Cevapla Toplam 7 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat