Kılıçdaroğlu'na söylenen: Öğren de gel!..

  • GİRİŞ17.05.2013 09:18
  • GÜNCELLEME17.05.2013 09:18

Brüksel'de katıldığı Avrupa Parlamentosu sosyalist Grup Toplantısı'nda, Başkan Hannes Swoboda ile yaptıkları ortak basın toplantısı sonrası Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri sebebiyle ciddi bir kriz yaşandı, biliyorsunuz.

"Reyhanlı'da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan'dır…" şeklindeki sözlerle yetinmeyip; Esed ile Erdoğan'ın “baskıcı” olduklarını ve aralarında “ton farkı” bulunduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu'nun, “Ne fark var aralarında demokrasi açısından?” diye sorması, Brüksel'deki krizi başlatan sözler.

Brüksel'den gelen haberlere göre; Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grubu, rahatsızlık veren açıklamaları sebebiyle Kılıçdaroğlu'ndan özür beklemiş, ancak bu talep kabul görmeyince de, tasarlanan görüşmeler iptal edilmiş.

CHP tarafından yapılan açıklamalar, görüşme iptali ile ilgili değişik yorumlar içeriyor olsa da; AP Sosyalist Grup tarafından yapılan açıklamalar, açık ve kesin.

Kılıçdaroğlu'nun aynı basın toplantısında söylediği, "Silahlı radikal unsurları Türkiye'de besleyip, cebine para koyup, eline silah verip Suriye'ye göndermek ne zamandan beri Türkiye'nin, başbakanın işi oldu?..” şeklindeki sözlerin krizde herhangi bir payı var mı, bilmiyoruz. Ama Türkiye'nin Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı sıfatını taşıyan bir kişinin, hangi şart altında olursa olsun, böyle konuşmaması gerektiğini herhalde çocuklar bile bilir.

CHP Genel Başkanı, Avrupa Parlamentosu macerasının ardından, çoğu köken olarak Afyon Emirdağlı olan Türklere hitap ettiği bir toplantıda: "Burada çoğunuz kendi çıkarınıza da olsa sol, sosyal demokrat partilere oy veriyorsunuz. Türkiye'de niye sağ partilere oy veriliyor? Neden? Yakınlarınıza bu soruyu sorun" demiş.

Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürmüş: "Emirdağ'a gittiğimde ben onlara sordum. 'Sorun' dedim Belçika'ya, oradakiler hangi partiye oy veriyor, siz hangi partiye oy veriyorsunuz? Değiştireceğiz dünyayı. Yenileyeceğiz dünyayı. Görüşlerimizi değiştireceğiz. Ufkumuzu genişleteceğiz. Daha güzel, daha müreffeh, daha aydınlık, daha özgürlükçü bir Türkiye'yi yakalamak için."

Kılıçdaroğlu, Brüksel ve Emirdağ'dan cevap bekliyor olmalı. Cevap gelir mi, gelirse de anlayabilir mi, ayrı bir mesele. Ancak, gerek Brüksel ve gerekse Emirdağ'dakiler, muhtemelen şöyle düşünüyor olabilirler: “Hele şu görüşlerinizi bir değiştirin ve ufkunuzu bir genişletin, görüşürüz.”

Bize öyle geliyor ki, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ile yapacağı görüşme iptal edilmemiş olsaydı; sol bir partinin, ama esas olarak da bir ana muhalefet partisinin nasıl olması gerektiği konusunda epey bir bilgi alabilirdi.

Swoboda'nın krizin perde arkasını anlatma sadedinde söyledikleri, oldukça ilgi çekici ve bilgi verici:

 “CHP başkanı ile bir toplantımız gerçekleşti, orada belli iddialar vardı ve bunlar kabul edilemez iddialardı. Esat ile Erdoğan'ı kıyasladı, politikalarının benzer olduğunu söyledi, kişiliklerini ve temsillerini karşılaştırdı Türkiye bağlamında. Bu kabul edilemezdi. Ben de toplantımızı iptal ettim…

İnsanlarını öldüren bir insanla bir liderle, kan akıtan bir diktatörle karşılaştırıyorsunuz. Sayın Erdoğan'ın böyle olduğunu söylemek çok doğru değil. Doğruları söylemek durumundasınız. Kritisizm yapabilirsiniz, Ak Parti'yi eleştirebilirsiniz, ancak bunu boyutlarından çıkarmamak lazım. Kıyaslarken doğru kıyaslamalara gitmek lazım...

Kılıçdaroğlu ile bu süreci nasıl ilerletebileceğimizi CHP ile kendi grubumuz arasındaki ortaklaşa çalışmaları tartışacaktım. Ancak CHP'nin geçmişte kendi fikirlerini öne sürmemesi söz konusu oldu, anayasa ile ilgili, Kürt sorunu ile ilgili pek çok konuda fikirler üretmedi. Türkiye'nin ciddi ve güçlü bir muhalefet partisine ihtiyacı var, her ülkenin böyle bir partiye ihtiyacı var. CHP'nin güçlü bir muhalefet olmasını istiyoruz. Bu bizim tartışacağımız konu olacaktı. Belki de bu tartışmalara devam edebiliriz ilerleyen zamanlarda. Ancak benim tartışma için belirli standartlarım ve seviyelerim var.”

Evet, anlaşılan CHP Genel Başkanı'nın öğrenmesi gereken çok şey var…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat