Böyle bir soruya verilebilecek kestirme cevap, ‘olmaz böyle şey' olur muhakkak. Ancak, memleketimizdeki bir siyasi parti, bu türden bir politika izliyor ve bunun prim yaptığını da düşünüyor olmalı ki, iktidar hayalleri bile kurabiliyor.

Tuhaf bir soru gibi dursa da sormak gerek: Şu anda ana muhalefet partisi konumunda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi'nin, herhangi bir zamanda yapılacak bir seçimde birinci parti olmak ve iktidara gelmek gibisinden bir hedefi, hakikaten yok mu acaba?

Böyle bir hedefin olup olmaması, öncelikle bu parti mensupları ve tabii ki o partiye oy verenlerin ve vermeyi düşünenlerin meselesi. Ancak, aklın ve mantığın gerektirdiği gibi hareket etmemekte kararlı gözüken bu partinin, niçin hala var olduğunu, ne yapmak istediğini anlamakta güçlük çekiyor insan.

Başörtüsü meselesi, bazı milletvekillerinin ‘TBMM'ye artık başörtülü devam edeceklerini' açıklamaları ve beklendiği üzere, CHP cenahından buna itiraz sesleri yükselmesi ile tekrar gündeme geldi.

Halkının yüzde 99'u Müslüman olup, kadınlarının da yaklaşık yüzde 70'inin başörtüsü kullandığı bir memlekette, ‘hanım milletvekillerinin TBMM'ye başörtülü olarak girmemeleri gerektiğini' söylemek, artık iyice zor bir. Ancak CHP'liler bol ama'lı cümleler kurarak ve tabii kelime ve kavramlara taklalar attırarak, bunu söylemeyi becerebiliyorlar. “Örtünmek kadını aşağılayan, eşitsizleştiren bir olgudur” gibisinden saçmalamalarda bulunanları, saymıyoruz bile.

İsminde her nasılsa ‘halk' kelimesi de bulunan ana muhalefet partisinin, halkın kahir ekseriyetinin tasvip ettiği bilinen bir davranışa karşı çıkması, temel olarak ‘biz bu memlekette iktidar olmayı hayal bile etmiyoruz' demekten başka bir şey değil aslında.

CHP zihniyetinde olanların yasağı savunmak için kullandıkları, devlet kademelerinde görev yapacak başörtülü hanımların, başı açık olanlar aleyhine ayrımcılık yapabilecek olmaları ihtimali, milletvekilleri konusu ile ilgili olarak yine gündemde.

‘Peki ama, bu durumda başı açık kamu görevlilerinin, başı kapalı olanlara aynı şekilde davranmayacaklarının garantisi ne?' şeklindeki bir soruya verebilecek cevapları olmadığı için, böyle bir tezin herhangi bir mana ifade etmediğini çoktan biliyor olmalılar. Ancak, mutlaka itiraz etmeleri gerektiğine inandıkları ve söyleyebilecekleri başka bir şeyleri de kalmadığı için, tekrar bu bahanenin arkasına sığınmaya çalışıyorlar.

Objektif olarak bakıldığında, Türkiye'de siyaset yapan bir parti ve mensupları için kesinlikle kabul edilemez bir tavır olan başörtüsü yasağı taraftarlığı, CHP'de odaklanmış, aidiyet problemi yaşayan birileri açısından normal bir hal. Ancak mesele galiba bunun biraz daha ötesinde.

Başörtüsü ile alakalı olarak yayılmasına çalışılan korku senaryoları; ‘bu başörtülüler bir gün bütün başı açık kadınların başlarını kapatacaklar' şeklinde formüle ediliyor, malum. Türkiye gibi bir ülkede, düşünülmesi bile akla ziyan bu türden kaygılara kapılabileceklerin sayısı, herhalde marjinal düzeydedir.

Başörtüsü yasağında ısrarlı olanlar, başörtüsü takmanın bir gereklilik olduğuna inananların sayısının gün geçtikçe artıyor olmasından kaygı duyuyor olmalılar. Yasakların tamamen kalkması ile, topluma rol modeli olabilecek kadınların da başörtüsü kullanacak olmalarının, bu seyri olumlu yönde etkileyeceğini biliyorlar.

Başörtüsüne bu kadar şiddetle karşı çıkmalarının arkasında, kendi çevrelerinden hanımların da başlarını kapatma kararı alabilme ihtimalinin, ciddi bir rolü olmalı. Bu konuda şedit davranan CHP'li hanımlar da, ‘bir gün başörtüsünün kullanılması gerektiğine biz de inanır ve takabilir miyiz acaba?' şeklinde düşünüyorlardır muhtemelen. Olur mu demeyin; neden olmasın?..

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com