Meğer tartışılacak bir şey yokmuş!
- GİRİŞ11.11.2013 08:42
- GÜNCELLEME11.11.2013 08:42
Tabii bunu söylerken, Başbakan'ın kendilerine tuzak hazırladığını ilave etmeyi de unutmadı. İyi de, o zaman niçin günlerce hayat tarzlarına müdahale başlığı altında bu sakızı çiğneyip durdular ki?..
Öğrenci evleri ile ilgili tartışmayı, hayat tarzlarına müdahale noktasında değerlendirenler, meselenin ciddiyetini anlamamış olanlardı. Var olsa bile marjinal düzeyde olan bir vakayı genelleştirerek, ‘isteyen kız ve erkek öğrenciler aynı evde tabii ki kalabilir, bu bir özgürlük meselesidir ve devlet, hatta anne baba dahil bu işe kimse karışmamalıdır' şeklinde dillendirilen itirazların nereye doğru gittiğini ve toplum tarafından nasıl algılandığını fark edince de çark ederek; ‘kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde kalmalarına biz de taraftar değiliz' demek ihtiyacı hissettiler… Hoş geldiler de, daha önceleri nerelerde dolaşıyorlardı…
Başbakanın birtakım duyumlardan hareketle söylediği sözler üzerine başlayan tartışma, başta siyasiler olmak üzere birçok kişinin bazı konularda bilgi sahibi olmasının yolunu açtı hiç değilse. Memlekette yurt açığı olduğunu, kız ve erkek öğrenci yurtlarının ayrı kampüslere taşındığını, çeşitli illerimizde özel öğrenci yurtları işletildiğini ve bunların çeşitli şekillerde denetlendiğini, kız ve erkek öğrencilerin kiraladıkları evlerde kız kıza, ya da erkek erkeğe kaldıkları, geniş bir kesim tarafından öğrenildi.
Tartışmalar, istisna düzeyde de olsa kız ve erkek öğrencilerin beraber kaldıkları rivayet edilen evler üzerineydi. Normal şartlar altında olmaması gerektiği düşünülen bu tür evler için, Başbakan Erdoğan bazı şikayetler alındığını ve mevcut mevzuatın izin verdiği ölçüde gerekenin yapılacağını, gerekirse hukuki bazı düzenlemelerin gündeme gelebileceğini söylemişti.
Konunun tartışılması sırasında, işi hayat tarzına müdahale zeminine oturtmaya çalışanlar, marjinal bir durumu normal olarak kabul ettirme gayretinde olanların değirmenine su taşıdıklarının farkına vardılar nihayet.
CHP Genel Başkanı'nın ‘kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmaları da ne demek, olmaz böyle şey, tabii ki biz de buna karşıyız' şeklindeki son açıklaması ile birlikte gelinen nokta şu: Ortada tartışılacak bir mesele yokmuş meğer!
‘İyi de, kız ve erkek öğrencilerin bir evde beraber kalmasını savunan ve buna karşı çıkanlara yüklenip duranlar kimdi?' diyecek olursanız; cevap şu: ‘Onu söyleyen gitti!'.
Geçtiğimiz aylarda yapılan ve aslında Batı ülkelerine nazaran oldukça eksiklikler içeren içki satışları ile alakalı düzenlemelere karşı çıkanlar meselesinde olduğu gibi, iktidar karşıtlığı temelinde muhalefeti de yanlarına alarak, bir hayat tarzını hepimize dayatma niyetinde olanlardı onlar. ‘Canımızın istediği her yerde ve canımızın istediği her zamanda içki bulabilmeliyiz' o zamanki talepleriydi. Son olayda ise, ‘her şey bizim istediğimiz gibi olmalı ve özellikle kız öğrenciler herhangi bir erkekle aynı evi paylaşmaları konusunda bir problem olmadığını düşünmeli' tezini hakim kılmaya çalışıyorlardı. Ve unutmayalım, şimdilik -mecburen- kenara çekilmiş olsalar da, yakında bir vesileyle yeniden ortaya çıkacakları, kesin…
İşin garibi tekrar ortaya çıktıklarında da, muhalefet bir süre yine onların değirmenine su taşır ve sonunda işin farkına varınca da, hizaya gelirler… Başbakan'ın kendilerini tuzağa çekmeye çalıştığını söylemeyi de ihmal etmezler, tabii olarak…
ekremkiziltas@gmail.com
Yorumlar5