Güzel şeyler oluyor arkadaşlar…

  • GİRİŞ24.10.2012 08:18
  • GÜNCELLEME24.10.2012 08:18

Bir açıdan bakıp, ‘durum vahim' diyenler var elbette. Ama başka bir açıdan bakıp, ‘durum son derecede iyi' diyenler de var.

Çok kötü ile çok iyi arasında bir yerlerdeyiz yani… Sıfırla sonsuz gibi…

Kurban Bayramı geldi. Bayram yaklaşırken, birtakım sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerindeki yoğunluk da alabildiğine artmış durumdaydı. Bugün itibariyle, Türkiye ve Avrupa'da kurulu yardımlaşma derneklerinin mensupları ve gönüllüleri, kurban kesimini organize edecekleri bölgelere ulaştılar ya da ulaşmak üzeredirler.

Türkiye ve Avrupa merkezli yardım kuruluşlarının, Kurban Bayramı dolayısıyla kurban kesim ve dağıtımı yapacakları ülke sayısı herhalde 100'ün üzerindedir.

Kurban Bayramı'nda gidilen/gidilecek coğrafyalarda, belki hayatında ilk kez kurban eti tadacak insanlar var. Bu sayede gidilen bölgelerdeki Müslümanlara, başka yerlerde de Müslümanların olduğu ve onların kendilerini unutmadıkları, unutmayacakları mesajı da götürülmüş olacak ki, belki de en önemlisi bu.

Kurban Bayramı'nı bir tatil, Güney sahillerimize doğru yolculuk fırsatı olarak değerlendirilecek bir zaman dilimi olarak görenler dudak bükseler ve hatta ‘memleketin fakiri mi yok kardeşim' şarkısını terennüm etseler de, yardım kuruluşlarının gönüllüleri, büyük bir aşk ve şevkle dünyaya dağıldılar bile.

Asya'da, Avrupa'da,  Amerika'da ama özellikle de Afrika'da, on binlerle ifade edilecek Müslümanın kurbanları vekaletle kesilecek ve oradaki kardeşlerimize ulaştırılacak… Sadece Müslüman kardeşlerimize değil, belki misyonerlerin tesiri ile dinlerini değiştirmek zorunda kalmış ya da henüz bir dinle tanışmamış topluluklara da…

Birkaç sene önce, Orta Afrika'da bir yerde kurbanlık satın alınan bir kabile mensupları, yakınlardaki kabilelere dağıtılan etlerden sonra kendilerine de et getirilince, şaşırmışlar. Hayvanları sattıkları insanların kendilerine et vermesine akıl erdirememişler.  Kurban kesmenin ve etlerini ihtiyaç sahibi olanlara dağıtmanın İslam Dini'nin bir gereği olduğu söylenince de, İslam'ı öğrenmek istemişler ve anlatıldığında da, topluca Müslüman olmuşlardı. 

Kim bilir, Afrika'nın bir yerlerinde, parasını verip kurbanlık alan Müslümanların, kendilerine de kurban eti vermesine şaşıracak ve ‘bu ne iştir' diye soracak animist (puta tapan) bir kabile daha, kurban ve İslam konusunda anlatılanlar üzerine, Müslüman olmayı seçecek belki de…

Gidilen yerlerdeki insanlar, dünyanın kendileri ve Hıristiyan olmaları için çalışan beyaz misyonerlerden ibaret olmadığını; başka coğrafyalarda onları düşünen Müslüman kardeşleri olduğunun farkına varacaklar mutlaka. Belki de böylelikle inançlarına daha sıkı bir şekilde sarılacaklar.

Gidenler, oraların durumunu görecek ve yapılabilecek başka şeyler konusunda bilgi sahibi olacaklar. Bunun ardından değişik konularla ilgilenen yardım kuruluşlarına konu aktarılacak ve belki oralarda su kuyusu açılması, sağlık tesisleri yapılması ve ihtiyaç hissedilen başka bazı hizmetler sağlanacak…

Belki farkındasınız belki de değil; ama bunlar oluyor ve sizler destek oldukça da olmaya devam edecek.

Ne diyorduk, tamam canımızı sıkacak, moralimizi altüst edebilecek gelişmeler var tabii; ama unutmayalım ki, güzel şeyler de oluyor arkadaşlar…

Mübarek Kurban Bayramınızı şimdiden tebrik ediyor, Ümmet için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. 

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar1

  • Sabit Kal 13 yıl önce Şikayet Et
    hayat iman ve cihattır, öyleyse kötü ile iyi bir arada ve paralel yürümek zorundadır.. önemli olan sadece bir tarafa dönerek karamsar, öte tarafa dönerek karsayar olmamaktır. hayatın her anında iyilik ile kötülük synchron gelişir ve müdahele simultan yapılmalıdır. bu dünya imtihan dünyası olduğuna göre iyiliğe giderken kötülükle karşılaşmak, kötülüğe gayret edince iyilik görmek, hayatın ve imtihanın cilvelerindendirki, herkes mesuliyeti, itikadı, gayreti oranında imtihana tutulabilsin. hiç bir iyilik ebedi, hiç bir kötülük kadim değildir. şuur, bunlara biçilen sürenin bitimine kadar, sabır veya tasarrufla hayata yaklaşma biçimimize şekil verir. dünya'yı ebedi kalınacak bir cennet veya ilelebed ızdırap çekilecek bir cehennem olarak damgalayanlar, yanlış yerde olduklarını anlayıncaya kadar süreye sahip olurlarsa, kendilerini asıl o zaman mutlu addedsinler.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat