Demek böyle de olabiliyormuş!..

  • GİRİŞ28.11.2012 09:02
  • GÜNCELLEME28.11.2012 09:02

Yönetmeliğe göre: Kız öğrenciler, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur'an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilecek…

İşte bu!..

Demek ki olabiliyor; ‘yönetmelik' hazırlanırken, muhatap olacak insanların değerleri de hesaba katılabiliyormuş demek ki.

Ah bu yönetmelikler!.. Neler çekmiştik onlardan…

Anayasa, kanunlar ve dahi tüzüklerde olmayan birtakım yasaklar; saydığımız bu temel metinlere aykırı ve üstün olmaması gereken yönetmeliklerdeki maddeler arasına gizlenerek uygulanmıştı yıllarca.

Başörtüsü yasağı Anayasa'da yoktu ve olamazdı zaten.

Kanunlarda da böyle bir yasak olmadığı gibi: “Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydıyla, yüksek öğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir” şeklinde bir hüküm mevcuttu. Ancak buna rağmen, YÖK tarafından vaktiyle çıkartıldığı rivayet edilen bir yönetmelik bahane edilerek, üniversitelerde yıllarca başörtüsü yasağı terörü estirilmişti.

Askeriyeye ait çeşitli mekanlar, başörtüsü ve buna ek olarak sakal yasağının çok daha sıkı bir şekilde uygulandığı yerlerdi. O kadar ki, ordu evlerinde nişan ya da düğün yapanların başörtülü ve sakallı yakınları, yaşlı bile olsalar törenlere alınmıyorlardı.

Çocuklarının nişan ya da düğünlerini, ordu evinin karşısından seyretmek durumunda kalan gözleri yaşlı anne, baba ya da yakınlar ilgili zevatın pek umurunda değildi… Yönetmelik ve yönergeleri uyguluyorlardı sadece…

 Bu konuda yaşanan en ciddi olaylardan birisi de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın, Kasım 2007'de hasta ziyarete için gittiği GATA'ya alınmamasıydı.

Başbakan eşini hasta ziyareti için gittiği GATA'ya almamanın bahanesi de yönetmelikti…

İmam-Hatipler de başörtüsü yasağından nasibini almış ve bu yasak da, MEB'in Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ne dayandırılmıştı. Yönetmelik, birtakım kurallara uymayan öğrencilere tekdir, kınama, okuldan geçici olarak uzaklaştırma gibi cezalar öngörüyor olsa da; uygulama tek tipti: Başı örtülü çocukları okullara almamak!

Yönetmelikte başka birçok madde de vardı tabii olarak. Ancak uygulayıcılar, ‘Okul içinde baş açık, saçlar temiz, düzgün taranmış olur' şeklindeki kural konusunda çok hassas idiler.

Aynı yönetmelikte; “Kız öğrenciler: (…) vücut hatlarını belli etmiyecek şekilde, yırtmaçsız, kolsuz ve diz kapağını örtecek boyda bir forma giyerler” şeklinde bir bölüm de vardı mesela. Ancak kimsenin aklına uygulamada bu hususlara da dikkat etmek gel(e)miyordu.

Yönetmelikte olmayan ilgi çekici başka bazı uygulamalarla da karşılaşıldı: Okullarına başı örtülü olarak girmek isteyen küçük yaştaki kızlarımız, otobüslerle uzak semtlere götürülüp rastgele sokaklara bırakılıyorlardı mesela…

Küçücük çocukların evlerine nasıl gidecekleri, merak içerisindeki ailelerin neler çekecekleri gibi hususlara kafa yoran da yoktu.

Evet, yönetmeliklerden; daha doğrusu yönetmelikleri ensemizde boza pişirmek için kullanan yasakçı zevattan çok çekmiştik…

Üniversitelerde artık başörtüsü meselesi yok…

Yapılan birtakım düzenlemeler sayesinde, askeri tesislerde de rahatlamalar var.

Yenisi yayımlanan yönetmelikle, İmam-Hatiplerde okuyan kızlarımızın başlarını örtmeleri konusundaki sıkıntılar, mevzuat olarak da giderilmiş bulunuyor…

Darısı, diğer okullarda okuyanların ve tabii ‘kamusal' görevlerde bulunup da başlarını örtmek isteyenlerin başına… 

 

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar1

  • hursit dilaver 13 yıl önce Şikayet Et
    aşağıda ataya nasıl cevap vereceğiz. ama laiklik elden giderse, ne edeceğiz o zaman. aşağıda ataya nasıl hesap vereceğiz .ata bize kızmayacak mi.. size böyle mi bıraktım demiyecek mi..her 10 kasımda bana geldiğinizde yalan mı yazıp konuşuyordunuz..derse ne edeceğiz...yaa..di mi..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat