II. Abdülhamid'den öğreneceklerimiz var…

  • GİRİŞ11.02.2013 08:21
  • GÜNCELLEME11.02.2013 12:39

Bugünden geriye baktığımızda gözüken en ilgi çekici tablolardan biri, kendisi ile aşağı yukarı aynı kanaatte olan -ya da olması gereken-, dönemin İslamcı aydınlarıMehmet Akif Ersoy, Bediüzzaman Said Nursi, Babanzade Ahmet Naimgibi isimlerin bile Sultan'la ters düşmüş oldukları gerçeğidir.

Tahttan indirilme olayı ve İttihatçılar'ın gerçek yüzünü görmenin ardından, bu kategorideki bazı isimler yanlış yaptıklarının farkına varır ve pişmanlıklarını bir şekilde dile getirirler. Rıza Tevfik Bölükbaşı'nın meşhur Sultan Abdülhamid Han'in Ruhâniyetinden İstimdat' şiiri, bunların en bilinen örneğidir.

‘Ahrardan olup, istibdada tahammülleri olmadıkları' bilinen bu kişilerin, Abdülhamid Han'la neden ters düştükleri; ya da hayata aynı şekilde baktıkları halde neden bir noktada buluşamadıkları, önemli. Ancak konumuz bu değil.

31 Ağustos 1876'da Osmanlı tahtına çıkan ve 33 yıl görevde kaldıktan sonra 27 Nisan 1909'da indirilen Sultan II. Abdülhamid Han'dan sonra, Devlet'in daha fazla dayanamadığı ve işbaşına gelenlerin basiretsizliği sebebiyle kısa bir süre sonra parçalandığı malum.

Sultan'ın başta bulunduğu dönemde neler yaptığı ve bunları niçin yaptığı, bugün bile, gerek yöneticilerimiz ve gerekse aydınlar açısından derslerle dolu.

Sultan'ın Hatıra Defteri'nden alıntıladığımız aşağıdaki satırlar, çöküş aşamasına gelmiş olsa da, Osmanlı'nın nasıl 33 yıl boyunca ayakta tutulabildiğini anlamamıza yardımcı olabilecek hususlar içeriyor:

"Amerika'da genç ve kuvvetli bir devlet doğmuştu, İspanya, müstemlekelerinden (sömürgelerinden) sürekli olarak çıkarılıyordu. Dünyâ yahûdîleri teşkilâtlanmıştı. Mason locaları yolu ile arz-ı mev'ûdun peşine düştüler.

Apaçık görüyordum ki, Avrupa'nın büyük devletleri kendi aralarında dünyâyı bölüşmeye çıkmışlardı. Bölüşülecek ülkeler arasında Osmanlı mülkü de vardı. Ben bu kuvvetlerin önünde tek başına duramazdım. Yapabileceğim tek şey, aralarındaki rekabetten yararlanıp, her birine daha büyük lokma ümidi dağıtarak birini ötekine düşürmekten ibaretti.

Yine apaçık görüyordum ki, Almanya'nın kurulması ile bozulan Avrupa dengesi, eninde sonunda bu büyük devletleri birbirine düşürecekti. Eğer o güne kadar memleketimi parçalanmaktan kurtarabilirsem, o çatışma koptuğu zaman, kümelenmelerden birine katılıp öteki tarafı kırmakla varlığımızı koruyabilirdim.

Büyük devletlerin İstanbul'da yaptıkları konferans sırasında niyetlerinin, iddia ettikleri gibi Hıristiyan tebeanın hukukunu te'mini değil, önce muhtariyetlerini, sonra istiklâllerini te'min suretiyle Osmanlı ülkesini parçalamak olduğunu görmüştüm. Bunu, iki surette te'min etmeye çalışmaktaydılar. Birincisi, Hıristiyan ahâliyi ayaklandırıp ortalığı karıştırmak ve böylece bunlara arka çıkmak... İkincisi, bizi kendi aramızda parçalamak için meşrutî idareyi getirmek... Her iki gayeleri için de aramızda kolayca tarafdâr bulabiliyorlardı. Meşrutî idarelerin bir millî vahdet hâlinde bulunan ülkelerde kolayca işlediğini, böyle bir vahdet içinde olmayan ülkelerin bu idareye itibâr etmediğini fark edemeyen bâzı Türk münevverleri, maalesef düşmanların ekmeklerine yağ sürmekteydiler..." (Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri, İsmet Bozdağ, Truva Yayınları)

10 Şubat 1918'de vefat eden Sultan'ın, Beylerbeyi Sarayı'nda bulunurken kaleme aldığı anlaşılan hatıra defteri, tümüyle dersler ve ibretlerle dolu.

Geriye dönmek ve o zaman yapılan yanlışları düzeltebilmek mümkün değil… Ancak bugün de benzeri yanlışlara düşmemek açısından; öncelikle yöneticilerimizin, ama özellikle de aydın kesimin Sultan'ın hatıralarından öğrenmeleri gereken çok şeyler var… 

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar2

  • mevhibe inal 12 yıl önce Şikayet Et
    bölünüp, parçalanmayın... ayetine karşılık, batının böl-yönet politikası. 1897 siyonist toplantıda abdulhamit tahttan indirilecek, osmanlı yıkılacak, islam dini ortadan kalkacak nilden fırata büyük israil kurulacak yemini..mart 1917 bağdat işgalinde ingiliz general frederick stanley maude, araplara, kralım, halkım ve soylu müttefik halkı sizi türklerden kurtarıp eski zengin günlerinize dönmek ve bütün araplar birleşmesi için işbirliği yapmaya geldik...çektiği nutuk..1917 balfour decleration, kendisi eski siyonist olan benjamin freedman balfour decleration nasıl vek imin için yapıldığını anlattığı nutuk 2003 cheney in ırakı işgal etmeseydik islam birliği kurulacaktı, demesi..2004-1010 darfur dillerde sudan bölününce, nil alttan kuşatılınca, mısır-sudan-somali işbirliği bozulunca darfur da dillerden düştü....ortadoğu ve dünyadaki zulmün parası siyonistlerden, ordusu haçlılardan.....
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Burak YILMAZ 12 yıl önce Şikayet Et
    gerçektende her kelimesi çok değerli. sayın kızıltaş, sultanın alıntısındaki her kelime bile gerçekten de çok değerli.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat