No, you can't
- GİRİŞ22.06.2009 07:31
- GÜNCELLEME22.06.2009 07:31
Abant toplantılarından biri daha yapıldı, politikacılar, bilim adamları, yazarlar katıldılar. Konu her zamanki gibi "demokratikleşme sancısı", siyasi partiler, ordu, anayasa.
Açılışı yapan Bolu Valisi, konuşmasında, yeni ve "sivil" bir anayasa gerektiğini ısrarla belirtmiş (ağzına sağlık) ve de sözlerini Obama gibi bitirmiş: "Yes, we can."
Evet, yapabiliriz, demek.
Kusura bakmasın ama biz de şöyle diyeceğiz:
"No, you can't".
Daha doğrusu, cümleyi şöyle geliştirelim:
"Unfortunately, you won't be able to do it."
Hayır, yapamazsınız, ne yazık ki yapamayacaksınız, yaptırmazlar.
İktidar partisinin, bu koltuk dağılımıyla, yeni bir anayasa hazırlayıp mecliste kabul ettirecek gücü yoktur. MHP'nin "türban açılımı" falan gibi konularda verdiği destek, "samimi" değil, başbakanı zor durumda bırakmak için çevirilmiş ustaca bir manevradır. Başbakan bu tuzağa düştü, daha doğrusu, geri duramadı, adım atmak zorunda bırakıldı ve kaybetti.
Bu meclisten "sıfırdan" bir anayasa çıkamaz, çıksa çıksa "tadilat" çıkar. O da "geri döner"...
Çünkü CHP'nin en ufak bir değişiklik girişimine "şarlayacağı" ve hemen Anayasa Mahkemesi'ne gideceği bellidir.
Anayasa Mahkemesi geçen yıl, kanunları "içerik yönünden" yargılama yetkisi bulunmadığı halde bunu yapmış, yani göz göre göre anayasayı çiğnemiş, yüksek yargı yasamanın yerine geçmiştir. Bürokrasinin beğenmediği hiçbir anayasa değişikliği bu merciden "geçemez"... Bürokrasinin neleri beğenmeyeceği de bellidir. Darbe marbe tartışılıyor ya, sessiz sedasız darbe oldu bile!
Üstelik, TBMM kendini bir "kurucu meclis" yerine koyup, eskisini iptal edip sıfırdan bir anayasa da hazırlayamaz, onun da böyle bir yetkisi yoktur.
Halkoyuna başvurup, yeni bir anayasa hazırlayacak "ikinci ve paralel bir meclis" oluşturmaya çalışmak da, ihtilal demektir.
Yeni bir anayasa, hele bu basınla ve Aydın Doğan Beyefendi işinin başında olduğu sürece de mümkün değildir. Bürokrasiye şirin görünmek için taş koyacaktır.
Biz hep yeni anayasanın özgürlükçü, demokratik falan filan olmasını istiyoruz ama toplumda bunu istemeyen, istemeyecek güçleri yabana atıyoruz. Toplumda bu konuda "konsensüs" monsensüs yoktur. Faşisti bol bir memlekettir burası...
Halk, bürokrasiye kafa tutacak güce erişmiştir, ama onu "yerli yerine koyacak" gücü yoktur. Bu kadarcığı bile Türkiye için büyük bir aşamadır ama yeterli değildir.
Belki başka bir seçim döneminde, başka bir meclis tablosu oluşursa, daha kapsamlı bir tadilat...
Ama, belki... Görünür bir gelecekte yeni bir "silip süpürme" ihtimali de yoktur. İktidar partisinin oylarını yüzde ellinin üstüne çıkarma ve çatlak sesleri kesme ihtimali sıfırdır.
Üstelik anayasalar, sanıldığının ya da inandırılmak istendiğinin aksine, anlaşmayla hazırlanmazlar.
Toplumda o dönem kimin borusu ötüyorsa, anayasayı o yapar. Anayasa değişikliği, toplumda "esaslı bir altüst oluş" gerektirir. Onun ardından gelir. Şu anda kimsenin borusu bu kadar ötmüyor, ufukta bir "alabora" da görünmüyor.
Sistem, kilitlenmiştir.
Maybe another time... Maybe in other, quite different conditions, Mr. Governor.
Engin Ardıç - Sabah
eardic@sabah.com.tr
Yorumlar19
-
metin yıldırım
16 yıl önce
Şikayet Et
her zamanki gibi... süpersin abi her zamanki gibi
Beğen
Cevapla
-
altan altan
16 yıl önce
Şikayet Et
biz yapalım. hükümetin gücü yoksa halkın gücü
var.eğer toplkum yeni anayasa
talebini büyük bir miting ile
seslendirirse ne chp ne de mhp nin
muhalefet edicek gücü
kalmaz.eksik olan halk
inisiyatifidir.halk olarak yeni
anayasa talebi etrafında
örgütlenmeli ve eylem
yapmalıyız.cumhuriyet mitinglerini
de tarihe gömmüş oluruz.
Beğen
Cevapla
-
manifesto
16 yıl önce
Şikayet Et
Engin abi ne yazık ki HAKLI... Peki ne yapmalı,hiçbirşey mi yapılamaz.En azından deneyemez mi?Anayasa mahkemesinden başlamalı..
Beğen
Cevapla
-
ahmet musaoğlu
16 yıl önce
Şikayet Et
so that what can we and you do????. Yani Engin abi naapcez, memleket bu hayat bu bizimde özgürlük içinde saygın insanlar olarak yaşama arzumuz ne olacak?
Nereye gidelim?
Bazen iş için dünayanın bir ucuna gidip, uzun sürede kalıyoruz amma, sonunda kürkçü dükkanına geri dönüyoruz.
Yoksa hepten mi terkedelim?
Beğen
Cevapla
-
Şevket Yıldız
16 yıl önce
Şikayet Et
Ardıç doğru söylüyor,şuanda siyaset kilitlenmiştir. Yeni anayasayı unutun.Durumumuz aynen'Bir derman arardım derdime, derdim bana derman imiş' haline geldi.Yani bu işin çözümü bir darbedir.Belki benide salaklardan sanabilirsiniz ama ben son belgenin çıkmasına sevinmedim.Keşke darbeye teşebbüs etselerdi,işimiz daha kolay olacaktı,Ava giderken avlanacaklar ve böylece sadece ordudaki değil,bütün bürokrasideki uzantıları bir gecede temizlenecekti.Şimdi yeni bir planla devam edecekler.Orduyu temizlesek bile yargı zor.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle