Överek tuzağa çekme!
- GİRİŞ02.11.2011 06:41
- GÜNCELLEME02.11.2011 06:41
Nasıl ki insanları övmek tehlikelidir, benzer şekilde ülkeleri övmek de içinde gizli bir tehlike taşır. Hele bu övmeler, umulmadık ve beklenmedik zamanda gelirse, iyice şüphelenmek gerekir.
Geçmiş yıllarda da şahit olduğumuz üzere, Türkiye ile ‘büyük devletler’ arasında zaman zaman ‘övme seansları’ düzenlenir. Türkiye’yi idare edenler de umumiyetle bu tuzaklara düşerler. Hatta, “Bakın, siz beğenmiyorsunuz, itiraz ediyorsunuz; ama ‘büyük devletler’ bizim yaptığımızı beğeniyor ve hatta övüyor” diyerek kendilerini savunurlar.
Yerli yersiz övgüleri her zaman ihtiyatla karşılamak lâzım. Çünkü tarih şahittir ki böyle övgülerden sonra mutlaka Türkiye zarara uğratılmıştır. Bu durumun en çarpıcı misallerinden biri, birinci Irak savaşı sırasında yaşanan hadisedir. O günkü ABD yöneticileri Türkiye’yi övmüş, hatta bu konuda ABD’ye sağlanan destek neticesinde “Bir koyup üç almayı” bile vaad etmişler. Ama neticede ABD’nin Irak’a müdahalesinin maddî faturasını da biz ödedik.
Benzer şekilde 12 Eylül darbesi sonrasında dönemin darbeci lideri Kenan Evren, şahsî dostluğunu ve dolayısıyla ‘yetki’sini kullanarak Yunanistan’ın NATO’ya dönmesine müsaade etmiş ve neticede Türkiye’nin menfaatleri heder olmuştu. Sonraki yıllarda Evren de yaptığının hata olduğunu kabul etmiş, ama bu itirafın bir faydası olmamıştı.
Şimdi de benzer bir övgü fırtınası ile karşı karşıyayız. Washington’da düzenlenen “Amerikan Türk Konseyi’nin (ATC) 30. Yıllık Konferansı”nda konuşan Amerikalı yetkililer sözbirliği etmişcesine Türkiye’ye övgüler yağdırmış. Tabiî ki Türkiye’nin övülmesinden gocunacak değiliz. Ama bu övgüler hakikati ne ölçüde yansıtıyor? Yoksa bu övgülerin altında Türkiye için yeni tuzak ya da tuzaklar mı var? “Çok iyisiniz, Ortadoğu’ya ‘laik örnek’siniz, ‘Füze Sistemi’ni de kabul ettiniz. Bir de şu şu planlarımızı kabul edin!” mi denmek isteniyor?
(Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz)
Faruk Çakır / Yeni Asya
Yorumlar2