First Lady'e şok dava!

  • GİRİŞ02.05.2013 09:38
  • GÜNCELLEME02.05.2013 09:38

Fransa'da Cumhurbaşkanı eşlerine “Premiere Dame” yani İngilizce tabiri ile First Lady deniyor. Bugüne kadar genelde tüm eşler halk tarafından sevilirdi. Cumhurbaşkanı popülaritesini kaybetse bile eşlerine saygı duyuluyordu.

François Hollande 2007 yılına kadar, Sarkozy'e karşı kaybeden Segolene Royal ile 30 yıldır beraberdi. 4 çocukları vardı ve 2007'de ayrıldıktan sonra Hollande Valerie Triereweiler ile birlikte olmaya başladı.

Her nedense halk bu kadını hiç sevmedi. Tavırları, hareketleri açıklamaları hep antipatik geldi. Twitterden Segolene Royal karşı olan adayı destekleyerek tarafsız olmadığını gösterdi. Hakkında birçok dedikodu çıktı. Sağcı ve solcu bakanlarla birlikte olduğu ortaya çıktı.   

Şimdi de başı adaletle dertte. Ünlü bir işadamı hakkında kamu malını zimmete geçirmekten dava açtı. Aslında bildiğimiz klasik manada bir yolsuzluk yok. İşadamının savunduğu konu şu: madem bu kadın Cumhurbaşkanı eşi değil, madem Fransız halkı ile hiçbir bir duygusal bağı yok o halde bizim vergilerimizden istifade ederek Elysee sarayında ne yapıyor? Neden tüm gezilere katılarak masraf çıkartıyor?

Çok ilginç bir durum aslında. Mahkemenin davayı kabul edeceğini zannetmiyorum ama asıl mesele siyasilerin yolsuzlukları.

Fransa birkaç aydır skandal üstüne skandal yaşıyor. Daha önce Sarkozy'nin davalarını sıralamıştık. Diğer siyasilerde durum hiç de farklı değil. Fransız halkı artık “tous pouries” yani “hepsi çürük” moduna geçti.

Bir düşünün ki kabinenin en başarılı bakanı, üstelik bütçeden sorumlu bakan vergi kaçırıyor. Medya olayı ortaya çıkardığında herkesin gözüne baka baka yalan söyledi. Yurt dışında hesabım yok dediğinde Cumhurbaşkanı inanıp inanmadığını bilmiyorum ama sonradan ortaya çıkan 600 bin euroluk hesap (bazı kaynaklara göre 15 milyon) Fransa'da birçok şeyi değiştirdi.

Apar topar Hollande, tüm bakanların mal varlıklarını yayınlamak zorunda kaldı. 30 yıldır siyasetten başka iş yapmayanların milyoner olması çok ilginç.

Dışişleri bakanı Fabius'un 6 milyon Euro değerinde mal varlığı var. 6 bakan milyoner gözükürken en fakirleri yine göstermelik olarak orada bulunan Arap asıllı bakanların olması dikkat çekici.

Bazı siyasilerin 500 Euro değerinde araba göstermesi de dalga konusu olmaya devam ediyor. Bazı uzmanlar ise siyasilerin malvarlıklarının böyle deşifre edilmesini eleştiriyor ve Fransız halkı zenginleri çekemiyor tarzında yorum yapıyorlar.

Hayır Fransız halkının derdi siyasilerin parası değil tek istekleri bu paraların nasıl elde edildiği. Özellikle kamuyu ilgilendiren kararların alınmasında (ilaç sektörü gibi) siyasilere rüşvet verilip etki yapılıyor? Söylentilere göre birçok siyasi, özel sektöre danışmanlık yapıyor ve onların lehine karar aldırmak için lobi yürütüyor.

İnsanların peynir ekmek gibi kullandığı bazı ilaçların sağlığa zararlığı daha yeni ortaya çıkıyor. Halbuki o kadar denetimden geçiyor ve onay alıyor. O halde yukardan baskı olmadan nasıl bu ilaçlar piyasaya sürülebiliyor?

Daha geçen gün dışişleri bakanı Fabius'un borç batağında ki oğlunun 7 milyon Euro değerinde ev alması büyük tepki topladı. Kumar borcunu ödeyemeyen bir adam bu kadar değerli gayri menkul nasıl alabiliyor?

Sarkozy'nın islamofob davranmasında en büyük etken olan ve Neoconların Fransa ayağı olan eski içişleri bakanının evinde 500 bin Euro nakit bulundu. Diğer taraftan yüklü miktarda faturaların nakit ödendiği ortaya çıktı.

Savunmasında tablo satışından bu parayı elde ettiğini ve bakan iken örtülü ödenekten yararlandığını iddia etse de aynı kabinede görev yapmış bir başka bakan onun hakkında “ya yalancı ya da hırsız” damgasını vurdu.

 Gün geçtikçe oy kullanma oranının düştüğü Fransa tehlikeli bir yola doğru gidiyor. Artık 6. Cumhuriyet konuşulmaya başlandı.

Durum o kadar vahim ki gündemi dağıtmak için eşcinsel evliliği ortaya attılar ve laiklik tartışmalarını yeniden başlattılar.

Şeffaf bir siyaset olmadan ülke düzlüğe çıkacağa benzemiyor. Çünkü merkez partileri böyle çuvallamaya devam ettikçe aşırılar rağbet görüyor ve iktidara gelmeleri yakın.

Fatih Karakaya - Haber7
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twiiter.com/fkarakaya

Yorumlar1

  • Sabit Kal 12 yıl önce Şikayet Et
    Desenize Fransa kutsallığını yitiriyor, desenize Cumhuriyet kutsallığını kaybediyor..... Ya çok kutsalmış gibi sunulan ama asıl gayesinin o zamanlar Fransa'da yaşayan ve Fransız vatandaşı statüsünde olmayan Yahudilere Fransız vatandaşına eşit haklar sağlayabilmek için yapılan Fransız Devrimi'ne ne demeli? Odamı kutsallığını yitiriyor? Propaganda yapmakta ve gerçek saiki perdelemekte mükemmel iş görebilen Avrupa insanının gözümüzü kamaştıran ilericiliği, adaleti, doğruluğunu her zaman sorgulamamız ve perde arkasında dönen dolaplara bakmamız, gerçek yüzlerini görebilmek için olmazsa olmazlarımızdan olmalı. Görünürde en büyük suçlardan olan rüşveti, 3.Dünya insanına sattığı her mal, aldığı her ihale vs. de kullanan ve bunları makbuzsuz vergiden/kardan düşürebilme hakkına sahip Batılının bu iki yüzlülüğünü kendi insanına karşıda uyguladığı şüphe götürmez ama kol kırılsın yen içinde kalsın anlaşması ile kendini deşifre etmemeyi uzun süre başarmıştır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat