Memlekete giderek biraz olsun nefes almak, sila-i rahim yapmak yeniden dirilmemize vesile oluyor. Üstelik birkaç yıllığına da olsa bayramın izin dönemine denk gelmesi bizim için ayrı bir sevinç kaynağı. Böyle bir günde sizlere güzel şeyler yazmak isterdim.

Ama maalesef görevimi yaparak uyarmak zorundayım. Fransa'da neler oluyor gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.

Bir anda bu kadar şiddetin artması, kimsenin aldırmaması çok tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Saldırıya uğrayan Müslümanların haberi daha yayınlanmadan yeni saldırılar oluyor.

Geçen gün iki genç bayanın bıçakla saldırıya uğradığını yazmıştık ki yeni bir vaka daha meydana geldi. Bu sefer yine polis şiddeti ile ilgili. Paris'in banliyölerinden Trappes adlı şehirde eşi, 4 yaşında çocuğu ve annesi ile sokakta yürüyen peçeli bir kadına polis tarafından kimlik tespiti yapılmak istendi.

Bundan sonra olanlar ise polise göre farklı aileye göre farklı. Polis yaptığı açıklamada kimlik kontrolü yapmak isterken kadının eşi polisin gırtlağına sarılmış ve başkaldırı yapmıştır.

Aileye göre ise kadın denileni yapmasına rağmen polis önce annesini itmiş sonrada kadını tartaklayarak tüm aileyi tutuklamıştır.

Olay bir banliyöde gerçekleştiği için mahalle sakinleri haber alır almaz gözaltına alınan ailenin serbest bırakılması için karakol önünde gösteriye başlamış.

Göstericiler arasına katılan provokatörler polis ile çatışmış ve şehir savaş alanına dönmüş. Tabii medya Müslüman aileyi suçluyor ve yasalara uymamakla itham ediyor. Ailenin görüşünü kimse dinlemiyor.  Polis ise bu gösterilerin "devlet otoritesine başkaldırı" olarak nitelendiriyor.   

Haber altında yazılan yorumları okuduğunuzda görünüşte en büyük insan hakları savunucuları olanlar, bir kediye bile bir şey olduğunda dünyayı yakacak kadar çıldıran insanlar Müslümanlara karşı o kadar gaddar olabiliyor ki.

Klasik "Müslümanlara Arabistan'a",  "burası bizim ülke onlarla mücadele etmek lazım" gibi sözler yanı sıra şiddete çağıran yorumların da yayınlanması dikkat çekiyor.

Bundan 2 yıl önce Fransız televizyonunda bir röportaj izlemiştim. Irkçı grupların içine sızan bir gazeteci onları aylarca takip etmiş ve gizli kamera ile çekim yapmıştı.

Bu gruplar her akşam işten sonra halter, kas geliştirici gibi spor yapıyor, hafta sonları da silah atışı eğitimi alıyorlardı. İçlerinde eğitimlisi, işsizsi, bürokratı, işvereni de vardı. Fransız halkının Müslümanlarla savaş halinde olduğunu, Fransız kimliğinin korunması için çatışmanın kaçınılmaz olduğunu savunuyor ve artık silahlanma vakit gelmiştir diyorlardı. O zamanları fazla gündem olmayan hatta birkaç marjinal grup diye tanıtılan insanlar artık eğitimi tamamlayıp söyledikleri savaşa başladılar mı diye sormadan edemiyorum kendime.

Geçen gün Fransız Breivik diye tanıtılan biri yakalanmıştı. Breivik hayranı olan, aşırı derece silahlanan bu adam ve karısı belirli bir projesi olmasa da ırkçı saldırılara hazırlandığı ortaya çıktı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Tehlikenin farkında olan Müslüman dernekler çok tedirgin. İçişleri bakanı tüm çağrılara rağmen iftar için katıldığı Lyon camisinde ne bu konuyu gündeme getirdi ne de İslamofobi ile mücadele eden dernekleri kabul etti.

Üstelik medya yeniden klasik İslam ile demokrasi bağdaşır mı tartışmalarını yeniden alevlendirdi ve tek yanlı yayınlar sayesinde ikisinin barut ile ateş olduğunu "öğrendik!"

Olaylar nereye varır bilmiyorum ama aylar önceden tehlikeye dikkat çekmiştim. Hiçbir gelişme olmadı ve şimdi saldırılar başladı. Bir sonra ki etap üzülerek söylüyorum ki ölümler olacak. Ölümler olsa bile "neredeyse" hak ediyordu demeye başlayacağız. Hatta Müslümanlar "canım onlarda Fransa'da peçe takmasın, İslam'da öyle bir şey yok" diye savunacak.  

Fransız halkı zaten başörtülü kadına o kadar kindar ki önünde öldürülse dönüp bakmaz bile. Onu insan yerine koymuyorlar ki! Nede olsa koca zoruyla bu hale gelmiş "aşağılık yaratık" 1. Sırf başörtülü için böyle düşünen bir toplum peçeli kadınlar hakkında ne buyurur varın siz tahmin edin.

Allah'a emanet olun.

Vatandaşlar tarafından çekilen görüntüler: 

Fatih Karakaya - Haber 7
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/fkarakaya