Sayın Ries siz beni tanımazsınız ama ben sizi çok iyi tanıdığımı düşünüyorum. En son 2008 yılında seçim kampanyası sırasında ihtiyaç duyduğunuz Türklerin oyunu alabilmek için tüm dernekleri toplamıştınız.

Orada bizlere ne güzel vaatlerde bulunmuş, her şey daha güzel olacak demiştiniz. Hatırlıyorsanız (ki hiç zannetmiyorum) ben size orada şunu söylemiştim: "bizim sizden özel bir beklentimiz yok, sadece diğerleri gibi eşit davranılmasını istiyoruz!"

Tabii siz de karşı çıkacak değildiniz ve sonuçta seçildiniz. Türklerin o kadar oy vermesine rağmen bir belediye başkan yardımcılığını bile çok gördünüz. Şunu inkâr edemeyiz elbet: önceki belediye başkanına göre bize daha yakın davranıyor gözüktünüz. Gözüktünüz diyorum çünkü arada sadece yöntem farkı vardı. Eski belediye başkanı da bayramlarda camiye geliyor Türkçe "bayramınız mübarek olsun" diyordu.

Siz camiler konusunda biraz daha cesaretli davrandınız. Her bir caminin yasal statüye kavuşması işin gerekli değişiklikler yapılacak dediniz. Bunu bazı camiler için gerçekleştirirken bazılarını hala askıya aldınız. Seçim dönemi yaklaştığı için de şimdilik değişmesi pek mümkün görünmüyor.

Öte yandan Kayseri ile Kardeş şehir olunmasını çok istiyorduk. Ama siz illa AB'nin Türkiye'ye sunduğu "imtiyazlı" ortaklık gibi bir şey teklif ettiniz. Nüfusunda Türkiye yazan ama Türkiye düşmanı insanların baskısı altında bu ortaklığı da içi boş bir tenekeye çevirdiniz.

Bize söyler misiniz 6 yıldır Kayseri ile olan ortaklığınız diğer "kardeş" şehirlere göre ne getirdi? Kapalı kapılar ardında 3-5 toplantı yaptınız. Strasbourg halkına hiçbir şekilde duyurmadınız. Verdiğiniz resepsiyonlar katılmadığınız gibi Türkler kendi aralarında toplanıp "ortak" şehir muhabbeti yaptı.

Kayseri kültürünü tanıtacak ne gibi bir projeye imza attınız? Place Keleber'de Kayseri günleri düzenlediniz mi? Laf olsun diye ortaklık olmaz. 3-5 mimar öğrenci getirmekle gözümüzü boyadınız.

Ermeni yasası sorununda Anayasa Konseyine gitmesi için imza verdiniz. Bunun için teşekkür ediyoruz. Ama sağcı rakibiniz de aynı imzayı verdi. Kusura bakmayın ama Marsilya'da belediye başkanı olsaydınız aynı hassasiyeti gösterecek miydiniz? Nerede çok oy var ben oradayım mı demek istediniz?

Sayın başkan mazur görün bizi. Diplomatik dilden pek anlamayız biz. Hani camilere geldiğinizde biz cahil halk Fransızca bilmediği için hep tercüme ediliyordu ya işte biz öyle cahiliz. Anlamayız siyasetten falan. Neyse ki son bayramda gelemediniz yardımcınızı gönderdiniz.

Garibim ilk defa geldiği için sizin daha önce patlattığınız esprilerden elbette haberi yoktu. O da Türkçe birkaç kelime söyledi.

Biz misafirperver bir milletiz. Oradaki yöneticileri de zor durumda bırakmak istemedim yoksa konuşmasına itiraz edecektim. Sizin 5-10 bayram önce söylediklerinizi bize yeniymiş gibi yine yutturmaya çalıştı.

Strasbourg belediyesi Kayseri ortaklığı dedi! Başka? Bunu daha önce sunmuştunuz. Ha bir de 40 bin Euro yardım yaptık dedi. Evet ilk defa bir belediye bir Türk camisine bu kadar yüklü(!) miktarda para hibe etmişti.

Şehir merkezinde ki "Büyük Cami" yapımı için verilen arsa ve %10 katkı yanında bunun lafımı olur sayın başkan? Hadi onları geçtik her yıl diğer dini cemaatlere verilen paralar karşısında bir camiye 40 bin euro vermişsiniz ne yazar başkan?

Onu da geçtik işleri güçleri Türkiye düşmanlığı olan "Türk" derneklerine verilen paraların yarısını camilere verseniz gam yemeyiz. 47 bin Euro emlak vergisi olan bir camiye 6 yıl içinde bir sefer 40 bin euro verip bunu her geldiğinde size para verdik haa diyen sizlersiniz. Bizim kültürümüzde sağ elin verdiğini sol el bilmemeli derler.

50 sefer hatırlatarak siz para verdik demekle bize hakaret ettiğinizi düşünmüyor musunuz? Cami yöneticilerine söyleyelim de bir gün de o parayı size iade etmek için para toplansınlar. Hatta biz size 50 bin euro verelim de her seferinde hatırlatalım ne dersiniz?

Her seferinde Türkleri sevdiğinizi söylüyorsunuz. Yine bizimle dalga geçiyorsunuz. İsrail Gazze'yi vurduğunda ilk işiniz "aman oraların kavgasını buralara taşımayalım" diye dini dernekleri topladınız milleti protesto etmekten alıkoydunuz.

2 yıldır Suriye'de 100 binden fazla insan öldü hiç sesiniz çıkmadı. Mısır'da bir darbe oldu yine ortalarda yoksunuz. Arakan'da dünyanın en çok şiddet gören azınlığı olan Müslümanlar için tek kelime etmediniz.

Ama ne hikmetse haklı veya haksız Türkiye'de Gezi olayları nedeni ile Türkiye'yi suçlayan oylamaya koşarak gittiniz. Eğer sevginiz buysa düşmanlığınız nasıl olacak merak ediyorum doğrusu! Yoksa Türkiye'ye demokrasi dersi vermek Strasbourg şehrine mi kaldı? Önce diğer meselelerde dik durun, Türkiye konusunda sizi desteklemeyen namert olsun.

Bizim artık bu oyunlara karnımız tok. Bekli dedelerimizi, babalarımızı kandırabilirsiniz ama bizi asla kandıramayacaksınız.

Çünkü siz bir kere yabancılara ve Müslümanlara kin besleyen bir parti üyesisiniz. İçişleri bakanınız romanlara ettiği hakaret asla kabul edilemez. Diğer hiçbir dine karışmazken İslam dinini yönetmek, yönlendirmek, Fransa İslam'ı denen yeni bir konsepti bize satmaya çalışan yine sizin partiniz. İnsanların en doğal hakkı olan giyim kuşam şeklini seçme hakkına müdahale eden yine sizin partiniz. Bu halde biz size nasıl güvenelim? Diyebilirsiniz ki partimin tüm politikasını onaylamıyorum. O halde bazı şeyleri kabul etmeyip istifa eden arkadaşlarınızın yolundan gidebilirsiniz!

Karşınızda artık gündemi takip eden, okuyan, itiraz eden, savunan, eleştiren Türk Kökenli Fransız gençlik var. En az sizler kadar bizim de bu ülkede söz hakkımız var. Hiç kimsenin bizi enayi yerine koymasına asla müsaade etmeyeceğiz.

Bundan sonra yabancılar dostu sosyalistler şehir efsanesinin de sona ermesi ve gerçeklerin ortaya çıkması için elimizden gelenin fazlasını yapacağımızdan emin olabilirsiniz.

Elbet listenizde son sıralarda bir yer bulabilmek için kendinden geçen arkadaşlar olacaktır. Ama şunu bilmenizde fayda var ki bilinçli bir gençliğe karşı mücadeleniz çok çetin olacak.

Fatih Karakaya - Haber 7
http://www.twitter.com/fkarakaya 
karakaya.fatih@gmail.com