Sözde Fransa ifade özgürlüğünde lider bir ülke! O kadar önde ki milyarca Müslümanı rencide ettiğini bildikleri halde, tüm bu insanların aynı kefeye koydukları halde, İslam'a ve Müslümanlara kinin, nefretin artacağını bildikleri halde, sırf basın ve ifade özgürlüğü altında karikatürler, hakaretler mahkeme yoluyla serbest bırakıldı.

O gün mahkemeye başvuran Müslümanlar Şeriat getirmek, diktatör devlet kurmak, Batılı halka baskı kurmakla suçlandı! Siyasiler, Cumhuriyetin temeline dinamitler konuyor diye yaygara koparttı! Gel gör ki konu başka toplumlar olunca işin rengi değişti. Daha önce de bu satırlarda birçok örnek vermiştim bu konuda.

2 haftadan beri bir sansür olayı ile kafayı buluyoruz. Fransa'nın Kamerun asıllı ünlü one man showcusu (stand Up) Dieudonné etrafında dönenler aslında batının ne kadar ikiyüzlü olduğunu gösteriyor. 2005'e kadar birçok başka ünlü ile görünen Dieudonné zamanla istenmeye adam ilan edildi.

Anti Siyonist bir söylem geliştirmeye başlayan Dieudonné, 2010 yılında Iran Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinajad bile ağırlamıştı. Ancak daha önceki yazılarımda da bir tehlikeye dikkat çekmiş ve Siyonistlerin Anti-Siyonizm'i Yahudi düşmanlığı ile eşdeğer tutmak için çabalıyorlar ve başarılı oluyorlardı.

Dieudonné düşüncelerini çekinmeden söyleyen hatta bazen haddi bile aşan bir insan. Birçok kez siyasi çalışmaları olmuş hatta Anti -Siyonist partini bile kurmuş birisi! Siyasi alanda başarılı olduğu söylenemez. Ama gösterileri her seferinde kapalı gişe oynuyor. Yine de her sene Fransa turnesine çıktığında gösterilerinin yasaklanması için davalar açılıyor ama Sarkozy'nin yapamadığını sol hükümet beceriyor!

Neymiş efendim Yahudi düşmanıymış, yaptığı el-kol hareketi aslında gizli bir nazi selamıymış. (kendisi bunu anti sistem hareket olarak tanımlıyor) Bu adama yaşama hakkı tanınmamalıymış! Bugüne kadar dostlarımın ısrarına rağmen videosunu 5 dakikadan fazla izleyemedim. Hiç komik bulmadığım gibi Müslümanları aşağılayıcı esprilerine de hiç gülemedim. Bundan sonra da zaten izlemem.

Amma velakin Charlie Hebdo dergisinin Peygamberimizi en iğrenç şekilde göstermesini savunanlar karşısında kendimi bu adamı savunmak zorunda hissediyorum. Ya sonunda kadar özgürlükten yanasınızdır ya da Müslümanları da savunmak zorundasınız. 

Medyanın “solun Sarkozy'si” dediği ama bana göre sağla-solu şaşırıp sol kapıdan giren içişleri bakanı Manuel Valls yaklaşık 6000 kişinin izleyeceği bir gösterinin yasaklanmasını istedi. Nantes valiliği hemen karar alarak gösteriyi yasakladı. Dieudonné ise idari mahkemeye başvurarak kararın iptalini istedi. Saat 14'e doğru mahkeme ifade özgürlüğü ve ortada suç olmaması nedeni ile talebi kabul etti.

İçişleri bakanı pes etmeyerek saat 17'de Anayasa Konseyine başvurdu. Fransa tarihinde rekor bir hızla Konsey hükümeti haklı buldu ve gösteriyi yasakladı! Gerekçe hep aynı: “Toplumsal kargaşa, çatışma tehlikesi ve bir zamanlar Türkiye de meşhur olan halkı kin ve düşmanlığa teşvik!”

Hâlbuki gösteriyi izlemeye gelenler elinde ne molotof kokteyl, ne sopa, ne de maske vardı. Tek dertleri birkaç saat gülmekti. Ama hatırlayacaksınız, ellerinde molotof ile ağaç savunmaya gelenler AB'nin gündemin düşmüyordu.

Yaklaşık 6000 kişi ve yüzlerce polis gösteri merkezinin önünde gergin bekleyişini sürdürüyordu. Ancak Dieudonné Milli Marşı söyleyerek eve gitmelerini ve Youtube'a koyacağı videoyu izlemelerini isteyince halk dağıldı. Adam Youtube çok iyi kullanıyor ve her videosunu en az 500 bin kişi izliyor. http://www.youtube.com/user/iamdieudo

Şimdilik her ne kadar zevkten dört köşe olanlar olsa da Fransız halkı bu yasağı pek onaylamış görünmüyor. Bir haber sitesinde bir okuyucunun yorumu genel görüşü yansıtıyor: “Politikacılar bizim paralarımızla geçiniyor. Ne zaman konuşlarınızı dinlemek için 45€ verirsek o zaman özgür olursunuz. Ama şimdilik sizi besleyenleri rahat bırakın”. Bir başka yorumcu da bir takım STK'ların halka neyi izleyip, neyden kaçınması gerektiğini dayatıyor demiş.  

 Ve bu arada Dieudonné hakkında kara para aklamak, vergi kaçırmaktan soruşturma başlatıldı. Ne tesadüf değil mi?

O yüzden diyorum ki birileri bana Batı'da ki “ileri demokrasiyi” savunmaya kalkınca gülmekten yerlere seriliyorum.

Not: yazılarımda sürekli Manuel Valls'a dikkat çekiyorum. Bir yere not edin. Solcu görünen bu adam, aşırı sağ yakın, Müslüman düşmanı bir isim. Büyük ihtimal ya 2017'de ya da 2022'de kesinlikle Fransa Cumhurbaşkanı olacak. O zaman “ah Sarkozy ne iyi adamdı” diye ağlayıp duracağız.

Fatih Karakaya - Haber 7
http://www.twitter.com/fkarakaya
karakaya.fatih@gmail.com