Kaset işi Fransa'ya da sızdı!
- GİRİŞ18.02.2014 08:57
- GÜNCELLEME18.02.2014 08:57
Olay bir yolsuzluk soruşturması sırasında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin baş danışmanlarının evinde yapılan aramada ortaya çıktı.
Sarkozy'nin aşırı uçları temsil eden danışmanı Patrick Buisson katıldığı tüm toplantıları, Sarkozy ile yaptığı tüm özel görüşmeleri kayda almış.
Saatlerce süren kayıtlarda en gizli toplantılar, seçim kampanyası stratejilerini hepsi depolanmış. Birkaç hafta önce bu kayıtlardan haberi olan Sarkozy çok bozulmuş ve başka bir yolsuzluk soruşturması nedeni ile kasetlere el konulmuş.
Fransa siyasetini uzun yıllardır takip ederim. Bugüne kadar sadece bir sefer bir vatandaş bir belediye başkanına rüşvet verirken gizli kamerayla çekim yapmış ve o görüntüleri de basına servis etmişti. Onun dışında hiçbir zaman gizli çekim, ses kayıtları, görüntüleri hiç yayınlanmadı.
Hele hele Türkiye kadar şantaj için hiç kullanılmadı. Paralel devlet yok diyenler başbakanın çalışma ofislerinde böcekler ne işe yarıyor izah edemedi. Okyanus ötesi konuşmaları yayınlayanları hukuka aykırı derken, kimler hangi sıfatla başbakanın ses kayıtlarını yayınladı açıklayamadılar.
Bu paralel yapı diye bir şey yoksa bunlar nasıl ortaya çıktı o halde? Fakat şu da bir gerçek! Gerek o taraftan, gerek bu taraftan kayıtlar çıktıkça insanlar kendi taraflarına daha çok bağlanıyor.
Ama bazen komik duruma düşenler de var. Özellikle tartışmalarda Milli Görüşün yeri de tartışılıyor. Birileri Erdoğan'ı sevenleri suçlarken onu hatasız, “o olamazsa olmaz” gibi gördüklerini iddia ediyor. Fakat daha dün Milli Görüşçülerin çoğu Erbakan'ın çizdiği siyasi yoldan gidiyordu. Ama akıllarını kiraya vermedikleri için, kendi başlarına karar verebildikleri için bugün Erdoğan'nın çizdiği yoldan gidiyorlar. Ya siz her açıklamaya neden hep ilahi ya da rüyasal açıklama uyduruyorsunuz?
Avrupa'da Milli Görüş teşkilatları içinde büyük tartışmalar yaşanıyor. Bir taraftan Saadet'e bağlı kalma taraftarı olan küçük bir grup, diğer taraftan da Milli Görüşün asıl temsilcinin AKparti olduğuna inanan büyük bir kesim.
Bu durumda bile Cemaat üyeleri Saadet liderinin ya da Rahmetli Erbakan'ın AKparti ile ilgili açıklamalarını kullanmaya çalışıyor. Halbuki 28 şubatta bu cemaatin duruşu bir şekilde Akparti'yi doğurmuştur. O gün doğru yerde dursalardı belki de bugün Akparti olmayacaktı. Zaten tüm sorun da burada. Çünkü Erbakan çizdiği siyasi yolda “göründüğün gibi ol, olduğun gibi görün” desturu vardı. Gerici, yobaz yakıştırmalarına aldırmadı. Erdoğan'da artık bu yoldan gidiyor.
Cemaat ise “emperyalist” güçler bizi ezer, onlarla iyi geçinelim, aman kavgaya tutuşmayalım derdindeler. Yoksa Allah aşkına bir tane “abinin” bile sakallı olmaması neyle izah edilebilir? “İstihbaratla aramız iyi” veya Fransız gazetesine verilen demeçlerin, Türkçe versiyonunda rötüşlar ne manaya geliyor. Dünyayı kan gölüne çeviren asıl vampirlere karşı neden tek bir “(bed)dua” yok?
Burada takip ettiğim birçok cemaatçi dost Türkiye'yi, başbakanı eleştiren Fransızca twitler atıyorlar. Sosyal Pencere hesabının Fransızcasını açmışlar aynı şekilde Fransızlara şikayet edecekler. Yahu arkadaş Fransızlara şikayetten amacın nedir? Onların Türkiye veya hükümet aleyhine açıklamaları sizi neden bu kadar mutlu ediyor? Onların Türkiye aleyhi açıklamaları tarafsız olabilir mi?
Biz çok iyi biliyoruz ki asla olamaz. Aynı şekilde BBC'nin de olamayacağı gibi! Ama demeç için o tür medya seçiliyorsa bana bunun mantıklı izahını yapabilecek bir babayiğit var mı?
Artık devir değişti. Milli Görüş camilerinde Akparti aleyhine konuşanlar azınlıkta kaldı. Türkiye'de durumlar nasıl bilmem ama Cemaat denen bu yapıya saygı da kalmadı. Eskiden binlerce insan yardım etmek için can atar, baskıyla da olsa Zaman'a abone olurdu.
Bugün cemaat üyeleri kendi kendine sorması lazım: ne oldu da bu kadar insanı kendimize düşman ettik? Sadece Erdoğan sevdası, ya da başbakanın açıklamaları bununla izah edilir mi? Hala kendilerini hatasız görüp suçu tamamen başbakana yıkmaya çalışması, bunu yaparken de batıya dayanması daha da itici hale geliyor.
Gün geçtikçe aslında mesele daha da net anlaşıyor. Gerçek İslam ile protest İslam'ın savaşı gün yüzüne çıkıyor. Sanki birileri fazladan birkaç dini kelimeler kullanınca daha Müslüman olduğunu sanıyor.
Fatih Karakaya - Haber 7
karakaya.fatih@gmail.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol